Kemal Öztürk

Kemal Öztürk

İstanbul’a kim başkan olacak?

İstanbul’a kim başkan olacak?

Sorunun cevabını vereceğim. Sağlam kulislerim var. Ama önce mevcut duruma bakalım, bazı prensipleri konuşalım.

İstifa ettirilen belediye başkanları sonrası AK Parti belediyelerinde bir gerginlik var. Bazı başkanlar, ‘görevden el çektirilecek miyim?’ diye tedirgin. Gazetecilere bile bunu soruyorlar. Bence bir başkan bu duruma düşürülmemeli.

Başkanla beraber çalışan kadrolar da aynı şekilde ciddi kaygı taşıyor. Başkan giderse onlar da görevden alınacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde ciddi kadro değişimi yaşanıyor şu anda. Yakında Ankara, Bursa, Balıkesir’de de olacak. Kadroların kaygısı bu yüzden.

SEVGİDEN VE KORKUDAN ÇALIŞMANIN FARKI

Bu durumu, ‘ne iyi işte, belediyeler kendine geldi, herkes daha iyi çalışır’ diye savunanlar varsa, yanılıyor. AK Parti kadroları partisini, liderini, şehrini ve ülkesini çok sevdiği için canla, başla çalışırdı. Şimdiye kadarki başarının sebebi de budur. Böyle giderse artık korkudan çalışacaklar. Buradan bir başarı hikayesi çıkmaz.

Belediyelerdeki sorunların ne boyutta olduğunu en iyi bilen, AK Parti Genel Merkezi’ndeki yerel yönetimler başkanlığı olsa gerek. Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı'na gelen şikayetlerin bir kopyası da buraya geliyor.

Ben şunu merak ediyorum: AK Parti’nin kendi iç mekanizmaları bugüne kadar ciddi biçimde denetim yaptı mı? Yaptıysa sonucu ne oldu?

İçişleri Bakanı Soylu, Meclis Genel Kurulu’nda açıkladı: “Yolsuzluk yapan, kanuna aykırı davranan her kim varsa, yetkimiz dahilinde, gözünün yaşına bakmayız. Bu saatten sonra muhalefet belediyeleri de iktidar belediyeleri de nasıl gözünün yaşına bakmayacağımızı görecekler”.

Bu tehdit dilinin uygun olup olmadığı ayrı bir tartışma konusu. Ancak 30 Mart seçimleri üzerinden neredeyse 3 yıl geçti. Neden şimdi müfettişler gönderiliyor, başkanlar istifa ettiriliyor? Bu soruları soran çok insan var. Buna gönül kırıklığı, kalp burukluğu ve küskünlüğünü de eklersek, belediye başkanlarının istifa sürecinin, AK Parti için ne kadar çok risk taşıdığı daha iyi anlaşılır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu görmüş olmalı ki, istifa eden başkanların gönlünü almak, dışlamamak ve kalbi kırıkları parti içinde tutmak için talimat verdi MYK’da.

BELEDİYE BAŞKAN ADAYLARI NEYE GÖRE SEÇİLECEK?

Bundan sonraki süreç önemli.

Bir kere, istifa eden belediye başkanı yerine geçici olarak gelecek kişinin daha başarılı, daha yetenekli ve daha iyi çalışan biri olması gerekir. Seçimlere kalan süreyi çok iyi değerlendirsin, düşen oyları yükseltsin, memnuniyetsizlikleri gidersin diye. Eğer şu an için seçilen başkan daha düşük kalifikasyonda ise, bu durumda istifaların da bir anlamı olmamış demektir.

Şimdi Türkiye’nin en önemli şehirleri için yeni başkan adayları seçilecek. Neye göre? Şunu herkes hatırlıyordur sanırım, 30 Mart’ta Ankara ve İstanbul’da Topbaş ve Gökçek ile seçime gidilmesine karşı çıkan çok AK Partili vardı. Ancak yine de o isimler aday gösterildi.

Şimdi başkan adayları nasıl seçilecek peki? Hemen kulisler başladı bile. Kulis dediğim şudur: Herkes güçlü bir genel başkan yardımcısı ya da bakan ile temas kurmaya çalışıyor. Onun aracılığı ile Cumhurbaşkanı'na ulaşacak ve aday olacak. Klasik yol budur.

BAŞKAN ADAYLARI NEDEN ADİL BİR YARIŞA GİRMİYOR?

Ancak bu defa böyle olmaması gerekir. Kulisle, siyasilere yakınlıkla, torpille belediye başkanı olma devri bitmeli. Liyakat ve ehliyet öne çıkmalı artık. Her fırsatta söylüyorum, yazıyorum, AK Parti’nin en büyük sorunu, liyakat ve ehliyete önem vermekten vazgeçmesidir.Devlette, belediyelerde, teşkilatlarda tüm arızalar buradan çıkıyor. Nedense tüm yöneticilerin dilinde ‘liyakat ve ehliyete önem vereceğiz’ cümlesi var ama retorik, pratiğe yansımıyor bir türlü.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için adı geçen biriyle konuştuğumda fark ettim: Neden aday adayları adil bir yarışa girmiyorlar? İstanbulluların karşısına çıksalar, kendilerini, projelerini, vizyonlarını anlatsalar ve bu isimler arasından biri aday seçilse kötü mü olur? Mevcut ilçe belediye başkanları var, başka adaylar var, hepsi gizliden adaylık çalışması yapacağına, aleni olarak yapsalar, daha iyi olmaz mı?

Yani ben İstanbul’da yaşayan biri olarak, başkan adayının seçiminde söz sahibi olmak istiyorum. Yoksa istemediğim bir adayı partim gösterdi diye seçmek zorunda mıyım? Bunu AK Parti için değil sadece, tüm siyasi partiler için soruyorum. Eğer gerçekten demokrasi istiyorsak, en başta siyasi partilerin demokrat, şeffaf, adil kurumlar olması gerekiyor.

Sağlam kulislerim var deyince nasıl da sonuna kadar okudunuz! Biraz da ilke ve prensipleri tartışalım diye bu yola saptım. Allah affetsin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Öztürk Arşivi