M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Politikanın Dışında ve Üzerinde Kalmak

Politikanın Dışında ve Üzerinde Kalmak

*Dinî cemaatler, tarikatlar, dinî sivil toplum kuruluşları politikanın dışında ve üzerinde kalmalıdır. 15 Temmuzdarbesinden ders ve ibret alınmalıdır. Siyasî muhalefetten uzak durulurken, en hikmetli ve âdil şekilde sosyal ve kültürel muhalefet yapılmalı, bilhassa resmî ideolojiye düşünce ve kültür açısından karşı olunmalıdır. Bütün kötülüklere, münkerlere, dinsizliklere, densizliklere yürekten muhalefet edilmelidir. Her halükarda, “Siz ne halde iseniz öyle idare olunursunuz” hadîs-i şerifindeki hikmetin ışığında hareket edilmelidir. Âsâyişi bozacak hiçbir şey yapılmamalı, hiçbir yazı yazılmamalı, hiçbir söz söylenmemelidir. Aktif politikaya ve aktivizme hayır, mahalle baskısına, kültür muhalefetine, nehy-i münkere evet…

*23 Eylülde ne oldu? Hiçbir şey olmadı demeyin. Kürdistan işi çıktı. Bu iş üçüncü dünya savaşına götürebilir.

*Mantık kültürüne sahip olmayanlar, olup bitenlerden fazla bir şey anlamaz. Belki de hiçbir şey anlamaz.

*Futbolu bir tür batıl din haline getirdiler. Futbol kitlelerin afyonu oldu.

*Ülkedeki bütün kötülüklerden, taksirli veya taksirsiz, devlet ve siyasî iktidar sorumludur. Müdafaasını yapıp aklanabilirse ne âlâ…

* Türkiye ’deki bütün kötülüklerden, çoğunluğu oluşturan Sünnî kesimin başındaki kimseler de sorumludur.

*İslamî kesimde bin kadar cemaat, tarikat, hizip, fırka, grup, dernek, vakıf yayın organı var ama bir tek BÜTÜN Müslümanlara mahsus ORTAK büyük mevkute (süreli yayın) yok. Ümmet olmamanın, işbirliği yapmamanın, birleşmemenin acıklı neticesi.

*Lise ve üniversite bitirip de bitişik el yazısı yazamamak büyük eksiklik ve ayıptır. Noksanı olan herkes bu konuda ders almalıdır. (İnternette güzel yazı öğreten siteler var.)

*Kötü günler gelebilir. Kanaatli yaşamaya hazır olunuz.

*Ekmeği çöpe atarak ziyan edenler, ekmek nimetinin zevaline hazır olsunlar.

*Çocuğuna bin liralık cep telefonu alanlara soruyorum: Onlara, telefondan bin kat kıymetli güzel dolmakalemler niçin almıyorsunuz?

*Elli bin liralık lüks ve gösterişli kol saatiyle övünen, böbürlenen, caka satan, hava atan hafif akıllı birine: Vah sana, yuf sana, yuh sana, efsus sana, yazıklar olsun sana.

*Bir İslamcıya: MaşaAllah her şeyi biliyorsun da, beş vakit namaz kılmayı bilmiyorsun. Yüzde yüz her şeyi bilmiş olmak için onu da öğrensene!

*Şu meşhur Barzanî ailesi, tarih boyunca kaç haham yetiştirmiştir?

*Tarikatta elbette tac ve hırka vardır ama onlar zahirî kıyafetlerdir, asıl olan içtekilerdir. Sahih itikad, tahkiki iman, iç taharet, beş vakit namaz, ihlas, mürüvvet, taqva, yüksek ahlak, Resulullahın (Salat ve selam olsun ona) Sünnetine uymak, bunlara benzer önemli ve hayatî şeyler.

*Bendeniz kimsenin tarikatına karışmam, lakin Müslüman kardeşlerime, müridlerinden kendisi için para toplayan müteşeyyihlerden (sahte şeyhlerden) uzak durmalarını âcizâne ve nâçizâne tavsiye ederim.

*Bu fakir hangi tarikata mensupmuş?.. Gerçek tarikatları ve gerçek şeyhleri can u gönülden desteklerim, tarikatın (gerçek olmak şartıyla) çok lüzumlu, çok faydalı, çok mübarek bir kurum olduğunu bilirim ama “Ben şu tarikata bağlıyım” gibi laflar etmem.

*Cuma hutbesini kısa kesen bir imama: Sizi tebrik ediyorum.

*Bir hırsıza: En büyük kötülüğü kendine yaptığının farkında mısın?

*Zâlim olmaktansa mazlum olmak yeğdir.

*Bir ara Diyanet’in başlattığı camileri kadınlarla doldurma projesi tutmadı. Fıkha göre, kadınlar camilere gelebilir ama efdal olan, namazları evlerinde kılmalarıdır.

*Hafız kardeşimize: Kur’an-ı Kerimi ezberlemek çok güzel ve iyi bir şeydir ama iş onunla bitmez. Kur’anı hayata uygulamak da gereklidir. Emirlerini tutacaksın, yasaklarından uzak duracaksın, öğütlerine kulak verip yerine getireceksin. Kıssalarından da ibret alacaksın. Bunlar yoksa, Kur’an yaşanmıyorsa, hafız, hamele-i Kur’an olmaz.

*Elli lira hayır parası ayırdın, ne yapacaksın? En iyisi bir miskin arayıp bulmak, ona vermektir. Güveniyorsan, muhtara git, öyle sıradan bir fakir değil, gerçekten çok fakir, çok perişan birinin adresini al ve parayı götürüp ona ver. Pahalı lüks telefonu olana, külüstür de olsa otomobili olana zekat ve sadaka verilmez. Miskin elli lirayla markete veya bakkala gider, ekmek, peynir, çay, şeker alır karnını doyurur. Sen de gerçekten hayır işlemiş olursun. Telefonuna kontör yükleyecekse, otomobilinebenzin alacaksa hayır olmaz.

*Fakir, miskin, sıkıntıya düşmüş, muhtaç gayr-i müslim vatandaşlarımıza zekat verilmez ama sadaka verilebilir. Onları da unutmayalım.

*Haysiyetli fakir, haysiyetsiz beyinsiz gururlu kibirli zenginden hayırlıdır.

*Havalar daha fazla soğumadan, bir parka git, elindeki simidi hem kendin ye, hem kuşlara ufalayıp yedir.

*Kürkü çok kirli değilse sokaktaki kediyi okşa, sev. Bu da bir hayırdır. Kediler sevilmeyi, okşanmayı çok sever.

*Hava, su ekmek, barınak, geçim parası ihtiyacı gibi; ibadet etmeye, ahlaklı olmaya, iyilik yapmaya da ihtiyacımız vardır. Yazık ki, bunun farkında değiliz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi