Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Esintiler

Esintiler

Ormanda bir aslan son hızla koşuyor ve önündeki ceylanı yakalamaya çalışıyor. Aslan az sonra muradına ulaşıyor ve Ceylan yavrusunu yakalayıp yemeye başlıyor. Karnı doyunca da kasılarak ortamı terk ediyor. Aslan gittikten sonra ormanda ne kadar hayvan varsa bir araya geliyor ve önlerindeki leşi çekiştirmeye başlıyorlar. Aralarından en güçlü olanı diğerlerini uzaklaştırmak için harekete geçiyor ve bir itiş kakış başlıyor.

Hayvanlar küçük bir menfaat için birbirlerine hasmane bir gözle bakıyor ve etten daha fazla pay alabilmek için çaba gösteriyorlar. Bu durum bana farklı ideoloji ve düşüncelere sahip fertlerin menfaatleri söz konusu olunca birbirleri ile rekabete tutuşmalarını çağrıştırdı. İnsanoğlu çıkarlarını her şeyin önünde tutuyor, bunun için yakınlarını dahi gözden çıkarabiliyor. O nedenle Rabbimiz bizden hakkaniyet ölçülerine riayet etmemizi ve ölümü sıkça hatırlayıp ibret almamızı tavsiye ediyor.

Günümüzde ekonomik güç kişilerarası ilişkilerde belirleyici bir etken oluyor. Öyle ki inanç, ideoloji, bakış açısı ve gelecekle ilgili beklentileri aynı olan insanlar dahi parasöz konusu olduğunda ya da menfaatleri çakıştığında birbirlerine düşman kesiliyorlar. Para ve mevki insanın zaaf noktası! Öyle ki, küçük imkânlar uğruna nice dostluklar nice kardeşlik bağları bozuluyor. Küçük menfaatler büyük husumetlere, sonu gelmez ihtiraslara neden olabiliyor. O nedenle insanoğlu para ve mevkii bir araç olarak görüp amaç haline getirmemelidir. Aksi takdirde kazandım zannederken kaybedenler safına geçebilir.

MEYVE VERMEYEN AĞAÇ MİSALİ

Çevrenizde hayatı sadece nefes alıp vermekten ibaret gören insanlar vardır. Bu kimselerin hayata dair ürettikleri hiçbir şey yoktur. Bütün hayalleri elde edebilecekleri maddi konfor üzerine kurulmuştur. Onlar daha iyi mevkie gelebilmek, daha fazla para kazanabilmek ve daha şaşalı yaşayabilmek için her şeylerini feda ederler. Adeta küçük bir adanın mahkûmları gibidirler. Bu ıssız adada kendileri dışında hiç kimse ile irtibat kuramazlar. Kimseye bir faydaları dokunmaz, kimse için ellerini dahi kıpırdatmazlar. Meyve vermeyen bir ağaç gibidirler sadece kendileri için yaşar ve ölürler. Oysa insan bencilliğe ve yalıtılmışlığa müsait bir varlık değil. Aksine o kesintisiz devam eden alış verişin bir müdavimi.

Hepimiz bir alış verişin içindeyiz bu alış verişin bir kısmı fiziksel alanımıza bir kısmı ise duygusal alanımıza yöneliktir. Yani insan maddiyat konusundaki paylaşımlarını sevgi noktasında da sürdürmelidir. Aksi takdirde o ıssız adanın sakini olarak yaşamaya mahkûm olur ki, bu o kişinin ölümü demektir. Kişi burada belki bedenen yaşıyor, hareket ediyor ve ihtiyaçlarını karşılıyordur. Fakat ruhen ölmüştür fakat farkında değildir…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi