Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Aile ve Ahlaki Yozlaşma Raporu

Aile ve Ahlaki Yozlaşma Raporu

Yönetim biçimi nasıl olursa olsun toplumda farklı görüş ve düşünceler olacaktır. Elbette bu farklı görüş ve düşüncelerin olması ne kadar doğalsa, farklı görüşlerin dile getirilmesi, ülkeyi yönetenlere ulaştırılması gerekir. Yoksa, ifade edilmeyen/edilemeyen farklı görüşlerin bir anlamı kalmaz. O zaman “Herkes farklı düşünebilir ama, ifade edilmesi sakıncalıdır” gibi bir anlayış gündeme gelir ki, bu durumda daha iyiye ve güzele ulaşmak çoğu zaman mümkün olmaz. Meseleye demokrasi açısından bakıldığında muhalefetin önemli bir görevi vardır. Eğer muhalefet partisi/partileri görevlerini sadece iktidarların yanlışlarını, hatta her türlü faaliyetini eleştirmekten ibaret sayarlarsa hem işin kolay yönünü seçmiş hem de varlık sebeplerine uygun davranmamış olurlar. Böyle olunca da yaptıkları eleştirilerin de fazla bir anlamı kalmaz. Elbette muhalefet eleştirecektir, iktidarın yanlış buldukları icraatlarına toplumun dikkatini çekeceklerdir. Ancak böylece görevleri bitmiş olmaz. Yanlış buldukları ve eleştirdikleri hususun çözümünü, bu yöndeki tekliflerini de ortaya koymaları gerekir. O zaman görevlerini yapmış olurlar.

Bu noktada Saadet Partisi’nin çeşitli konularda araştırmaya dayanan raporlar hazırlayarak kamuoyunun bilgisine sunduğunu hatırlatmak istiyorum. Özellikle belli periyotlarla ekonominin son durumunu anlatan ekonomik raporlar, bunun ötesinde başlığa aldığım “Aile ve Ahlaki Yozlaşma Raporu” ve “Şehir Hastaneleri Raporu” gibi raporlar hazırlayıp kamuoyunun bilgisine sunduğunu bu raporlarda sadece durum tespiti yapıp bu noktaya nasıl gelindiği ortaya konulmakla yetinmeyip öneriler ve çözüm yolları başlıkları altında tekliflerinde sıralandığını vurgulamak gerekiyor. Elbette, her siyasi partinin bir dünya görüşü ve olayları algılayışı ve olaylara çözüm konusunda farklı düşünceleri vardır. Farklı görüşlerin ortaya konulması ve bu farklı görüşlerin birleşmesi sonucu ortak akıl ile belirlenen çözümlere ulaşılmasında fayda vardır. Ne var ki, muhalefet partilerinin seslerini toplumun her kesimine ulaştırması çoğu zaman mümkün olmuyor. Buna rağmen her partinin toplumun sorunlarına karşı duyarlılığını ortaya koyması gerekir.

Bu yazımda Saadet Partisi’nin “Aile ve Ahlaki Yozlaşma Raporu” üzerinde kısaca duracağım. Raporun tümünü görmek ve okumak isteyenlerin Saadet Partisi Genel Merkezi’nden temin edebileceklerini hatırlatmak istiyorum.

Raporda bu alandaki yozlaşmanın, “Gücü ve kuvveti merkeze alan Batı dünyasının empoze ettiği ve diğer toplumların da ‘Batılı değerleri üstün gören’ anlayışlarının aile mefhumunu sarstığı, değersizliğe doğru ittiğine” dikkat çekilerek ailenin sarsılması ve etkisizleştirilmesinin, ‘Toplumu oluşturan diğer tüm kurumlarda da bozulmalara sebebiyet verdiğine’ dikkat çekilerek bundan dolayı sosyal yapı ve ailenin doğru hak anlayışına dayalı bir zihniyet ile topyekûn bir kalkınmaya ihtiyaç olduğuna vurgu yapılıyor.

Raporda İslam dünyasında, özelde ülkemizde gelenek ile modernite arasında çıkan çatışmadan geleneksel yapının büyük hasar gördüğü, özellikle de küresel sömürü sisteminin arzu ettiği yeni insan ve yaşam modeli karşısında her türlü yapı itibarsızlaştırılmaktadır. Bunun engellenmesi için yeni adımların atılması ve düzenlemelerin yapılması şarttır. Bu yapılırken hayata geçirilecek politikalar ve düzenlemeler bir bütün olarak değil de, sadece kadın, sadece erkek, sadece çocuk ele alınarak oluşturulduğu için aile yapısının korunmasına hizmet etmediğine dikkat çekiliyor.

Batı özentisi ile toplumda ortaya çıkan değişim ve başkalaşımın bir sonucu olarak ailenin zayıfladığı, boşanmaların arttığı ve bunun sonucu olarak anne-babası ayrılmış çocuklarda ciddi sıkıntılar ortaya çıktığına dikkat çekilen raporda hukuki düzenlemelerin tek başına yeterli olmayacağı vurgulanarak şöyle deniyor:

“Hukuk kişiyi ve kurumu dıştan, ahlak ise içten kuşatan bir özelliğe sahiptir. Arkasında ahlaki değerlerin yer almadığı bir hukukun da mahrem bir alanda sonuç vermesi beklenmemelidir”.

Kısacası, sağlıklı bir toplum için öncelikli olarak kendi ahlaki ve manevi değerlerin içselleştirmesi gerekiyor. Milli Görüş hareketinin hep söylediği gibi maddi kalkınmanın yanında manevi kalkınma gerçekleştirilemediği sürece istenen ve özlenen huzurlu toplum yapısına ulaşmak mümkün olmayacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi