Aydın Ünal

Aydın Ünal

Kılıçdaroğlu’na operasyona

Kılıçdaroğlu’na operasyona

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında bazı kağıtlar sallayarak Cumhurbaşkanı ve yakınlarıyla ilgili çok ağır iddiaları dile getirdi. Çok kısa bir süre içinde, elinde salladığı kağıtların iddialarıyla ilgili olmadıkları ortaya çıktı.

Kılıçdaroğlu bunu ilk kez yapmıyor.

2010 yılı bütçe görüşmelerinde, Kılıçdaroğlu kürsüye geldi, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’yle ilgili bazı iddialarda bulundu ve yine bazı kağıtlar gösterdi. Başbakanlık Müşaviri olarak o gün Meclis’teydim ve hemen dönemin Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı, şu anda Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Mehmet Özhaseki’yi aradım. İddiaların tamamının iftira olduğunu anlattıktan sonra Kılıçdaroğlu’nu yalanlayan belgeleri de gönderdi. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Genel Kurul kürsüsüne çıktı, iddiaları tek tek çürüttü ve hafızalara kazınan o “çaktın yine” cümlesini kurdu.

Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri’yle ilgili iddialarından dolayı mahkemeye verildi; davaları kaybetti ve yüklü miktarlarda tazminat ödedi. Başkan Özhaseki de o tazminatlarla Kayseri’de ihtiyaç sahiplerine bolca sucuk dağıttı.

Benzeri bir vaka da 2011 seçimleri öncesinde yaşanmıştı. Kemal Kılıçdaroğlu, ÖSYM’de torpil yapıldığını, bir bakanın yakınının üniversiteye girmesi için ÖSYM’ye talimat verildiğini, belgesinin de elinde olduğunu iddia etti. Sonradan “belge”yi açıkladı: ÖSYM’ye sahte bir kullanıcı tarafından gönderilen e-postadan başka ortada bir “delil” yoktu. Günlerce meydanlarda dile getirdiği iddia Kılıçdaroğlu’nu rezil etmişti.

Örnekler çok: Etro gömlek meselesinden havuzlu villaya, İsviçre bankalarında hesaptan Külliye’nin klozetlerine kadar çok sayıda iftirayı araştırmadan kürsülerden söyledi Kılıçdaroğlu ve her seferinde komik duruma düştü.

Normal bir insan için, bu hatalardan bir teki bile istifa gerekçesidir. Haydi istifa etmese bile, normal bir insanın, bu kadar yanlıştan sonra mahcup olması, utanması, yüzünün kızarması, özür dilemesi beklenir.

Kılıçdaroğlu için durum farklı: O, bu tür iddiaları, iftiraları dile getirmeyi bir politika haline getirdi ve hem CHP grubunu, hem de bir kısım CHP seçmenini bu politikaya alıştırdı.

Ortaya attığı iddianın doğruluğunun ya da yanlışlığının Kılıçdaroğlu için bir önemi yok. Namus, şeref, haysiyet, dürüstlük gibi kavramlara da politikalarında yer yok. Sözünü söyledikten sonra olacakların, rezilliğin, yüz kızarmasının, mahcubiyetin de Kılıçdaroğlu’nun dünyasında hiçbir kıymeti yok.

Ancak bu sefer durum biraz farklı…

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı’nın yakınlarının yurtdışına para transfer ettiğini gösteren belgeler açıklayacaktı. Bunun için ön hazırlık da yapılmıştı. Birkaç gün öncesinden, Kılıçdaroğlu’nun çok önemli belgeler açıklayacağı duyurulmuş, kamuoyu meraka sevkedilmiş, medya teyakkuza geçirilmişti.

Kılıçdaroğlu kürsüye geldi, bir takım kağıtlar gösterdi, bazı isimler zikretti ve kürsüden indi.

Kısa süre sonra, Kılıçdaroğlu’nun bir kez daha aldatıldığı ortaya çıktı. Kağıtlar sahteydi. İddialarla uzaktan yakından ilgileri yoktu. Yurtdışına para transferini gösteren belgeler değillerdi.

Yazının yazıldığı an itibariyle sözde belgeler medyayla, TBMM ile ya da savcılıkla paylaşmadı. TBMM Genel Kurulu’ndaki yoğun tartışmalara rağmen CHP sözde belgeleri ibraz edemedi. Açıkçası ibraz edebileceği bir belge de yok.

Belli ki Kılıçdaroğlu, eline tutuşturulan belgelere şöyle bir göz atma ihtiyacı duymamış; elindeki kağıtların ne olduğunu inceleme zahmetine dahi girmemiş.

Yine belli ki, o “belge” zannedilen kağıtlar, çok güvendiği birileri tarafından Kılıçdaroğlu’nun eline tutuşturulmuş.

Kılıçdaroğlu’nun bu skandalı öncekilerden farklı. Kılıçdaroğlu bu sefer fena çuvalladı. Sahte belgeleri kamuoyuyla zaten paylaşamaz. Dolayısıyla, “belgeleri ibraz et” baskısının altında ezilecek. Bu sefer sadece CHP muhalifleri değil, CHP’liler de Kılıçdaroğlu’na tepki gösterecek.

Kılıçdaroğlu’nun yüzünde mahcubiyet ya da kızarıklık aramayın; ama CHP’liler şimdiden bu skandal yüzünden mahcup olmuş durumdalar ve belli de ediyorlar.

Görünen o ki, FETÖ, büyük umutlarla iş başına getirdiği Kemal Kılıçdaroğlu’nun fos çıktığını nihayet gördü. Son olay, FETÖ’nün Kılıçdaroğlu’nu tasfiyeye hazırlandığını da gösteriyor.

Sözde belge skandalıyla, çok açık ki, Kılıçdaroğlu’na operasyon çekiliyor.

Neyse ki operasyon bir önceki gibi çirkin değil. Gerçi, elindeki dekontu okumaktan aciz bir “hesap uzmanı” olmak da az rezillik değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Aydın Ünal Arşivi