Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Neleri dert ediniyoruz?

Neleri dert ediniyoruz?

Bir kadın, başını avuçlarının arasına almış, üç kilo fazlam var, bunu nasıl vereceğim diye düşünüyor. Kadın adeta yasta. Üç kilo ne büyük dert… Acaba hangi diyetisyene gitse, hangi uzmandan yardım alsa, hangi diyet kürünü uygulasa da bu kilolardan kurtulabilse. Kadın içten içten hüzünlenirken kimse ona fazla kilolardan kurtulabilmek için boğazını tutması gerektiğini söylemiyor. Kadın fahiş paralar ödeyerek diyetisyene gidiyor ve aldığı kiloları verebilmek için sıkı bir diyete başlıyor.
 
Bir kadın üç ay önce aldığı köpekle iletişim kurmaya çalışıyor. Köpek ise evin sakinlerinden uzaklaşıp sakin bir odaya kaçıyor. Köpek verilen yiyecekleri yemiyor, durgun bir deniz gibi öylece bakıyor. Kadın sabahın erken bir saatinde evinden çıkıyor ve köpeği veteriner veteriner gezdiriyor. Veteriner ise köpeğin sağlığında herhangi bir sorun olmadığını, yeni duruma uyum sağlamaya çalıştığını söylüyor. Kadının bir haftadır elinden telefon düşmüyor. Tanıdık tanımadık herkesi arıyor ve köpeğin sorununu paylaşıyor. Fakat kimse ona köpeğin ait olduğu ortamdan koparılarak daracık bir mekâna kapatıldığını ve bu ortamın onun doğasına uygun olmadığını söylemeye cesaret edemiyor. O yüzden evin bahçesinden alınıp küçük bir odaya hapsedilen ve adeta insan rolü biçilen köpek uyumsuzluk yapmaya devam ediyor.
 
 
Bir adam arabasını değiştirebilmek için ek iş yapıyor fakat biriktirdiği para istediği aracı alabilmek için yeterli gelmiyor. Adam karalar bağlamış, eşi ile konuşmuyor, çocuklarını azarlıyor, eve gelen misafirlere tepki gösteriyor. Adam hayallerini süsleyen o aracı almaya kararlı fakat imkânları buna elvermiyor. O da suçlayacak birini arıyor ve ebeveyninden, patronuna kadar herkese hakaretler yağdırıyor. Fakat kimse adama sahip olamadıklarına değil sahip olduklarına bakıp şükretmesi gerektiğini söylemiyor.
 
Bir genç kız, günlerdir odasından çıkmıyor. Tıp fakültesini kazanma hayalleri kurarken aldığı puan karşısında büyük bir şaşkınlık yaşıyor. Genç kız kendine olan inancını kaybediyor. Anne baba ise bak komşunun kızı kazanmış sen niye kazanamadın, demek ki yeterince çalışmadın deyip onu suçlamaya devam ediyorlar. Ailenin bu yaklaşımı karşısında genç kız kendisini odaya kapatıp cezalandırıyor. Fakat kimse ona farklı alternatiflerinin de olabileceğini söyleyemiyor. Ne ilginç değil mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi