Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Kural ve amaç

Kural ve amaç

Topluma sesini duyurmak imkanı olanlar bir ideali savunuyorlar. Hepsinin ortak yanı somut bir soruna çözüm aramak ya da olayı tarafsız bir biçimde analiz etmek değil soyut idealler uğruna mücadele etmek olarak görünüyor. Yani demokrasiyi, insan haklarını, özgürlükleri, ülkenin yüksek menfaatlerini, inançlarını savunuyorlar ve olayları bu hedeflerle uyumlu olacak biçimde yorumluyorlar.

Oysa önce şu sorunun cevabı verilmelidir: Kurallar ve savunulacak ideolojiler önceden, ülkenin hedeflerinden bağımsız olarak belirlenir ve insanların görevi bu soyut hedeflere ulaşmak mıdır yoksa önce somut hedefler belirlenip kurallar bu hedefe en kolay ulaşılacak biçimde mi belirlenir? SSCB’nin değişmez hedefinin dünya üzerinde komünist bir düzen kurmak olduğu düşünülürken bu ideolojinin kırıntısının bile olmadığı bir düzene geçilmesi, üstelik bunun egemen olan gücün eliyle yapılması, kapitalist ülkelerde ekonomiye devletin müdahalesi, nasıl açıklanabilir? İnsanların, bir anda, ayrılmaz bir parçaları sayılan düşüncelerini bir tarafa atmalarını anlamı nedir? Acaba ideolojiler hedefe varılmak için kurgulanmış bir düşünceden mi ibarettir ve iş göremez hale gelince bir paçavraya mı dönüşürler?

Ülkemizde demokrasi ve özgürlükleri savunanların hangi hedefe varmak istedikleri söylemlerinden daha önemli. Bir süre sonra bu hedef ideallerinin önüne geçer ve en zorba bir yönetimi savunur ve uygular konuma geçerlerse şaşırmam.Üstelik bunu ip uçları şimdiden görünüyor. Eğer bir medyayı kontrol ediyorlarsa kapalı devre yayın yapıyor ve benzer sözleri söyleyenler bir araya geliyor. Burjuvazinin ufku kendi parasal çıkarlarını aşamadığı ve zenginleşmelerini ülkenin kurtuluşu saydıkları için sahip oldukları ve dolaylı olarak destekledikleri medya organları düzeysiz bir çıkarcılığın ötesine geçemiyor.

Bürokratik kökenden gelenler kendilerini ön plana çıkaracak her çözümü kabule hazır. Hem kendilerinin hem de benzerlerinin başarısını ülkenin yönetimini üstlenen ya da etkileyen kimselerin takdiriyle ölçüyor. Eğer burada kendilerine bir yer bulamamışlarsa en sert muhalefetin yanında yer alıyorlar.

Benim ülke yönetimi için öngördüğüm ilkeler şöyle: Önce hedefler belirlenir, kurallar ve ideolojiler bu hedeflere ulaşılacak biçimde seçilir. Kimse kötü olduğu için diktatör değildir. En hızlı demokrasi savunucuların ruhlarındaki baskıcılık bir diktatörün çok ötesinde olabilir ve bu insanların uyguladıkları demokrasi diktatörleri aratabilir.

Bir ülkeyi yöneten ya da yönetiminde etkili olanlarda aranacak ilk vasıf ülkeleri aracılıyla kendilerini yüceltmek istememeleri tam tersine ülkeleri ileri düzeylere gelirken, eğer kendileri kaybedeceklerse, bunu görmezden gelip ulaşılan yer nedeniyle mutlu olmalarıdır.

Herkesin büyük, kahraman, demokrat, inançlı göründüğü bir ülkenin potansiyelinin en küçük kırıntısını bile kullanamaması herkesin küçücük olduğu anlamına gelir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi