Halil Mert

Halil Mert

Terörizm Bahane, Batı 1400 Yıllık Savaşına Devam Ediyor

Terörizm Bahane, Batı 1400 Yıllık Savaşına Devam Ediyor

Sahi binlerce DEAŞ Militanı neredeler? Suriye ve Irak yerle bir olup, iki milyon Müslüman öldükten sonra ABD/İNGİLTERE/PKK himayesinde bölgeden çıktıktan sonra nereye gittiler?

         Kim bu İslam kisveli teröristler? Katil ve zalimler güruhu?

         İslamcı, hilafetçi vb. kisvelerle dünyaya pompalanan terör guruplarına bakın.. İlki El-Kaide diyebiliriz. Öncesinde çıkanlar mahallinde kaldı. Nerede çıktı? S. Arabistan’da. Kim kurucu ve finansörü? Bush Ailesi’nin ortağı, S. Arabistan’ın en büyük zenginlerinden biri. İkiz kuleler yıkıldı. S. Arabistan belki 10 katı tazminat ödedi ABD’ne…

         Sonra DEAŞ, Boko Haram vs.

         Tamamına yakını Vehhabilik orijinli, Selefi hareketler. Geçmişin Haricileri gibi.

 

         Batı coğrafyamızda kana doymuyor. Genel olarak doymuyor ve katil zaten. Amerika işgal edilirken İngiliz komutanlar lezzetli diye Kızılderili çocukların parmaklarını yiyordu. Zavallı çocukların bedenleri canlı canlı kesik parmakları ile terk ediliyordu tabiata. İngilizler, Portekiz, İspanya, Almanya, Hollanda, İtalya, Fransa.. Hepsinin mazisi pislik, işgal ve cinayetlerle dolu. İğrenç ve tiksindirici, ölüm, işkence, soykırım, kölecilik, tecavüzlerle dolu Batı’nın kirli geçmişi.

         Topraklarımızda önce “İnsan Hakları yok ve NBC Silahları var.” bahanesi ile saldırdılar. İşte Irak ve Saddam, işte Libya ve Kaddafi.. Sanki dibine kadar kullandıkları S. Arabistan, BAE, Kuveyt vb. ülkelerde demokrasi ve insan hakkı var? S. Arabistan zaten önce İslam’ın, sonra İnsanlığın ayıbı… Kadın yok.. Neymiş araç kullanabilecekmiş kadınlar artık.. Pehh, Pehh!.. Devrim miş!..

 

         Türkiye, Batı ve maalesef bu toprağın ekmeğini yiyen muhalefet tarafından DEAŞ’ı desteklemekle suçlandı. Kirli ittifakların ortaya çıkmasına YPG, DEAŞ gibi terör örgütlerinin arkasındaki güçler dünyaca biliniyor olmasına rağmen, Mısır’da camide katledilen insanlar için yine birileri Türkiye’yi suçlama derdinde. Türkiye’nin Mısır’daki kardeşleri için yas ilanı çok yerinde ve doğru bir siyasi karar oldu.

         DEAŞ terör örgütü, S. Arabistan ve Mısır topraklarında konuşlandırılıyor.

         Mısır’daki eylemden beklenene bakın. Türkiye ile ilişkilendirmek.. Himaye ettiğiniz teröristler çölde. Kendi topraklarınızda. Hava Harekâtı ile yok edebilirsiniz… Neden Türkiye? Türkiye ile ne alakalı var. Sizin topraklarınızdalar ve size saldırıyorlar.

 

         Malum Terörizmle Mücadele İslam Askeri Koalisyonu Savunma Bakanlarının birinci toplantısı S. Arabistan’ın başkenti Riyad'da yapıldı. Bu komisyonda konuşulanlar bölge ülkeleri açısından çok önemli..

         Bakacağız..

         İngiltere, ABD, İsrail ve Batı’nın terörist ilan etmeye çalıştığı ülkeler mi terörist ilan edilecek? Yakın zamanda maalesef Katar gibi. Yoksa gerçek manada terörist unsurlarla mı mücadele edilecek?

         Batı 300 yıldır, sözde faili meçhul cinayetler işliyor. Sonra adalet savunucusu kesilip, katili arıyor, ülkeleri yargılıyor, mahkûm ediyor, infaz ediyor. Türkiye gibi demokrasisi gelişmiş bir ülke bile insan hakkı ihlali vb. şeylerle FETÖ’cü hainlerin de ciddi uluslar arası ihaneti ve katkısıyla suçlanıyor. Yetmiyor. Teröristle ve terörle apaçık mücadele ederken bile terör örgütleri ile ilişkilendirilmeye çalışılıyor.

         Uyanık olunmalıdır.

 

         Bu arada S. Arabistan bölgede teröre karşı yapılacakların ne başkanı ne de ev sahibi olabilir. ABD’nin adeta emir eri olmuş yeni kral namzedi bu tarz toplantılarla kendisini akredite etme ve onaylatma derdinde.

        

         Astana Süreci, sonrasında Soçi..

         İran artık bölgede gerçek müttefik olmaya zorlanmalıdır. İran bölgemizdeki içinde İslam, savunma ve Ordu olan oluşumlara katılmayarak hem güvenilmez hem de art niyetli durmaya devam ediyor. Oysa Batı’dan gelen silahlı terör faaliyetlerini finans ve himaye eden S. Arabistan’a, son süreçte terör guruplarına karşı duruşta samimi olsa, Mezhepçilik yapıp Suriye’deki Esad Rejiminin yanında olmaz, Türkiye’nin yanında olurdu. Dolayısı ile İran bizim için bölgede en riskli komşu.

 

         Bölgedeki en büyük düşman mı?

         Elbette Kraliçe. Yani İngiltere, ABD ve İsrail…

 

         Rusya’ya gelince, Rusya PYD/PKK ile ilişkilerini sürdürüyor. Üç ay öncesine kadar Afrin’de Ruslar vardı. Ancak, Batı Bloku yani Haçlı Blok, tarihte Müslümanlar kadar Ortadoks’lara da zarar verdi, düşmanlık yaptılar. Tüm bu süreçler iyi kullanılmalıdır.

 

         Türkiye bölgesinde başta Rusya olmak üzere ilişkilerini ve karşılıklı ekonomik bağımlılıklarını arttırmalıdır. NATO bizim için tehdittir. Ancak zararından emin olmak için içinde kalınmalıdır. NATO’da oylamalarda kaldırdığımız el çok değerlidir.

         Askeri teknolojilerde dışa bağımlılıktan kurtulmaya devam edilmelidir. Bilişim teknolojileri silah sistemlerinin entegrasyonunu kolaylaştırmıştır. Dolayısı ile NATO ile açık Pazar haline gelen devletimizi, hiçbir gizli faaliyeti kalmayan ordumuzu NATO vesilesi ile dışa bağımlılıktan kurtarmalıyız.

         Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesine (Van, Hakkâri, Şırnak) ağırlıklı olmak üzere terörist her türlü faaliyete karşı harekât yeteneği yüksek, NATO ile ilişiği olmayan, doğrudan Genel Kurmay Başkanlığı’na bağlı yeni bir Özel Kuvvet Kolordusu kurulmalıdır. Bu birlik ayrıca Uçarbirlik ve Hava İndirme Yeteneğine sahip olmalıdır. İçinde sadece askeri timler değil, Emniyet ve MİT’ndan da unsurlar bulundurmalıdır. Özellikle Irak, Suriye, Azerbaycan ve İran’daki sınırötesi tehdit ve değerlendirmelere dönük değerlendirilmelidir. Mevcut Jandarma Asayiş Kolordusu yerleşiktir. Yeni kurulacak Kolordu koordinasyon karargâhını da oluşturmalıdır. İkinci Ordumuz ise düzenli harp doktrinine uygun olarak bölgedeki en üst komutanlık olarak görevlerine devam etmelidir.

         Türkiye’miz R. Tayyip ERDOĞAN ile Büyük Türkiye Sürecine girdi. Bu süreçte Milli Devletimize ve Cumhurbaşkanımıza kuşku ile bakan herkes, siyasi hareket, STK, cemaat, tarikat vb. şaibelidir. Çünkü Devletimiz ve Milletimiz iman, edep ve ecdadından kalan O Büyük Ruhla kenetlenmiş ve istikbal mücadelesi vermektedir. Bu mücadeleyi şımarıklığı ile nemelazımcılığı ile akamete uğratan içimizdekiler, FETÖ, TİKKO, DHKPC, PKK vb. hain terör örgütleri, her şey ortada olmasına rağmen bağcıyı dövme derdinde olan siyasiler, gizli gizli bize de sıra gelecekmiş diye olumsuz propaganda yapan cemaat yapılarının hepsi mahkeme-i kübrada hesaba hazır olsunlar.

 

         Durmayacağız, duraklamayacağız.

         Duraklarsak sendeleriz…

         Kutlu ve büyük mazimizden aldığımız terbiye ile, imanımızdan kaynaklanan teslimiyet ve güvenle ileriye yürüyeceğiz.

         Çok çalışacağız. Fedakâr olacağız.

         Dikkat edin, marşlarımız ve türkülerimiz atların dörtnala gidiş ritminde. Hem de Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar. Bu ritimler tank ve uçak horultusuna evrilmeli.

         İ’lay-ı Kelimetullah deyip, dava, devlet ve sevdalarımızın geleceği için evladını gözden çıkartan ecdad gibi Milli Güvenlik ve Beka kaygımızla geleceğe koşacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Halil Mert Arşivi