Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Dayısı olmayan ne yapacak?

Dayısı olmayan ne yapacak?

40 yaşında bir adam, resmi bir kurumda çalışan bayana taleplerini iletiyor. Yetkili bayan şahsa talep ettiği şeyin kendileri için mümkün olmadığını defalarca söylemesine rağmen adam sesini yükseltiyor ve ısrarlarını sürdürmeye devam ediyor. Sonra avucunun içinde sıkıştırdığı kâğıdı çıkarıyor ve “beni kim gönderdi biliyor musun, ben istersem seni bir saat içinde işinden attırabilirim” diye tehditler savurmaya başlıyor.

Çevremizde öyle insanlarla karşılaşıyoruz ki, acaba nereye doğru sürükleniyoruz demekten kendimizi alıkoyamıyoruz. Bu kimselerin meşhur bir kişi, bir siyasetçi ya da makam mevkii sahibi kimselerle uzaktan da olsa bir merhabaları varsa, hele hele bu kişilerle çekilmiş bir kare fotoğraf da mevcutsa kendilerini dev aynasında görüp tehdit üstüne tehdit savurmaya devam ediyorlar. Sizin üzerinizde tahakküm yetkisi olduğuna inanan bu kimseler istedikleri şey olmadığında beş yaşında bir çocuk gibi “sen benim kim olduğumu biliyor musun, bak seni şuraya şikâyet ederim…” demekten kaçınmıyor size zarar verebildikleri takdirde üstünlük elde edebileceğine inanıyorlar.

Fiziki anlamda büyüyüp gelişmemizin pek önemi yok, aslolan kişilik olarak olgunlaşabilmektir. Fiziki anlamda erişkinler dünyasına katılan fakat ruhsal anlamda gelişemeyen bu kişiler, yüksek makam ve mevkide yer alan tanıdık ya da ahbaplarını araya sokarak ehil olmadıkları işlerde görevlendirilmek ve eskilerin tabiriyle paçayı kurtarmak istiyorlar. Bu durum bireysel ve toplumsal alanda adam kayırmaya ve adaletsizliğe toplumsal kokuşmuşluğa neden oluyor. Bilinmelidir ki, bir toplumda adalet kavramı yara almışsa o toplumda huzur ve sükûnetten eser kalmayacaktır. Bu durumda güçlü olan gücü elinde tutan kişiler istedikleri her şeyi elde ederken zayıflar ezilmeye hayatın kıyısına itilmeye mahkûm olacak ve toplumsal kargaşa ortaya çıkacaktır.

Resulullah işi ehline verin buyurmuş ve liyakate dikkat çekmiştir. Bu durum hem bireysel ve toplumsal anlamda adaleti sağlayacak hem de başarı için bir adım olacaktır. Zira adalet her çağda ve her dönemde lazım olan bir değerdir. Ve bu değeri ayakta tutmak her ferdin görevidir.

Resulullah döneminde şöyle bir olay vuku bulmuştu: Mahsun kabilesinden bir kadınhırsızlık yapmış ve yakalanmıştı. Yasaya göre kadının elinin kesilmesi lazımdı. Toplumun eşraf takımı böyle bir cezanın kabileleri için uygun olmadığını dile getirip cezanın kaldırılması için Usame’yi aracı olarak gönderdiler. Usame durumu Resulullah’a anlattığında Allah’ın Resulü, “Sen Allah’ın bir hükmünü uygulamamam konusunda bana şefaat mi ediyorsun? Allah’a andolsun ki Muhammedin kızı Fatıma da çalsa onun elini de keserdim” buyurdu.

Resmi ya da gayri resmi kurum ve kuruluşlarda karşılaştığımız torpil ya da adam kayırma toplumun güvenini sarsacak yıkıcı bir davranıştır. Daha ehil kişiler varken filan kişinin tanıdığı deyip ehil olmayan kişilerin hak etmedikleri makam ve mevkie getirilmeleri Resulullahın uygulamasına aykırıdır ve büyük bir vebaldir. Bu durum toplumu ayakta tutan dinamiklerin yıkılmasına ve haksızlığın yaygınlaşmasını zemin hazırlayacaktır. Allah’ın Resulü: Emanet zayi olduğu zaman kıyameti gözetleyiniz” buyurmuştur. Bunun ne olduğu sorulduğunda ise işlerin ehil olmayan kişilerin ellerine verilmesi ve emanetin zayi olması demiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi