Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Koltuğu kaptı, “Mustafa Kemal’in yoldaşı” oldu

Koltuğu kaptı, “Mustafa Kemal’in yoldaşı” oldu

CHP’nin “öfkesi burnunda” İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu gündem olmaya devam ediyor. 

Bundan rahatsız olduğunu zannetmem. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine yönelik sözlerini almış, kabul etmiş, “önemsendiğine” yormuştu. “Reklâmın kötüsü olmaz” diye düşünüyor herhalde. 

Belki de “korkulan” figür olduğunu düşünüyordur ya da buna inandırılmıştır. 

Hakkında şu kadar yazı yazıldı, bu kadar haber yapıldı, sosyal medyada “gündem” oldu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eleştirileriyle ödüllendirildi. 

Mutlaka önemli bir isimdir. 

Mutlaka korkulan bir figürdür. 

Böyle inanmaya devam ededursun... 

Bu “korkulan” ve özgüveni yüksek hanımefendi sosyal medyadaki bazı paylaşımlarını niçin sildi, hakkındaki spekülasyonlara malzeme teşkil eden fotoğrafları niçin yayından kaldırdı? Bunu merak ediyorum. 

HDP’yle sıkı fıkı... HDP’nin doğrularını kendi doğruları kabul eden çok sayıda mesaj paylaştı. Çok sayıda beğeni aldı... Bu mesajların bir kısmı (yani “zararsızları”yerli yerinde duruyor ama polise taş atarkenki görüntüsü yok. 

Niye yok? 

Hakkında soruşturma başlatıldığında, sosyal medyadaki hesabın bir başkasına ait olduğu ya da başkaları tarafından “yönetildiği” söylenmişti. 

Hayır, “başkaları” değil, bizzat kendisi yönetiyor. 

Demek ki, mesajların ve görüntülerin “sakıncalı” olanları, yani ileride sıkıntı yaratacağı düşünülenleri kaldırılmış. “Başkaları” olmadığına göre bunu da bizzat kendisi yapmıştır. 

İyi mi olmuş? 

Dün bir açıklamasını okudum... Yine “gider” yapıyor... Hakkında yazanları (spekülasyon yapanları) mahkemeye vereceğini söylüyor... 

Sonra bir punduna getirip, araya Selahattin Demirtaş’ı sıkıştırıyor: 

Halkın iradesiyle seçilmiş herkesle fotoğraf verirmiş, Selahattin Demirtaş’la da verirmiş. Bundan da gurur duyarmış. (Kocasının domuz eti tükettiğini de bu vesileyle öğrendik... Kocasının ne yediğine karışmazmış. Ancak bir şeye izin vermezmiş, kul hakkı yemesine... O da yemezmiş zaten. İlginç!)

Burada anahtar ifade, “halkın iradesi...”

Fakat Canan Hanım “halkın iradesiyle seçilmiş” herkesle fotoğraf vermiyor. Bazılarına karşı çok kıyıcı... Mesela, halkın iradesiyle seçilmiş Erdoğan’a, “kıyıcılığın” da ötesinde, özel bir nefret besliyor. Bu duygusunu da gizlemiyor. Ama yine de özür diliyor. Neden? 

Kendisi anlatsın: “Gezi olaylarıyla ilgili tüm paylaşımlarımın arkasındayım. Ama yine de Erdoğan’dan samimi şekilde özür diliyorum. Orada gözümden kaçmış bir şey var, hepimiz insanız, hata yaparız. Özür dileyerek paylaşmak istiyorum, Erdoğan’ın annesine küfür olan duvar yazısını da paylaşmışım. Annelik kutsaldır ben hiç kimsenin annesine bir şey dedirtmem.”

Soru şu: 

Canan Hanım özür görevini hatırlamak için neden bu kadar sene bekledi? O çirkin paylaşımı yüzüne vurulmasaydı, yine özür dileyecek miydi? 

İşin sırrı koltukta mı? 

Koltuğunda rahat oturabilmek ve bundan sonra spekülasyonlarla anılmamak için mi duygularından ödün verdi? 

Bence işin sırrı koltukta... 

O koltukta başkaları oturuyorken, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz sloganını beğenmiyorum, militarizm kokuyor” diyordu ve Mustafa Kemal’le meselesi olduğunu duyurmaya çalışıyordu. 

Dün baktım, “Mustafa Kemal’in yoldaşlarıyız” diye esip gürlüyor... 

Koltuğu kaptı, annelerin “kutsal” olduğunu hatırladı. 

Koltuğu kaptı, Mustafa Kemal’in yoldaşı oldu. 

Ben de diyorum ki, “Her şey koltuk mudur Canan Hanım? Sizin bir ilkeniz, düsturunuz, istikametiniz yok mu? Hatta öfkeniz... Hepsini bir koltuğa değişecek misiniz?”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi