Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Bir taraf düzeltilirken öbür tarafı yıkmamalı

Bir taraf düzeltilirken öbür tarafı yıkmamalı

SİYASİ iktidarlar ve sorumluluk mevkiinde bulanan bürokratların aldıkları kararı iyi niyetle, bir yanlış uygulamaya son vermek ve yanlışı düzeltmek için almaları esastır. Niyet böyle olsa da durum her zaman böyle olmuyor. Bazen aceleyle alınan bir kararın sonuçları bazı istenmeyen sonuçlara sebep olabiliyor. Ortaöğretime geçişte ve üniversiteye giriş sınavında yapılan değişikliğin genellikle gerekli olduğunu söylemek mümkün. Bir bakıma gençlerimizi sınavlara boğulmaktan kurtarmak, sınav heyecanını en aza indirmek için atılmış adımlar olduğunda, en azından yapılan değişiklikte niyetin bu olduğunda şüphe yok. Ancak, anlık bir kararla TEOG sınavının kaldırılması ile okullar açıldığından bu yana öğrenciler de öğretmenler de tam bir belirsizlik içine düştüler. Söz gelimi TEOG’da sorulan soruların yeni düzenlemedeki şeklinde yapılan değişikliğin öğrenciler tarafından uygulanmasının kolaylaştırılması için elde şu ana kadar ciddi bir malzeme yok. Okullar açılırken öğrencilere TEOG sınavını esas alan test kitapları tavsiye edildi, hatta bazı okullar uygulamada yararlanacakları kitapları öğrencilere dağıttılar ama şu anda dağıtılan test kitapları fazlaca işe yaramıyor. Belki sınavın şekli kesinleşince alınmış test kitapları çöpe atılacak. Çünkü yeni sınavda açık uçlu soruların da sorulacağı belertiliyor.

Hemen belirteyim ki, TEOG sınavının değişmesi sadece öğretmen ve öğrenciler açısından hazırlıksız yakalanmaktan ibaret kalmadı. Böyle bir değişiklikten haberi olmayan kitapları bastırmış olan yayıncıların da güç durumda kaldıklarını söylemek gerekiyor. Hâlbuki böyle bir değişiklik geçen ders yılının sonlarında ilan edilebilseydi hem gereksiz kitapların baskısı yapılmamış hem de öğretmen ve öğrenciler bir belirsizlik yaşamazlardı, TEOG’un kaldırılması ile devreye girecek yeni uygulamada açık uçlu soru örneklerinin de yeteri kadar yer aldığı kitaplarla eğitim ve öğretime başlanırdı.

Üniversiteye geçiş sınavında yapılan değişiklik net olarak bilinmemekle birlikte hemen belirteyim ki, tarih, coğrafya ve felsefe derslerinin önemini yitireceği, daha şimdiden bu derslerin hocalarının bir bölümünün işsiz kalması tehlikesinin ortaya çıktığı belirtiliyor. Çünkü yeni sistemde eşit ağırlık ya da sayısal puanla öğrenci alan bölümleri tercih edecek adayların ‘ek puan getirmeyeceği’ için tarih, coğrafya, felsefe gibi soruları çözmesine gerek kalmayacak. Ya da bir sözel adayının puanının hesaplanmasında artık yaptığı matematik ya da fen bilimleri sorularının etkisi olmayacak.

Bu durum ister istemez eşit ağırlıkla öğrenci alan bir bölümü seçmeyi düşünen öğrencilerin okulda da tarih, coğrafya ve felsefe derslerine girmesine gerek kalmayacak. Girse bile öyle istendiği için girecektir ki, bu durum eğitimde ciddiyeti zayıflatır diye düşünüyorum. Yani olay sadece bazı derslerin öğretmenlerinin alanının daralması ve yayıncıların önceden eski uygulamaya göre bastırdıkları test ve sınava hazırlık kitaplarının çöpe atılmasından ibaret değildir. Ortada çok ciddi bir değişiklik vardır. Bir öğrenci hangi üniversiteyi düşünürse düşünsün, onların tarih, coğrafya ve felsefe derslerinin gereksiz hale getirilmesinin anlaşılır bir yanı yoktur. Özellikle tarih ve coğrafya bilgisinden yoksun öğrenci yetiştirmek gibi bir sonuca da yol açabilir. Sanıyorum sınavın nasıl olacağı ve detayları netleştiği zaman mesele netlik kazanacaktır. Ama söz konusu endişelerin dikkate alınmasında yarar var diye düşünüyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi