Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Acıyı paylaşmak

Acıyı paylaşmak

Yaşlı bir hanım… Çocukların oyunları ile şenlendirdiği bir parkta, oturmuş öylece bakıyor. Akıp giden zamanı geri getiremese de hatıraları bir bir çağırıp onlarla avunmaya çalışıyor. Yaşlı kadının durumu az ilerde çocuğunun oyunlarına iştirak eden genç bir annenin dikkatini çekiyor ve anne soruyor: “Teyze park çocukların ilgi duyduğu bir mekân sizi buraya çeken ne oldu?” Şaşırıyor kadın, gözlerini kadının yüzüne dikiyor ve buruk bir ses tonu ile cevap veriyor:

“İki oğlum var, ikisi de hayırsız çıktı. Üç yıldır arayıp sormuyorlar. Çok yalnızım, yalnızlık beni korkutuyor… O yüzden parka çıkıyorum, burada oynayan çocukların sesleri beni çok mutlu ediyor. Yalnızlık çok zor evladım, buna bir de sağlık sorunlarınız eklenmişse…” Kadın yıllanmış acılarını dökmeye devam ediyor. Anne ise onun elinden tutmuş, dikkatli bir şeklide dinliyor, sorular soruyor, onunla birlikte hüzünleniyor. Kadın konuştukça yüzünde bir rahatlama belirtisi ortaya çıkıyor ve beli de yıllardan beri ilk defa gökyüzüne bakıp, tebessüm ediyor. Sonra kadına dönüp “Allah razı olsun kızım halimi anladın ya yeter” diyor.

Acı ve neşe hayat yolculuğunda insana eşlik eden iki duygu… Neşe paylaşıldıkça artarken acı azalır. Fakat insanlar acıyı dinlemek istemezler, acıdan hep kaçar, başlarından savmak isterler. Çünkü acı neşe gibi değildir, dinleyen kişi acının bir kısmını sırtına alması gerekir. Bu meşakkatli bir iş olduğundan insanlar acıya maruz kalan kimselerden uzak kalmaya çalışırlar.

Acı neşe gibi değildir. Acısını dinlediğiniz kişiye, “senin yanındayım, senin hüznüne ortak oluyorum, senin elinden tutmak ve yardımcı olmak istiyorum” demeniz gerekir. Ne acıdır ki, günümüz insanı menfaati ile örtüşmeyecek hiçbir şeye ehemmiyet vermiyor. Menfaatlerin yarıştığı bir çağda ötekini anlamak, onunla hemhal olmak geçersiz bir uğraş gibi algılanıyor. Oysa Resulullah kim kimin sıkıntısını giderirse kıyamet günü de Allah o kişinin sıkıntısını giderir buyurur ve kişilerarası ilişkilerde sadece maddi yardımın değil manevi yardımın da önemine dikkat çeker.

Bir kişinin acısını paylaşmak ve onunla birlikte hüzünlenmek yardımlaşmanın bir parçasıdır.

Bir kişinin sırlarını dinlemek ve muhafaza etmek yardımlaşmanın bir parçasıdır.

Bir kişiye tebessüm etmek yardımlaşmanın bir parçasıdır

Bir kişinin olumlu özelliklerini övmek onun yaşamına bir katkıdır

Bir kişiye selam vermek hal hatır sormak onun yaşamına bir katkıdır

Paylaşım sadece maddi olan değerlerle gerçekleşmez, sevgi ve ilgi noktasında da paylaşımlarımız olmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi