Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Düşüne el uzatmak görevimizdir

Düşüne el uzatmak görevimizdir

Zalimin zulmünden kaçıp ülkemize sığınan Suriyeli mülteciler ne yazık ki, hayallerinde oluşturdukları o kardeşlik ilişkileri ile tanışma imkânı bulamadılar. Bilindiği üzere, bizim çocuklarımız bir asırdır “ne mutlu Türküm” telkinleri ile büyümekte ve insani ilişkilerini bu doğrultuda şekillendirmektedirler. Doğal olarak bu telkinlerle büyüyen insanlarımızın ötekileştirdikleri kişilerle kardeşlik bağı kurma imkânları kalmıyor. Günümüzde, okumuş mürekkep yalamış dediğiniz kişilerin dahi biz ve öteki ayrımına gittiklerini ve ötekileştirilen fertlere karşı faşizan bir yaklaşım sergilediklerini görmekteyiz. Suriye’de savaşın getirdiği ağır yıkıma maruz kalan mülteciler ne yazık ki ülkemizde ikinci sınıf vatandaş olarak görülmekte ve dışlanmaktadırlar. Halkımızın bu kimseler hakkındaki düşüncelerine kulak misafiri olduğunuzda şu ifadeleri işitirsiniz:
 
Suriyeliler temizlikten hiç anlamazlar, bu insanlar çok kokuyorlar aynı zamanda kaba ve görgüsüzler: Okul çağına gelen bir çocuk arkadaşının kusurlarını yüzüne vurarak eğlenmeye çalışır. Onu küçük düşürecek bir hata arar ve bu konuda en küçük ayrıntıları dahi gözünde kaçırmaz. Böyle durumlarda ebeveynler araya girer ve çocuğa, arkadaşını küçük düşürecek ifadeler kullanmanın kötü bir davranış olduğunu anlatır ve onun fıtratında mevcut olan şefkat ve adalet duygularını harekete geçirmeye çalışırlar. Fakat ne yazık ki bazı kişiler, çocukluk döneminde onarılması gereken bu davranışları kalıcı hale getirip uyumsuzluk gösterebiliyorlar. Suriyeliler pis, kokuyorlar düşüncesi ile hareket edip mülteci kardeşlerimizi dışlama yoluna giden bu kimseleri çocukluk çağından çıkıp erişkinler ülkesine katılmaya davet etmek gerekir. 
 
Suriyeli gençler, Türk kızlarını taciz ediyor, sokaklarda kavga çıkarıyorlar: Bir kadının tacize maruz kalması ya da şiddetin sokaklarımıza kadar taşması, elbette büyük bir sorundur. Bu sorunun faili kim ise hak ettiği cezayı bulmalıdır. Fakat son günlerde Suriyeli mültecileri hedef alan videoların provokasyon olma ihtimalini düşünmek ve buna uygun önlemler almak zorundayız. Kaldı ki bulunduğumuz her ortamda, huzurumuzu kaçıracak fertler ortaya çıkabilir. Ancak bir kişinin yaptığı hatayı bütün topluma mal edemeyiz. Suç bireyseldir ve faili kim ise cezayı hak eden de o olmalıdır. Bu nedenle Suriyeliler suç üstüne suç işliyor diye çığırtkanlık yapan kişileri çocukluk ülkesinden erişkinler ülkesine davet etmek zorundayız. 
 
Suriyeliler memleketlerine geri dönüp savaşmak zorundalar. Eğer sadık insanlar olsalardı ülkelerini terk edip buralara kadar gelmezlerdi: Fertlerin doğup büyüdükleri toprakları korumak için mücadele etmeleri elbette insani bir sorumluluktur. Ancak zulüm ve baskıların dayanılmaz boyutlara ulaştığı noktada Rabbimiz hicrete izin vermiştir. Bu nedenle bu insanların maruz kaldıkları baskıları anlamadan, onların duygularını hissetmeden doğru bir yargıya varamayız. Bu bir gerçek!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi