M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

İsrail’in Nükleer Silahları

İsrail’in Nükleer Silahları

Kuzey Kore atom bombaları, nükleer silahlar üretiyor, füzeler atıyor diye ortalığı velveleye verenler; İsrail’in elindeki dünyayı ve insanlığı yıkıp yakabilecek silahları görmezlikten geliyor. Süper güç ABD’nin aklı, sağduyusu, hikmeti bu kadar. İsrail’in elindeki nükleer silahları görmemek beyinsizliktir. Bu beyinsizlik ABD’nin ve AB’nin çökmesine, dağılmasına yol açacaktır.

**

Sabah Suriye’ye gireriz, ikindi namazını Şam’da kılarız demişlerdi. Evdeki hesapları çarşıya uymadı. Suriye rejimi pekala değişebilir, Beşir Esad devrilebilirdi ama bunun hesabı kitabı iyi yapılmalıydı.

**

Kemalistler, M. Kemal’in Mason localarını kapattırdığından hiç bahsetmezler. Onun ölümünden sonra Millî Şef İsmet paşa locaların açılmasa izin verdi. Kapatılan tarikatların tekkelerin açılmasına hâlâ izin verilmiyor. Bu izin verilmediği için de, yarı gizli yarı açık birtakım sözde tarikatlar acayip işler yapıyor; banka, holding, dev anonim şirket gibi çalışanları var. Dinî bir cemaat darbe teşebbüsü bile yaptı. Tarikatlara, tekkelere, zaviye ve dergahlara mutlaka en kısa zamanda hürriyet verilmelidir. Ehil, layık, faziletli, meziyetli, yüksek kültürlü, yüksek ahlak ve faziletli, bilge hocalardan ve şeyhlerden oluşan bir Meclis-i Meşâyih kurulmalı ve tarikatlar onların sıkı kontrolü altında olmalıdır. Tasavvuf ve tarikatlar politikanın üstünde ve dışında tutulmalıdır. Para toplamalarına, bankalaşmalarına, holdingleşmelerine izin verilmemelidir.

**

Militan, fanatik, azılı, agresif İslam düşmanı bir gazete, aykırı bir Müslümanın, sapık ve bozuk fikirler içeren bir yazısını iktibas etmiş, onu göklere çıkartıyor. Bir Müslüman için en büyük talihsizlik, dinsizlerin aleti ve oyuncağı olmaktır.

**

Kur’an-ı Kerim Peygambere biat ve itaat etmeyi, onun yolundan gitmeyi emrediyor. Peygambere iman etmek, Sünnetine uymak, emirlerini yerine getirmek, onu Ümmet’in ebedî değişmez başkanı olarak kabul etmek farzdır. Sünnet düşmanı bid’atçiler, bu farzı inkar ettikleri için yoldan çıkmışlardır.

**

Dini imanı para, maddî menfaat olan din sömürücülerinin peşine düşenlerin dinleri tehlikeye girer.

**

Bulgaristan’dan, başka ülkelerden saman ve kuru ot ithal ediyormuşuz. Kocaeli yarımadasını gezin, tarlaların büyük kısmında ziraat yapılmıyor. Ot ithal etmemiz iyi bir şey midir, kötü mü?

**

Sağlıklı beslenme uzmanı bir hanım, yiyebildiğiniz kadar kırmızı et ve iç yağı tüketmenizde hiçbir sakınca yoktur demiş. Ne kadar yanlış bir öğüt. Normal miktarda et ve yağ sağlığa zarar vermez ama fazlası zarardır. Kırmızı et pahalıdır, herkesin bütçesi bol bol yemeye müsait değildir. Hayvancılığımız kriz içindedir, et tüketimini arttırmak yanlış olur. Fazla et ve fazla hayvanî yağ, son derece sakıncalıdır, insanın sağlığını altüst eder.

**

Okullarımız ve üniversitelerimiz işsiz orduları yetiştiriyor. Herkes maaşlı memur olmak istiyor. Okullara ve üniversitelere girişimcilik dersleri konulmalıdır. Gençlerin en az yüzde biri kendi işini kurmalı, ticaret ve üretim yapmalıdır. Bu girişimcilik derslerini okutacak ehliyetli ve liyakatli elemanlarımız var mıdır? Bence yoktur. Girişimcilik konusunda mükemmel ders kitapları hazırlanmalı, filmler yapılmalıdır. Seksen milyon halkın içinde iki yüz bin genç girişimci olsa, ileride iş kursa, yanlarında birkaç kişi çalıştırsalar, bir milyon kişiye istihdam imkanı sağlanmış olur. Böyle bir proje geliştirilebilir mi? Teorik olarak mümkündür ama bugünkü kafa ve zihniyetle mümkün değildir.

**

Kaderin çarkları dönüyor… Yaylar gerilmiş, kaza okları hedeflendirilmiş bekliyor… İnsanlar gaflet içinde koşuşturup dururken, dünyanın nereye gittiğini düşünmüyor. 1914’te, 1939’da da böyle olmuştu. 1940’ın Mayısında, Alman orduları harekete geçmeden birkaç gün önce, Fransa vur patlasın çal oynasın eğleniyordu. Savaş aniden patlamamıştı. Fransa Almanya’ya 1939’ta savaş ilan etmişti. Hem savaş ilan etmişler, hem de savaşa doğru dürüst hazırlanmamışlardı. Danslar, şarkılar, içkiler, edebî ve filozofik tartışmalar, sanat kübizm dadaizm, her kafadan ayrı bir ses… Sekiz ay bekledikten sonra Alman ordusu sınırı aşmış, yıldırım gibi ilerlemiş, Paris düşmüş, Fransa savaşı yüz kızartıcı şekilde kaybetmişti.

**

Şu manzaraya bakınız: Ensest hikayeleri… Ciğerleri beş para etmez birtakım kadınların ve erkeklerin zinaları, evlenip boşanmaları, kaçamak yapmaları… En cıvık ve bayağı magazin haberleri… En iğrenç müstehcen yayınlar… Penis, vajina, orgazm, şehveti arttıran besinler ve baharat… Lüks otomobiller, lüks meskenler, lüks hayat, lüks yemekler… Siyasî, iktisadî, kültürel ciddî aydınlatıcı yazılar ve analizler yok denecek kadar az… Öyle bir gürültü, şamata, kaos, hengâme var ki, yaklaşan depremin ayak sesleri duyulmuyor. Üçüncü dünya savaşının tamtamları işitilmiyor. Zevk ü sefa dorukta… Beyleri hanımları sakın rahatsız etmeyiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi