Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu

Hangi 'sıra'ya girdiğine bağlı...

Hangi 'sıra'ya girdiğine bağlı...

Pazar sözlüğü:

Pazar Sözlüğü'ne başlayalı yaklaşık yedi ay oldu. Bugün istiyorum ki, geçmişe dönüp bazı maddeleri hatırlayalım, bazılarını da gözden geçirelim, orasını burasını gerekiyorsa düzeltelim.
ANLATMAK. Yaşamak. Dikkatinizi çekmez mi, birilerine anlatana kadar olayların içinde öylesine yuvarlanıp gidiyormuş gibiyizdir. O yüzden bize başımızdan geçenleri anlatacak birileri gerekir. Böylece hepsi "yaşanmış" olur. Fakat dünya değişiyor; artık "anlatılan" hayatlar, "fotoğraflanan" anlara dönüşüyor.
ALIŞKANLIK. Obur öğütücü. Çevresinde ne varsa yutup öğütür, güzelliği bile.
AYNA. Oradaki sahiden ben miyim? Ursula K. Guin ne güzel ve nasıl ironik biçimde anlatıyor: "Kediler ve köpekler bizden daha akıllı. Aynaya bir kere, yavruyken bakıyorlar. Çok heyecanlanıp arkasındaki yavru hayvanı yakalamak için dört dönüyorlar... Derken dank ediyor. Hile bu. Sahte. Bir daha dönüp bakmıyorlar. Kedimin gözleri aynada benimkiyle buluşuyor ama asla kendi gözlerine bakmıyor."
DERİ. Derindir. Zamana yoldaş, bedene örtü, ruha kapıdır.
KAKTÜS. Penceresinin önünü çeşit çeşit kaktüs saksılarıyla süslemiş. Niçin kaktüs seviyorsun, diye soruyorum.
"Aylarca su vermesen, öf pöf etmezler" diyor. O an içimi sıkıntı basıyor. Dönüp kaktüslere bakıyorum. Zorlu bir psikoloji testi için laboratuvara alınmış denekler gibiler. Arıza çıkarmayan, dert yaratmayan, her türlü ilgisizliğe karşın yine de boy vermeye devam eden sevgililer... Artık istediğimiz bu mu?
MAHALLENİN DELİSİ. Hep gülen ama kimseyle alay etmeyen bu adamı sevgiyle kucaklıyorum. Öyle güzel insan ki, kendisiyle alay edip duranlardan bu davranışı kopya etmemek konusunda inat edecek kadar şuur sahibi!
MIZMIZLIK. Hayata tutunamayanların birbirine tutunma çabası. Umutsuz ve umarsız ilgi davetiyesi.
SIRADANLIK. Hangi "sıra"ya girdiğinin şuurundaysan iyi bir şeydir... Fakat modern bir hastalık var: İlginçlik. Bu hastalık bizi ne pahasına olursa olsun yenilik tutkusuna, uyduruk farklılıklara kıymet vermeye itiyor ve sıradanlığı kötü gösteriyor. Ne yanılgı ama! Oysa şu kiraz ağacı hep aynı mevsimde, aynı renklerle çiçeklenip sonra aynı meyveyi veriyor. Ya bir seferliğine dahi tersi olsaydı? Şaşırır, tedirgin olur, kötü şeylere yormaz mıydınız?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Haşmet Babaoğlu Arşivi