Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Kötülüğün yayılması

Kötülüğün yayılması

Son yıllarda uzmanlar iyiliğin ve kötülüğün bulaşıcı etkisi üzerine kafa yoruyorlar. Bir topluluğa girdiğinizde, yüreği geniş erdemli bir kişi varsa bu kişinin iyilik hali sizi de etkileyecektir. Aynı şekilde gayri insani hasletleri ile etrafa negatif enerji saçan bir kişi ile yan yana geldiğinizde, bu kişinin olumsuz enerjisi sizi negatif yönde etkiliyebiliyor. O yüzden Resulullah iyilerle oturup kalkmayı tavsiye buyurmuştur.

Diyelim ki, iyilerle oturup kalkıyoruz, kötülerle zaruret durumlarında yan yana gelsek de, yakın dostlarımızı iyilerden seçiyor ve benliğimizi koruyabilmek için büyük çaba sarf ediyoruz. Peki, bu durumda kendimizi koruma imkânımız olabilecek mi? Sanmıyorum. Zira bugün sosyal medya kötülüğün yayılmasında büyük bir rol üstleniyor ve ister istemez fertleri kendi bünyesine çekiyor. Kötüler bu alanda kendilerini kolayca kamufle edip, kimliklerini gizleyebiliyorlar. Kötüler sosyal medyada maskelerle dolaşıyor ve biz bu insanları tanıma fırsatı bulamıyoruz.

Sosyal medya kötülerin barınması için iyi bir imkân. Yoğun bir düşünce karmaşasının yer aldığı internet ortamında iyi olanla kötü olanı ayırt etme imkânı bulamıyoruz. Burada bize kötülüğe kılıf geçirip iyi diye satmaya kalkıyorlar.

Yazılı ve görsel medya kötülüğü sıradanlaşması konusunda da etkili oluyor. Kötü olan şey sürekli şekilde gösterilerek çocuklarımızın zihinlerine kazınıyor. Bir süre sonra çocuklar bu davranışları normal karşılamaya ya da modellemeye başlıyorlar.

Öfke, nefret, kıskançlık, ihtiras, doyumsuzluk, duyarsızlaşma ve bencillik gibi olumsuz hasletler sosyal medya aracılığıyla aktarılıyor. Bu ortamı benliklerinin bir uzantısı olarak gören fertler, kendilerinde olan özelliklere bire bin katarak anlatıyor ve insanları rahatça avlarına düşürebiliyorlar. Sosyal yaşamda fertler birbirlerini kontrol ederken sosyal medyada bu kontrol tamamen ortadan kalkıyor. Kimsenin kendisini görmediği ve tanımadığını düşünen kişiler en mahrem konuları dahi afişe ederek edep ve hayâ çizgilerini aşabiliyorlar. Bize özel diyebileceğimiz hiçbir şey kalmıyor. Yatak odası muhabbetinden, sofrada ne yiyip içtiğimize, arkadaşlarımızla neler konuştuğumuza kadar her şey gözler önüne seriliyor. Bu durum zamanla sosyal uyumsuzluğa ve depresif sorunlara neden oluyor. Öteki ile aynı ortamda ve belli sınırlar dahilinde iletişim kuran ve bu iletişimden duygusal doyum elde eden fertler sosyal medyada böyle bir imkana sahip olamıyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi