Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Türkiye hâlâ ABD’nin gerçek müttefiki mi?

Türkiye hâlâ ABD’nin gerçek müttefiki mi?

Başbakan Yıldırım’ın, İngiltere ziyareti öncesi yaptığı açıklamada çeşitli konulara temas etmekle birlikte, “ ABD , YPG ile ortaklığı bir an önce bitirmeli, gerçek müttefikine geri dönmeli” değerlendirmesi dikkat çekiciydi. Çünkü düne kadar ABD’nin, PKK /YPG’yi silahlandırması, adeta bölgemizde ABD çıkarlarını korumak için düzenli bir ordu oluşturması karşısında bırakın gerçek müttefikliği düşman ülke haline gelmişti. Aradan geçen zaman içinde ABD terör örgütüne verdiği silahları geri almış değil, bununda ötesinde geri alacağına dair ne bir söz vermiş ne de bu hususta harekete geçmiş değil. Değişen tek şey Cumhurbaşkanı Erdoğan ile telefon görüşmesinde bundan böyle terör örgütüne silah verilmeyeceğini söylemiş olmasından ibaret. Yani, gönderilmiş 4 bin TIR silah terör örgütünün elinde bulunuyor ve bu silahları PKK militanlarının kullandığını da biliyoruz ve yakalanan teröristlerin üzerlerinde söz konusu silahlar çıkıyor.

ABD silahları bir yandan Suriye ’de kullanılırken öbür yandan aynı silahlar bize karşı kullanılıyor. Böyle olunca Başbakan Yıldırım’ın, “ABD gerçek müttefikine geri dönmeli” sözlerini şahsen anlamakta güçlük çekiyorum. Çünkü bu yaklaşım düşmanlığı açık bir ülkeyi hâlâ dost ve müttefik olarak nitelendirmek anlamına geliyor. Bu ise, sağlıklı bir yaklaşım değildir. Eğer bunca gelişmeden sonra kendimizi hâlâ ABD’nin gerçek müttefiki olarak kabul ediyorsak, o zaman bizim başka bir düşmana ihtiyacımız yok demektir. Çünkü ABD ve müttefikleri Türkiye’ye karşı verdikleri sözleri tutmamışlardır. Olay ikili ilişkilerde böyle olduğu gibi NATO’da yaşananların ardından hâlâ ABD’yi dost ve müttefik olarak görülmesi, terör örgütünü bırakıp gerçek müttefiklerine dönmesini istemek belki bir iyi niyet gösterisi olabilir ama uluslararası ilişkilerde her zaman iyi niyetli hareket etmek çıkarlarımızı korumaya yetmez/yetmiyor. Trump’ın YPG’ye silah sevk etmeyeceğini söylemiş olması bölgemizde ve özellikle de Suriye’de bundan sonra Türkiye’nin istediği bir noktaya gelineceği anlamına gelmiyor. Yukarıda da dikkat çektiğim gibi verilmiş silahlar terör örgütlerinin elinde bulunduğu sürece ABD elini bu terör örgütlerinin üzerinden çekmeyecek, bir bakıma kara gücü olarak kullanmaya devam edecek demektir. Bunun yanında ABD, Suriye’de geçen zaman içinde gelen haberlere göre 6 adet askeri üs kurmuş durumda. Yani, Suriye’ye yerleşmiş vaziyette. Tüm bunlar ABD ve müttefiklerinin Suriye’nin parçalanması hedefinden vazgeçmediklerini gösteriyor. Netice itibariyle ABD bundan sonra terör örgütlerine silah göndermese de Suriye’de Türkiye’yi değil terör örgütü ile ortaklığını sürdürüyor/sürdürecek demektir. Böyle olunca hâlâ Türkiye’nin kendisini ABD’nin gerçek müttefiki olarak nitelendirmesi ve bize dönmesini istemesini doğru bir yaklaşım kabul etmek ne derece doğrudur?

Başbakan Yıldırım’ın bu değerlendirmesinin arkasından insanın aklına, ‘Niçin biz hâlâ kendimizi ABD’nin gerçek müttefiki olarak görüyoruz?’ sorusu geliyor? Sayın Başbakan’ın bu husustaki düşüncelerini de toplum ile paylaşması gerekiyor. Aksi halde hâlâ can düşmanımızı dost olarak görüyor olduğumuz akla geliyor. Artık çok açık bir şekilde ortaya çıkmıştır ki, ABD ve müttefikleri sadece ülkemizin değil bölge ülkelerinin düşmanıdırlar. Düşman oldukları biline biline onların gerçek dostlarmış gibi takdim edilmesi aslında sadece bizim için değil bu dost ilan ettiğimiz düşmanlarımızca da inandırıcı bulunmaz. Kaldı ki, ABD Türkiye’yi dost ve müttefik olarak görmüyor, görüyor olsaydı tüm karşı çıkmalarımıza rağmen bir terör örgütünü Türkiye’ye tercih etmezdi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi