Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Balkanlar ah Balkanlar...

Balkanlar ah Balkanlar...

İHH İnsani Yardım Vakfı tarafından geçtiğimiz hafta sonu İstanbul Cevahir Otel’de düzenlenen Balkanlarda Gelecek Tasavvuru konulu Balkan Sempozyumu, izleyenlere ve medyadan takip edenlere, yeni ufuklar açan bir faaliyetti.

Balkanlarda Müslümanların yaşadığı hemen bütün ülkelerden gelen temsilcilerin, ilim ve fikir adamlarının katıldığı sempozyumda, iki gün boyunca birbirinden değerli bildiriler sunuldu. Hemen yakınımızda bulunan ve çeşitli sebeplerle bizi çok yakından ilgilendiren bu coğrafyada neler olup bittiği, derli toplu bir şekilde insanımıza aktarıldı.

İHH’nın, İki gün süresince sunulan bildirileri, daha sempozyum sürerken bir kitap haline getirmiş olması, takdir edilecek bir davranış. Konuya ilgi duyanlara altın değerinde bilgiler sunan bir kitap çıkmış ortaya.

Sempozyuma sunulan bildiriler, Bosna-Hersek’ten başlayıp, Sırbistan, Karadağ, Arnavutluk, Kosova, Makedonya, Bulgaristan ve Yunanistan’da yaşayan Müslümanların ne durumda olduklarını, olabildiğince açık ve net olarak ortaya koyuyor.

Büyük bir bölümü yıllarca Komünist idare altında kalan bölgede, Müslümanların varlıklarını sürdürebilmiş olmaları ve şu anda eskisine oranla daha iyi durumda olmaları, sevindirici.

Osmanlı bakiyesi Müslümanlar, bütün olumsuz şartlara rağmen, varlıklarını korumuşlar ve şimdilerde sağlanan özgürlük ortamından istifade ile kendilerini geliştirme yönünde, güzel adımlar atabiliyorlar.

Ama bir başka açıdan bakıldığında da, Balkanlarda yaşayan Müslümanların büyük bir bölümü, bilhassa gelecek açısından korku veren bazı gelişmelerle de karşı karşıya.

Geçmişte, dinsiziği esas alan Komünist rejimlerin bile, özellikle Müslümanları hedef alan uygulamalara imza attıklarını ve Hıristiyan unsurlara daha müsamahalı davrandıklarını, biliyoruz.

Bütün Balkan ülkelerinde değilse de, aynı çifte standartlı tavrın bugün de sürdürüldüğünü, sempozyuma sunulan bildirilerden öğreniyoruz.

Hangi ülkede ne türden uygulamalar yapıldığı, bu yazının kapsamanı aşan bir şey. İlgilenenlerin, İHH’nın tarafından bastırılan Balkan Sempozyumu bildirilerini biraraya toplayan kitabı temin etmeye çalışmalarını tavsiye edebiliriz.

Ancak hemen bütün Balkanlarda, Müslümanların, Komünist dönemi hatırlatan bazı muamelelere maruz bırakılmaya çalışıldığını ve bu faaliyetlerin biraz da, Müslümanların bölgeye duydukları ilgi ve oraya yönelik gayretlerinin azlığı sebebiyle, başarı şansı kazandığını söyleyebiliriz...

Bütün Balkan ülkelerinde, özellikle de ekonomik gelişmelerini tamamlayamamış ülkelerde, yoğun bir şekilde sürdürülen misyonerlik faaliyetleri ile mücadele etmek için, oralarda zaten yürütülmekte olan çalışmalara biraz katkıda bulunmanın yetecek olması ise meselenin bam teli.

Günümüzde Balkanlarda faaliyet gösteren ve oralardaki İslâmi gelişmelere bir şekilde katkıda bulunmaya çalışan, vakıflar, dernekler ve şahıslar olduğunu biliyoruz.

Ama Sempozyum’da anlatılanlar, bu çabaların yeterli olmadığını ve daha yoğun çalışmalar yapılması gerektiğini ortaya koyuyor.

Hıristiyan alemi, Balkanlarda bütün gücü ile çalışmakta ve ağırlıklı olarak da, Müslümanları hedef almaktadır çünkü.

Balkanlarda, etnik ayrılıkların Müslümanlar arasında oluşturduğu kırgınlıkların aşılması, ilk olarak üzerinde düşünülmesi gereken bir problem.

Maalesef, Müslümanların beraber hareket edebilmesinin önündeki en büyük engellerden birisi, bölgedeki kırgınlıklar.

Yine Müslümanları eğitebilecek ve bu arada misyonerlik faaliyetleri ile bilinçli bir şekilde mücadele edebilecek insanlar yetiştirilmesi, diğer acil mesele.

Bölgeyle ilgilenen kuruluşlarla temasa geçerek, bu zorlu süreçte oralarda yürütülen faaliyetlere nasıl katkıda bulunulabileceğinizi öğrenmeniz mümkün.

Bölgenin mevcut ekonomik durumu sebebiyle, yürütülecek hizmetlere sağlanacak az miktardaki katkılar bile, önemli işler yapılabilmesine zemin teşkil edebilir.
Bu arada özellikle Balkan kökenli olanların, baba-dede yurtlarına yönelik ziyaretlerini sıklaştırmalarında ve hele oralara hiç gitmemiş olanların, bir an önce gidip görmelerinde de fayda var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi