M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Birinci, En Önemli Mesele Eğitimdir

Birinci, En Önemli Mesele Eğitimdir

TÜRKİYE şu üç unsurdan oluşur: Devlet halk ülke.

Türkiye’nin en büyük, en temel ana meselesi eğitim meselesidir.

Eğitim iyi olmazsa genç nesiller iyi yetiştirilemezse Türkiye sarsılır ve batar.

Eğitimin iyi olması için şu şartlar gereklidir:

1. Millî kimliğe ve kültüre uygun olacak, ona hizmet edecek.

2. Evrensel insan haklarına uygun olacak.

3. Resmî ideoloji dahil, hiçbir ideolojiye hizmet etmeyecek.

4. Egemen azınlıkların faşist ve sapık vesayet rejimi sistemine hizmet etmeyecek.

5. Siyasî, sosyal, kültürel devamlılığa hizmet edecek; kopukluklara, ârızalara, tarihî kazalara hizmet etmeyecek.

6. Uluslararası eğitim anketlerinde, genel kültür konusunda, 100 üzerinden en az 70 not alacak.

7. İngilterenin, Fransanın, Singapurun, Japonyanın ve diğer ileri ve başarılı ülkelerin okulları ve bilhassa liseleriyle başa baş yarışacak.

8. Türkiyeyi yükseltecek vasıflı, başarılı, bilgili, kültürlü, ahlaklı, faziletli, sanat estetik mimarlık şehircilik boyutuna sahip, vatansever bilge (on iki sıfat saydım) güçlü ve üstün süper kadrolar yetiştirecek.

9. Türkiye’mizde de İngiltere’deki Eton Koleji ayarında, hattâ ondan üstün okullar olacak.

10. Türkiye eğitiminin, okullarının üstünlüğünü ve harikalığını düşmanlarımız bile kabul, tasdik ve teslim edecekler. (Bizim övmemiz ve beğenmemiz yeterli değildir).

***

BUGÜNKÜ EĞİTİM SİSTEMİMİZ, 2016 uluslarası PİSA eğitim yarışması da gösterdi ki, iflas etmiştir.

Okullarda çocuklarımıza bitişik el yazısı bile öğretilememektedir.

Çocuklarımıza ve gençlerimize yazılı edebî Türkçe öğretilememektedir.

Başta mantık olmak üzere felsefe grubu dersleri (psikoloji, ahlak, metafizik, estetik) kültürü verilememektedir.

Bilgi ve kültürün yanında ahlak ve karakter terbiyesi verilememektedir.

Gençlerin hiç olmazsa 100’de birine kişisel girişim zihniyeti aşılanamamaktadır.

Gençlere doğru düşünme, doğru ile yanlışı ayırt etme, doğru dürüst kompozisyon yazma kabiliyeti kazandırılamamaktadır.

Okullarda (Japonyada olduğu gibi) millî ahlak, millî görgü, nezaket, kibarlık, insanlık öğretilememektedir.

Bugünkü müflis eğitim sisteminin ıslahı mümkün değildir.

Bu sistem kaldırılacak ve yerine, esaslarını yukarıda on maddede zikr ettiğim yepyeni gerçekten millî bir eğitim getirilecektir.

Türkiyenin en zeki, en akıllı, en sağlam, en vasıflı, en kabiliyetli, en istidatlı, en idealist, en vatansever gençleri doktor ve mühendis değil, öncelikle öğretmen ve eğitimci olarak yetiştirilecektir.

İlköğretimden sonra, lise tahsili yapmaya elverişli olmayan çocuklarımız Almanyada olduğu gibi meslekî eğitime kaydırılacaktır.

Lise ve üniversite tahsili yapmaya ehliyeti ve liyakati olmayan gençlerini ite kaka, zor şer, ille de okutmak bir intihardır.

Türk okulları ve bilhassa liseleri dünyanın en zor okulları olmalıdır.

Türkiye bu anlattığım eğitimle ve liselerle kurtulur, yücelir, insanlığa örnek ve önder olabilir.

Liseli gençlerimiz küçük beyefendiler, küçük hanımefendiler olarak yetiştirilmelidir.

Lise mezunu bütün (tekrar ediyorum BÜTÜN) gençlerimize şu üç boyut kazandırılmalıdır: (1) Bilgi ve kültür. (2) Ahlak ve karakter. (3) Sanat ve estetik.

Zorla, ite kaka, ille de herkesi lise mezunu yapmak hayali Türkiyenin yıkımına sebep olur.

Almanlar, bizim gibi herkesi okutmaya, lise mezunu etmeye, ardından üniversiteye göndermeye kalksalardı, bugünkü başarıya ulaşamazlardı.

Bir ülke mükemmel yollarıyla, gökdelenleriyle, havaalanlarıyla, barajlarıyla, AVM’leriyle, köprüleriyle, lüks mesken ve otomobilleriyle değil; öncelikle okulları ve eğitimi ile yükselir.

İngiltere imparatorluğunu kaybetti ama eğitimi ve okulları sayesinde kimliğini, kültürünü, medeniyetini, gücünü ayakta tuttu.

Bir İngiliz koleji mezunu Shakespeare’i nasıl okuyup anlıyorsa, Türk lisesi mezunu da en büyük klasik şair ve edibimiz Fuzulî’yi anlamalıdır.

İngiltere’deki Eton koleji, Oxford Christ Church koleji gibi mümtaz okullar ayarında güçlü okullarımız olmalıdır.

Eton koleji ülkesine 19 başbakan kazandırmıştır.

Eğitimi kaliteli olmayan bir ülke yükselemez.

Eğitim sistemi, millî kimliğine ve kültürüne karşı olan bir ülke sarsılmaya ve batmaya mahkumdur.

Eğitimde devamlılık olmalıdır.

Eğitim kopukluğu bir ülkeyi geriletir, felç eder.

İngiltere’de olduğu gibi din ve devlet barış içinde olmalı ve işbirliği yapmalıdır.

İngilterenin en büyük kısmında, “England’ta” 1944’ten bu yana, her kolejde sabahları derse başlanmadan önce öğrencilerin okulun şapelindeki (kilisesinde) ayin ve ibadete katılmaları mecburidir.

Galatasaray lisesinde Sultan Abdülhamid zamanında, vakit geldiği zaman ezan okunuyordu ve bütün Müslüman öğrencilerin, okulun büyük camiinde, okul imamının ardında cemaatle namaz kılmaları mecburi idi.

Fransa’nın en güçlü liseleri Katolik okullarıdır.

(Türkiye’de ETON KOLEJİ ayarında millî bir kolej açmak mümkün müdür?.. Teorik olarak mümkündür, pratikte mümkün değildir. Böyle bir okula başarılı ve ehliyetli müdür bulunmaz… Ehliyetli idareci ve öğretmen kadrosu bulunmaz… Hele öğrenci hiç bulunmaz… Yine de Türkiye Eton’unu açmak için mutlaka teşebbüse geçilmelidir. Müdür, idareciler, öğretmenler, öğrenciler ehliyetli ve liyakatli olmazsa, teşebbüs iflasa mahkum olur.)

Fransada Müslümanların açtığı özel İbn Rüşd lisesi bundan üç dört yıl önce ülkenin birinci lisesi olmuştu. Bundan ibret almalıyız.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi