Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Zamanın katili olmayın

Zamanın katili olmayın

İnsanın kâmil sıfatına haiz olabilecek özelliklerini keşfetmesi ve geliştirmesi için bir imkân olan zaman, tüketim ağınakurban edilen bir kavrama evrildi. Sanayi devrimi öncesinde yılın ayları merkeze alınarak hazırlanmış takvimler kullanılmaktaydı, ki bu dönem insanlar vakti yaşam tarzlarına göre düzenlemekteydiler. İslam toplumlarında ise bu düzenek ibadet saatlerine göre belirlenmiş, ibadetlerden arta kalan vakitler ise iş, aile ile geçirilen vakitler, sosyal yaşam ve yardımlaşma çalışmaları olarak taksim edilmiştir.

Zaman kavramını dünya işleri ile sınırlandıran seküler insan vakti zevklerinin kölesi haline getirmiştir. Haddini aşarak zamanı kendince taksim etmeye kalkmış, hangi vakitte neler yapabileceğine dair kaideler koymuş ve insanları tüketim odaklı bir dünyaya çekmeye çalışmıştır. Ona göre zaman, sorumsuzca kullanabileceğiniz ve tüketebileceğiniz bir değer. Çünkü size bitmek bilmeyen meşgaleler sunuluyor ve siz düşünmeye vakit dahi bulamıyorsunuz… Tamamlanması gereken eğitim süreci, başarılması gereken işler, alınacak eşyalar, gidilip gezilecek yerler… Derken vaktin nasıl geçtiğini anlayamıyorsunuz. Zaman adete seküler insanın emrine verilmiş bir köleye dönüştürülmüş. Oysa zamanın Allah’ın taksim ettiği minval üzerine kullanılmaması, evrendeki düzeni bozacak ve manevi sorunlara neden olacaktır.

Teknoloji çağındayız... Dolayısıyla hayatımızın kolaylaşması ve bize daha fazla vakit kalması gerekir. Fakat seküler insan asli görevlerini ihmal edip yalnızca ürettiği meşguliyetlerin peşinde sürüklendiğinden bu araçların esiri haline geliyor ve zamansızlıktan şikâyet etmeye başlıyor. Bugün insan zamanı kendi elleriyle katlediyor. Kendi elleriyle kendi kuyusunu kazıyor. Ahiret yurdunda kalıcı bir saadet elde edebilmesi için verilen süreyi tablet bilgisayarlarla, ipad’lerle cep telefonu ile tüketip, asli işlerine vakit bulamıyor. Oysa zamanın nasıl ve ne şekilde kullanılacağını Resulullah bizlere yaşayarak olarak göstermiştir. Kendisi güne namazla başlamış, sabah namazından sonra insanların sorunlarını dinlemiş ve çare bulmaya çalışmış, tebliğ görevini icra etmiş, ticaretle meşgul olmuş ve vaktin bir kısmında inzivaya çekilmiştir. O zamanı dünya ve ahiret işi olarak ayrıştırmamış yaptığı her işte Allah’ın rızasını aramış ve bütün yaşamını tutarlı bir denge üzerine kurmuştur. Seküler hayat tarzından etkilenen günümüz Müslümanları ise, zamanı kullanırken Resulullahı örnek almayıp küresel güç odaklarının kendilerine dayattığı yaşam tarzına odaklanmışlardır. Çok acı!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi