Feyzullah Birışık

Feyzullah Birışık

İblis ve secde emri…

İblis ve secde emri…

Hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği, hiçbir aklın tasavvur edemediği güzellikte cenneti olan, her bir zinciri 70.000 meleğin çektiği ve 70.000 melekle çekilen cehennemi olan, Cennet ve cehennemi konukları için donatan Allah’u Teâlâ sanki cennet ile cehennemin orta bir yerine dünyayı yerleştirdi…

Üste, cennet tüm görkemiyle konuklarını beklerken, tam aşağıda cehennem ağzını açmış cezalandırılacak insanları bekliyor…

Üste cennet, altta cehennem olan bir kara parçası tüm hazırlığını yapmış konuklarını bekliyordu…

Ve o kara parçası dağları ve ovalarıyla, yeşilliklerle, meyvelerle, sebzelerle, türlü türlü güzellikteki ağaçlarla, ırmaklarla, nehirlerle, denizlerle ve içindeki milyarlarca balıkları ve mercanlarıyla, kırlarda otlayan koyunları ve tavşanlarıyla, kuşları ve kelebekleriyle donatılıp cennet ya da cehenneme sevkiyatların yapılacağı bir mekân olarak hazırlandı…

Evet… Dünya, bitki ve hayvanlarıyla, dağları taşlarıyla kendisinin hizmetine sunulacağı varlığı bekliyordu…

Her şeyiyle güzel hazırlanmış bu dünyanın ilk konuğu; ortalığı kan gölüne çevirip, düzeni bozduracak, ahlaksızlığı ve adaletsizliği yayacak, cinayetlere ve huzursuzluklara imza attıracak olan iblisi ağırladı…

Oysaki İblis yaratıldığı günden o cennetten kovulma anına kadar cennet nimetleri içindeydi… Ne cennet kendisinindi ne de kendi hayatının tasarrufu kendisine hibe edilmişti… İblis de insan gibi önceden yoktu…  Allah’u Teâlâ İblis gibi bir varlık yaratmayı murad etti ve yarattı… Buna ne melekler engel olabilirdi ne de kendisi…

Çünkü Allah, yarattıkları üzerinde tasarruf sahibidir… Dilediğini dilediği maddeden, dilediği şekilde, dilediği ömürde ve dilediği güzellikte yaratır da bu yaratmada kimse ne engel olabilir ne de itiraz da bulunabilir… Çünkü Allah dışında her şey mahlûktur ve mahlûk olanın da Allah’a zerre kadar itiraz hakkı ve gücü yoktur…

Şimdi kameralarımızı cennetteki hareketliliğe çeviriyoruz… Cennet mükemmel donatılırken ortada çamurdan yapılmış ve yere uzanmış, cansız bir varlık var… Ne o varlık ham maddesi olan çamura itiraz edebilir ne de birazdan canlanmaya…

Âdem olarak adlandırılan o varlık bir anda cennette daha önceden yaşanmamış bir hareketliliğe sebep olur… Allah’tan gelen bir emir melek ve cinlerin cennetteki hayatlarını riske atar!...

Gökten bir emir gelmiştir…

“Ademe secde edin..!”

Bu emre ne melekler ne de iblis dil ile itiraz edebilmiş değildir…! İtiraz edemezlerdi, çünkü kendileri yaratılmış birer mahlûkturlar… Bu emre melekler anında itaat ederken İblis denen mahlûk itaat etmez… Bu itaatsizlikte İblis ta ki Allah soruncaya kadar secde etmeme sebebini söylemez… Sanki özgür bir iradeye sahip, sanki üzerinde Allah’ın hâkimiyeti yok, sanki kendisini kendisi yaratmış da kimseye boyun eğmeyecek!

Ve İblisin cennetteki özgürlüğüne bir anlık dur diyen bir soru gelir;

“Seni secde etmekten alıkoyan neydi?”

İblis, kibrinden dolayı bu soruyu ‘öylesine sorulmuş’ olarak algılar… Yani kimsenin kendisini sorgulama hakkının olabileceğine ihtimal vermez…!

Bu ne büyük bir cür’et..!

Bu nasıl bir küstahlık!

İblis bu cesareti kimden aldı?

Bu nasıl bir kibirdir ki hakkı görmesine engel oldu!

Evet…

İblis ve secde emri…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Feyzullah Birışık Arşivi