Kemal Öztürk

Kemal Öztürk

15 Temmuz gazileri… Sorunlar, istekler, hassas durumlar

15 Temmuz gazileri… Sorunlar, istekler, hassas durumlar

​15 Temmuz gecesi yaralanıp gazi olan çok sayıda arkadaşım var. Zaman zaman onlarla görüşüyorum. Defalarca ameliyat olup iyileşemeyenlerin sağlık sorunları olduğu gibi, çoğunun ayrıca sosyal sorunları var.

Bu sorunları ilgili yerlere aktarıyorum. Ancak son zamanlarda sorunların çözülmeyip, kronik hale geldiğini ve gazilerin de artık yüksek sesle kamuoyuna açıklamalar yaptığını görünce, meseleyle daha yakından ilgilenmek istedim.

15 Temmuz şehit ve gazilerimizle ilgilenmek için bugüne kadar 15-20 arasında dernek ve vakıf kuruldu.

Bunlar içinde benim irtibatta olduğum 15 Temmuz Derneği var. Çalışmalarını takip ediyorum. Yöneticileri arasında Erol Olçok ve İlhan Varank’ın kardeşleri de var. Yöneticileri ve avukatlarıyla sorunlar ve çözüm yolları hakkında görüştüm. Şikayeti olan gazi ve şehit yakınlarını ayrıca aradım, buldum ve dinledim. Bakanlık yetkilileriyle konuştum.

Tüm bunları, çok hassas olmamız gereken şehitlik ve gazilik konusunda küçük de olsa bir hata olmaması için yaptım.

HEYECANLA VERİLEN SÖZLER,  ALINAN KARARLAR SORUN OLDU

En başında şunu söyleyeyim: Heyecanla, bazen iyilik olsun diye yapılmış açıklamaların, verilmiş sözlerin, aceleyle çıkartılmış Kanun Hükmünde Kararnamelerin (KHK), Bakanlar Kurulu kararlarının sıkıntıları bugün yeni ortaya çıkıyor. Bir bürokratın güzel tabiriyle, “şehit ve gazilere canımızı vermek istediğimiz zamanlarda yapılmış açıklama ve düzenlemelerdi onlar ama şimdi bunların sıkıntılarını yaşıyoruz.”

Hükümetin açıklamalarının ve aldığı kararların iyi niyetle yapıldığına eminim. Ancak ‘devlet aklı duygusal ve aceleci olmadan, uzun vadeli düşünerek, plan yaparak karar alır’ kuralını bir kez daha anmakta fayda var.

15 Temmuz gazilerinin dillendirdiği sorunların, taleplerin bir kısmının haklı, bir kısmının da üzüntü verici olduğunu söylemeliyim.

EN ÖNEMLİ SORUN HUKUKİ STATÜ

En önemli sorun hukuki statü meselesidir. ‘O gece tırnağı dahi kırılan olursa, gazi sayacağız, maaş bağlayacağız’ diyen devlet yetilileri olduğu için, o gece hafif de olsa yaralanan birçok kişi bunun beklentisine girdi.

Dikkat ederseniz halen bile gazi sayısında değişiklik oluyor. Zira o gece darbeyi önlemekle alakası olamayan bazı kişilerin, sonradan yalan beyanla yaralandığını söyleyip, gazilik unvanı almaya çalıştığı tespit edildi. Hatta suç işleyen insanların da bunu istismar ettiği görüldü.

İşte bunlardan gazilik unvanı geri alınıyor ya da o gece darbeye direnirken yaralandığını yeni ispatlayabilmiş olanlara bu unvan şimdi veriliyor. Halen bile şehitlik ve gazilik unvanı için karar verilemeyen kişiler var. Mahkeme süreçleri devam ediyor. Son gazisi sayısı 2727.

TARİHTE İLK KEZ GERÇEKLEŞEN ŞEY

Kanunlarımızda sadece güvenlik kuvvetlerimize “şehit ve gazi” statüsü veren düzenlemeler vardır. Tarihte ilk defa siviller vatan savunmasında hayatlarını kaybettiği ve yaralandığı için, bunun nasıl düzenleneceği konusu kanunen belirsizdir. Aceleyle çıkartılan KHK’larda 15 Temmuz gecesi yaralananlar ‘gazi’ sayıldı, ancak bunun kanunda alt yapısı bulunmadığından bir karışıklık oluştu.

15 Temmuz gazileri hukuki statülerinin tam olarak ne olduğunu haklı olarak bilmek istiyor. Devlet ise birçok KHK, Bakanlar Kurulu kararı ve kanunlarda belirlenmiş statüleri toparlamaya, birbiriyle çelişmeyecek hale getirmeye çalışıyor. Lakin gecikmeler oluyor.

İkinci sorun gazilik maaşı. Devlet yetkilileri her gaziye maaş bağlanacağını açıkladıkları için gazilerin böyle bir beklentisi var. Ancak kanunen böyle bir düzenleme yapılamıyor. Bunun yerine her 15 Temmuz gazisine iş istihdamı sözü verilmiş. Kimi kullandı, kimi kullanmadı.

Üçüncü sorun, şehit ve gazilere dağıtılmak için Başbakanlık tarafından yapılan yardım kampanyasında toplanan paraların dağıtılmaması. 309 Milyon TL, faizleriyle beraber 340 Milyon oldu. Ancak bu yardımların nasıl dağıtılacağı konusunda yine kanuni bir boşluk var. O nedenle bir vakıf kurulup, onun aracılığı ile yardımlar dağıtılacak. Bunun için bir KHK çıktı ama vakıf yönetimi hala belirlenmedi. Bunun için de geç kalındı yani.

Dördüncü sorun madalya. Bakanlar Kurulu Gazilere madalya verilmesi kararı aldı ama bazı sorunlar tespit edildiğinden bu madalyalar verilemedi. Birçok hakkı beraberinde getireceği için ve tabi manevi değeri olduğundan gaziler madalyalarını almak istiyor. Sanırım bu ay içinde alacaklar.

ŞEHİTLİK VE GAZİLİK DEĞERİNE  ZARAR VERMEMEK LAZIM

Doğrusu vatan savunması söz konusu olduğundan, bu sorunları konuşmak, yazmak zor. Zira o gece başından kurşun yemiş, parmakları kopmuş bazı kişilerin gazilik için başvurmaya bile gerek görmediğini biliyorum. Vatan için yapılmış, vatan için saklanmış fedakarlıklardır bunlar. Keza bazı şehit aileleri de resmi statü için hiç uğraşmamıştır.

Gazilerimizin çoğunluğunun vatan için büyük fedakarlık yapmış insanlarımız olduğunu herkes biliyor. Devletin düzenlemeleri yapmadaki gecikmesi, ilgili bakanlıkların yeterli açıklama ve iletişim çalışmaları yapmaması huzursuzluğa neden olmuş olabilir. Lakin bir başka sorunun da, gaziler arasında çok az da olsa bu konuyu istismar edenlerin olmasıdır.

Çok ulvi, hassas, manevi ve milli yanı çok güçlü bir konudur şehitlik ve gazilik meselesi. Bu çerçevede tutmak için de azami gayret sarf etmek gerekir. Basın toplantılarıyla, sosyal medya aracılığı ile sorunları gündeme getiren kişilerin, devlet yetkilileriyle buluşarak bunu çözmesi, o manevi havanın zarar görmesini engeller. Belki hükümetin daha aktif olması ve karar süreçlerini hızlandırmasında fayda var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Öztürk Arşivi