Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Hoşgörü maskeli katiller sürüsü!

Hoşgörü maskeli katiller sürüsü!

“Hoşgörü” maskeli katiller sürüsü bunlar.

Silahsız halkın üzerine havadan ve karadan, tanklarla ateş açanlar bunlar değil mi? Savaşta bile bu suç! Terör örgütü ile işbirliği yapanlar kimlerdi.. Meclisi kim vurdu!

Nasıl yalancı, inkarcı bir topluluk oldukları yargılama sürecinde açıkça ortaya çıktı. “Yurtta Sulh Konseyi” imiş adları. Ne kadar barışçı oldukları ortada.

Meral Akşener’in hâlâ ortaya çıkıp bunları savunması ilginç değil mi. Bunun neresi milliyetçilik!.. Casusluk ne zamandan beri itibarlı bir meslek oldu?!.

Güya dindardılar, gidip CHP ile kol kola girdiler. Güya milliyetçiydiler, gidip PKK ile kol kola girdiler.

Hani demokrattılar, ne oldu, millete kurşun sıkanlar kimlerdi.

Maçka

Bayramdan döndüm, başka bir rezaletle ilgili bir bilgi notu geldi. FETÖ’cü askeri doktorlar, Hava Kuvvetlerinde pilotluk için önlerinde engel gördükleri başarılı, sağlıklı gençlerin ya sicilleri ile oynamışlar ya da sağlık raporu vermemişler. Hatta bazılarına ilaç yazıp adamı hasta yapmışlar. Bunlardan biri daha sonra açık kalp ameliyatı oluyor. Ardından da iş görmez diye emekli ediliyor. Asgari ücrete yakın bir emekli maaşı alıyor bugün. Genç, başarılı, sağlıklı bir pilot adayı iken bugün durum ortada.

Kendi adamlarını yerleştirmek için soruları çalıyorlar, mülakata katılacak kişileri ayarlıyorlar, sertifikalar ve başarı belgeleri düzenliyorlar.

Şimdi o pilot adayları, suç duyurusu, mevcut davalara müdahillik için başvuru hazırlığı yapıyorlar. Bir yandan da bir platform oluşturup, bu ihaneti yapanlardan hesap sormak, onlar hakkında maddi ve manevi tazminat davaları açmak için hukuk yoluna başvurmaya hazırlanıyorlar.

Sahi neden bu konuda Tabibler Odasından bir ses çıkmıyor. Çünkü bu ihanetin adresi belli. GATA.. Hava Kuvvetleri..

Bu işler sivilde de böyle idi, siyasalda da, asker ve poliste de. Çaldılar, çırptılar, vurdular. Hâlâ da kalkmış akıl veriyorlar. Batılı “Müttefiklerimiz” de, nasıl Sisi’ye, nasıl Siyonistlere, nasıl PKK’ya, Fehriye Erdal’a sahip çıkıyorlarsa bu aşağılık mahluklara da arka çıkıyorlar. Çünkü aynı yere hizmet ediyorlar. Efendileri, patronları aynı.

Bunu anladık da, nasıl oluyor da, hâlâ birileri bu sahtekarların peşinden gidiyor?

Cevap basit aslında: Nasıl PKK’nın peşinden gidiyorlarsa, nasıl DAEŞ’in peşinden gidiyorlarsa, DHKP-C’nin, Esad’ın peşinden nasıl gidiyorlarsa öyle.

Cehennemin dibine kadar yolları var. Bunların böyle garip bir dinleri var. Haşa Peygamberleri de cinayetlerine ortak ediyorlar. Peygamber sofralarından eksik olmuyor. Azrail’i dövüyor, Cebrail’i takmıyorlar. Birileri de bunlara inanıyor. Sorun bunların kurnazlığından çok peşine takılanların ahmaklığından ve ihtiraslarından kaynaklanıyor sanırım. Şaşırtıcı olan bu işlerin bu kadar yaygınlaşması, ucuzlaması, basitleşmesi. Seviye sıfır.. Kalkancı örneği ortada, Sisi ve Tuncay Güney bir araya geliyor, BÇG’li general emri verince 3 ayda bir tarikat dizayn ediyorlar. Avrupa’da okumuş, hatırlı abilerin çocuklarından yüksek lisans yapmış müritle oğulları kızları halife ilan ediliyor, Captagon tüccarı bir adam, sakal, cübbe, sarık aksesuvarları temin ediliyor, biraz dua, biraz menakıp şeyh hazır! Çakma şeyhin peşinde cemaat hazır!

FETÖ bu bataklıktan besleniyor. “Kötü para, iyi parayı kovar” hesabı, kötü örnekler, güzel örnekleri ve geleneği boğmaya çalışıyor. Sapmayı eleştirince asıl olanı savunmaya geçiyor. Kendi haline bıraksanız sonuç ortada.

Bu iş, AK Parti’deki AKP’lileri eleştirmeye benziyor. AKP’lilere vuruyorsun ses AK Partililerden geliyor. AKP’lileri kendi haline bıraksan partiyi, devleti ele geçirmeye çalıştıkları gibi ele geçirmeye çalışıyorlar. Yani AKP’liler, AK Partilileri boğacak.

FETÖ soruşturmaları iyi gitmiyor bu arada. Sapla saman tartışması sürüyor. Bu arada ciddi yanlışlıklar da var. Uyuyan FETÖ’cüler kendilerinden ayrılan, ya da feda edilebilecek kişileri ihbar ediyorlar, savcı bunlarla ilgili tutuklama istiyor. Kararı mahkeme versin diyor. Nöbetçi tutukluyor, risk almak istemiyor, kendi mahkemesi baksın diyor. Bekle iddianame hazırlansın. Bu arada haksızlığa uğrayanlar, yanlışlıkla içeri alınan ya da görevden uzaklaştırılanlar, kendilerini kurtarma derdinde. Kendileri kurtulsun da ne olursa olsun mu? Öte yandan böyle bir durum var. Adamlar hâlâ inatlarında ısrarcı. FETÖ’ye karşı toplumsal tepki verenlerin sesi, görevden alınanların ve tutuklananlardan haksızlığa uğradığını söyleyenlerin sesi kadar çıkmıyor.

FETÖ kendinden ibaret bir hareket değil.. Başlangıçta İslam dünyasını dönüştürmek ve kontrol altına almak için kurgulanmış bir hareketti. Onların ucuz asker deposu, ucuz iş gücü, koruma kalkanı, savaş paratoneri, uyumlu bir müttefikleri olacaktık. Ama görüldüğü gibi olmadı. “Kasımpaşalı” o çeyrek asırlık planı altüst etti. FETÖ şimdi bir “intikam tugayı”na dönüştü. Ucuz bir tetikçi topluluğu, ucuz bir casusluk örgütü ya da misyoner örgütüne dönüştü..

Bu sonucu hiç beklemiyorlardı. Yarın kendilerine sığınanlardan, bu işin başarısızlıkla sonuçlanmasından sorumlu tuttukları isimleri tek tek cezalandıracaklar. Bunlar onlara sığınırken aslında cellatlarına sığındıklarının farkında değiller.. Kaçtıklarını sandıkları şeye doğru koşuyorlar.

Oyun bitti. Artık işe yaramayan kuklalardan kurtulma zamanı. İşleri bittiğinde, kullanma süreleri dolduğunda; ki buna az bir zaman kaldı, işleri bitirilecek. Görecekler!

Selâm ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi