Zeki Ceyhan

Zeki Ceyhan

Ne ajanı, ne sızması!

Ne ajanı, ne sızması!

TÜRKİYE ile ABD arasında “çok ciddi sorunlar” yaşanıyor ve bu sorunlar zaman zaman “krizlere” neden oluyor.

Krizler doğunca da taraflar “açıklamada bulunma” ihtiyacını duyuyorlar.

Türkiye adına yapılan açıklamalara kulak verdiğimiz zaman ABD’nin hala “dost ve müttefik” olarak görüldüğüne ve ortaya çıkan krizin “işgüzar büyükelçilerin” eseri olduğu kanaatinin taşındığına tanık oluyoruz.

Yani Türkiye yönetiminde söz sahibi olanlar ABD yönetiminin Türkiye hakkında “böyle bir karar” almayacağını var sayıyorlar.

Ve bu sanı ile soruyorlar:

Kim bu ajanlar ve elçiliğe nasıl sızdılar?

Türkiye yönetiminin bu soruları karşısında ABD yönetiminin verdiği cevap oldukça net ve açık!

ABD yönetimi Türkiye’den gelen bu sorular karşısında adeta, “Ne ajanı, ne sızması” diyor ve Türkiye’nin “hiç hoşuna gitmeyen” kararın arkasında Beyaz Saray ’ın olduğunu vurguluyor.

Sonra Türkiye’nin “kim bu ajanlar” diye köşeye sıkıştırmaya çalıştığı büyükelçi ile “gurur duyduklarını” ifade ediyorlar.

Evet, ABD’nin Türkiye’den Amerika ’ya gideceklere vize vermeyi durdurmasının iler tutar yanı yok.

Ama ABD yönetiminin bu kararı karşısında Türkiye’den yapılan açıklamaların da savunulabilecek gibi değil.

Bu açıklamaların yapılmasına “hangi danışmanlar” vesile oluyor bilmiyoruz.

Ancak söz konusu açıklamalar Türkiye’nin dış politikada “ciddi bir danışman açığı” içinde olduğunu gösteriyor.

Aralarından hiçbiri, “Bir büyükelçi tek başına böylesine bir karar alamaz” dememiş ise dış politikayla ilgili danışmanların mutlaka gözden geçirilmesi gerekiyor demektir.

Türkiye yönetimince bu tür açıklamaların yapılmasına seyirci kalmış olmaları bile dış politika danışmanları açısından büyük bir zaafın eseri değilse nedir?

Düşünebiliyor musunuz Türkiye yönetimi, “Kim bu ajanlar ve elçiliğe nasıl sızdılar?” diye soracak ve ABD yönetimi, “Ne ajanı, ne sızması, biz onlarla gurur duyuyoruz” diye cevap verecek!

Türk yönetimini bu hale düşürmeye kimin hakkı olabilir?

Bize kalırsa içine düşülen bu durumdan sonra dış politika konusunda danışmanlık yapanların “hesaba çekilmesi” ve kendilerine çeki düzen vermeleri konusunda uyarılmaları gerekiyor.

Dış politika danışmanları uyarılırken Türkiye’yi yönetenler de ABD’nin “dostumuz ve müttefikimiz” olmadığını artık kabullenmeliler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zeki Ceyhan Arşivi