Cemal Nar

Cemal Nar

Vesayetçi Kurumlar Yeniden Düzenlenmeli

Vesayetçi Kurumlar Yeniden Düzenlenmeli

Haberlerde okuyunca şaşırıyoruz tabi: “Danıştay’ın ‘İlahiyat fakültesi mezunları, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği’ne atanamaz’ kararı büyük tepkiye yol açtı.”(1)

İlk tepkimiz şu oldu: Bu memleketi kim idare ediyor; Hükümet mi, Danıştay mı?”

Evet, yıllarca vesayetçi bir düzende bu kurumlar memleket idaresine ortak oldular. Keyiflerine göre iş yaptılar.

Abartma diyenlere hatırlatırım: Bu ülkede Demirel Ramazanda iftar için memurların mesaisini düzenlediğinde, “ne iyi oldu. Sorun çözüldü” denildi. Aynı işi Merhum Erbakan yapınca, “laik ülkede din kural belirleyemez” diyerek iptal edildi. Bu ayıp Danışta’ya yeter.

Demirel Ramazan ayında köşkte Diyanet personeline ve papazlara iftar yemeği verdi, adı “hoşgörü” oldu. Aynı işi Merhum Erbakan yapınca, 28 Şubat Post Modern Darbesine bahane oldu.

Böyle bir maceradan geliyoruz. Vatandaşın iktidara verdiği yetkiye, “anayasal kurumlar” denilen bir sürü odak ortak çıkıyor. Vücudumuzda faydalı gıdaları emip yok eden parazitlere benziyor çoğu. Yeter artık! Bunların işi bitirilmeli, kendi sahasında kendi işlerini görür hale getirilmeli.

Haberden okuduğumuza göre şimdi MEB ilahiyatçılar için formül arıyormuş.  Bu nasıl bir düzen böyle? Bu ihtiyacın açığını vatandaş kimden soracak şimdi? Hükümetten mi, Danıştaydan mı?

Danıştay, ilahiyat fakültesi mezunlarının din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak atanabilmesini sağlayan düzenlemenin yürütmesini durdurmuş. Bu kararın ardından değişikliğe gitmek durumunda kalan Milli Eğitim Bakanlığı, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliğine atanabilecekler listesinden ilahiyat fakültesi mezunlarını çıkarmış. Değişiklikle ilahiyat mezunları yalnızca imam hatip okullarında meslek derslerine girebilecekmiş. Ayıkla pirincin taşını…

Şimdiye kadar formasyonla din kültürü ve öğretmenliğine atanabilme hakkı elde eden ilahiyatçılar karar sonrası ayağa kalkıp, seslerini duyurmak için harekete geçmiş Meclis’teki siyasi partiler ile sendikalarla bir araya gelmişler. Bu görüşmelerin ardından MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı yetkililerinin kararı yeniden gözden geçirip çalışma yaptığı öğrenilmiş.

İyi de hep söylüyorum, neden önden gitmiyorsunuz?

Ey Ak Parti milletvekilleri, çalışanları, hep söylüyorum, ne olur, yurt çapında bir çalışma başlatınız. Bütün sorunlu alanları tarayınız. Sorun başa gelmeden hükümete bunları sununuz, evvel sessiz sedasız kanunları, yönetmelikleri değiştiriniz. Lütfen yani…

Sizin bu tembelliğiniz sebebiyle hem memleket geriliyor, kutuplaşıyor, hem de iş yapmak, ayyuka çıkan sesler arasında daha bir zorlaşıyor. Bu sorunları zamanında sessizce halletseniz olmaz mı?

Mesela bu İlahiyat Fakülteleri’nin bir sürü sorunları var. Müfredat bir sorun, öğretim üyeleri meselesi bir sorun, liselerde olan kadar öğrencilere özgürlük tanımayan bir öğretim zihniyeti bir sorun, ders sayısı ve kitapları bir sorun…

Mesela yeni öğrendim, bilmem siz biliyor muydunuz? Kadın ve çocuğa şiddet ile cinsel suçlarla ilgili davalarda, mahkemelerde hakimler  'İyi hal' kapsamında indirme durumunda kalıyormuş. Evlere şenlik! Yahu kadına ve çocuğa şiddet uygulayan, cinsel suç işleyen insanda iyi hal ne gezer? Bu neyin indirim mecburiyeti?

Bunlar gibi saçmalıklar zamanında çözülse olmaz mı?

Çok zor değil ki! Alacaksınız birer ikişer öğretim üyesi, dinleyeceksiniz dertlerini yani. Bütün işleri hükümete bırakan bu partinin geri kalan insanları, seçimden başka ne düşünürler, ne yaparlar acaba? Yasama yetkisinde olan vekiller, yol, köprü, imar vs. işlerini takiple zaman öldürüyorlar. Kardeşim sizin asıl işiniz yasama faaliyetidir. Şu işi bitmiş yasaları tespit edip, başımıza taş olup kanatmadan, daha iyi yenisi ile değiştirseniz veya boşluk doğurmuyorsa tamamen kaldırsanız olmaz mı?

İlahiyat fakültesi mezunları temsilcilerinden Ayşe Koç Fındık, kazanılmış haklarının geri alınmak istenmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Fındık  “Halihazırda mezun sayımız 60 bin. Ciddi bir mağduriyet yaşayacağız. Kimin KPSS puanı yüksek olursa o atansın diyoruz” demiş.

Her neyse, çözümün ertelenmesi büyük sorun. Yılanın başının küçükken ezilmesi gereğini bilmeyen var mı?

Not:

Biz bu yazıyı yazdıktan sonra şöyle bir haber okuduk: “Başbakan Yardımcısı Bozdağ, ''İlahiyat mezunlarının öğretmenlik haklarının ellerinden alınmasına izin vermeyiz. Bu konudaki değişiklik neyse bunu yapacağız. Başbakanımızla, Cumhurbaşkanımızla ve Milli Eğitim Bakanımızla bu konu istişare edilmiştir. Önümüzdeki günlerde bununla ilgili bir yasal düzenleme yapacağız ve bu haksızlığı ortadan kaldıracağız.'' dedi. Sevindik, teşekkür ederiz. Ama yazımız geçerli. Keşke bunlar mağduriyet oluşmadan önce yapılsa. Ak Partiye çok iş düşüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi