Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Bu dizinin adı ‘Yalan Rüzgârı’ olmalı

Bu dizinin adı ‘Yalan Rüzgârı’ olmalı

Baştan sona yalanlarla dolu bir dizi çekiliyor. Bu dizinin başrolünde ABD, ikinci rolünde ise AB bulunuyor. Haçlı ittifakının İslam dünyasını kandırmak için yalanlara sarılmasının fazlaca yadırganacak bir yanı yok ama, bu yalanların oluşturduğu dizinin İslam dünyasında geniş bir izleyici kitlesi bulması, hatta bu dizide rol almak için birtakım ülke liderlerinin yarışıyor olması insanı daha çok üzüyor.
 
Yalan Rüzgârı dizisinden son günlerde medyaya yansıyan bazı sahneleri aktarmak istiyorum.
Önce, Irak’ı işgal ederek bugünkü karmaşanın ve belirsizliğin temelini atan ABD olduğunu, ardından da 6 yıldan beri Suriye’de yaşanan dramın tetikçiliğini ABD ve koalisyon ortakları ve Rusya’nın yaptığını hatırlatmakta yarar var. Ardından da tüm bu olumsuzlukların, işlenen cinayetlerin ve milyonlarca insanın yurtlarını terk etmek zorunda kalışının başlıca sorumlusu olduklarını sanki dünya bilmiyormuş gibi İnsan Ticareti Raporu yayınlamaları sadece söz konusu dizinin bir sahnesinden ibaret olsa insan üzerinde durmayabilir. Ama genelde dünya üzerinde, özelde ise başta, Irak, Suriye, Afganistan olmak üzere İslam dünyasında gündeme gelen İnsan ticaretinin sorumlularının böyle bir rapor yayınlayarak, kendi sorumluluklarını bu işlete hiçbir katkısı olmayanların üzerine yıkmaya çalışmaları olsa olsa utanmazlık ve insanlık âlemini aptal yerine koymak olabilir.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2016 İnsan Ticareti Raporu’nun Irak bölümünde, “PKK bazıları 12 yaşında olan Kürt ve Yezidi erkek ile kız çocuklarını, Kuzey Irak’taki çatışma ve destek görevleri için zorla topladı, ellerine silah verip kullandı” değerlendirmesi yapılmış. Bu noktada akla, “PKK terör örgütüne bu silahları veren ABD değil mi?” sorusu geliyor. Bir yandan terör örgütlerini silahlandırıp ardından, bu örgütleri silahları çocuklara vererek çatışma alanlarına sürdüklerinden şikâyetçi olmak ikiyüzlülük ve sahtekârlık olmaz mı?
 
Aynı raporun Suriye bölümünde ise, “18 yaşından küçük savaşçıların salıverilmesi için uluslararası taahhüt vermiş olmasına rağmen YPG, 12 yaşındaki çocukları topluyor ve eğitiyor” deniliyor. Bu durum ABD Dışişleri Bakanı Tillerson tarafından, “Bu durum en büyük trajedilerden biri” olarak nitelendiriliyor. PKK’nın Suriye kolu YPG, ABD tarafından eğitilip silahlandırılmıyor mu? Bunun da ötesinde Suriye’de YPG militanları ABD tarafından kara gücü olarak kullanılmıyor mu? Yani YPG/PKK Suriye’de ABD’nin partneri ilan edilmedi mi? Durum bu iken böyle bir rapor yayınlanmasını birilerinin izah etmesi gerekiyor. Şahsen bu tür İnsan Ticareti ya da İnsan Hakları Raporlarını  işledikleri cinayetleri gizlemeye yönelik olarak görüyorum. Bunun ötesinde utanmazlığın dik âlâsı olarak değerlendiriyorum.
 
Bu arada eski ABD Güvenlik Konseyi yetkililerinden Michael Doran’ın ABD yönetiminin Suriye’de terör örgütü PKK/YPG’ye silah vermesinin hatalı olduğunu belirterek Türk Hükümeti ile aynı kaygıları paylaştığını söylemesi bu yalan rüzgârı dizisinin başka bir sahnesi olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü PKK/YPG’ye sadece bugünkü ABD yönetimi silah vermiyor, Obama dönemince de aynı tavır sergileniyordu. Terör örgütlerini silahlandırmanın ana hedefinin Irak’tan sonra Suriye’de de bu örgütlere bir alan açmak olduğunu bilmeyen kalmadığı düşünülürse, Irak’tan sonra Suriye’nin de ABD tarafından önce çökertildiği, ardından da bölündüğü ortadadır.
 
Son olarak, çatışmalar sebebiyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan Suriyeli mülteciler konusuna dikkat çekmek istiyorum.
Suriye’de 6 yıldır devam eden iç savaşın neden olduğu trajedinin yükünü büyük ölçüde Türkiye çekiyor ve bugün için Türkiye’de 3 milyon 49 bin 879 mülteci barınıyor. Buna karşılık AB, 14 üye ülkede 6 bin 645 mülteciyi barındırıyor. Suriye’deki savaşta en önemli aktör durumundaki ABD ise BM’nin belirlediği 8 bin kişilik yerleştirme kotasına rağmen tek bir mülteci bile almamıştır.
 
Kısacası, rakamlar ve uygumlalar ile açıklamalar (verilen sözler) birbirini tutmuyor, bu durum sanıyorum söz konusu yalan rüzgârı dizisinin gereği olarak dünya yalanlarla oyalanmaya çalışılıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi