Kemal Öztürk

Kemal Öztürk

Akıl tam da bu zamanlar lazım

Akıl tam da bu zamanlar lazım

Her daim aklıselimi telkin eden bir insan olmaya çalıştım. Bir yazar olarak duygularımızla hareket etmenin zararlarını anlattım her yerde. Stratejik davranmayı, bilgiyle, akılla, geleceği düşünerek hareket etmeyi savundum.

Lakin gelin görün ki, bazı zamanlar geliyor, aklıselimi unutup haykırmak, bağırmak, isyan etmek istiyor insan.

Öyle günlerden geçiyoruz. Şehit düşen gencecik fidanlara baktıkça, jeopolitiğin, diplomasinin, sosyolojinin canı cehenneme diye isyan edesimiz geliyor. ‘Yakalım Afrin’i, dümdüz edelim’ diyesiniz geliyor.

DUYGULAR İSYAN ETTİĞİNDE ZORU BAŞARMAK

Fidanlarımızı şehit eden PKK’ya destek verenleri gördükçe, şiddet doluyor tüm zihnimize.

Bir insanın en zor zamanları, duygularının isyan ettiği vakit, akıl muvazenesini koruması gerektiği zamanlardır.

Duygular isyanı teşvik ederken, aklıselimi korumak, yanlış adım atmamak, genelleme yaparak, kurunun yanında yaşın yanmasına neden olmamak çok zordur.

Herkes başaramaz bunu. Herkesin de başarması icap etmez. Lakin toplumsal sorumluluğu olanların bu en zor imtihanını başarması şarttır. Yoksa kaosa sürükleniriz.

Biz ne zaman elimizi silahımıza atsak, etrafta çocuk var mı, kadın var mı, sivil var mı diye bakarız önce. Böyledir bizim medeniyetimiz, kültürümüz, genetiğimiz…

HDP KONGRESİNDEKİ DENSİZLİK

HDP kongresinde PKK’ya gönderilen ‘selamları’, Afrin’de Mehmetçiği öldüren teröristlere ‘direniş çağrısı’ yapanları gördükçe isyan ediyoruz. Bu ülkede yaşayıp, bu ülkenin düşmanlarına selam gönderen bir siyasi partinin yaptıkları affedilmez. Buna ihanet denir, vatan hainliği denir, şımarıklık denir, densizlik denir…

İşte tam bu isyan anında aklımızı kullanacak güce de sahip olmalıyız. O kongrede bu ihaneti yapanların cezasını hukuk içinde vermeliyiz. O kongrenin sorumlularını adaletin karşısına çıkarmalıyız.

Bu ihaneti yapanları yargılarken, eleştirirken, lanetlerken, o partiye oy vermiş insanları bundan ayırmalıyız. Bir torbaya tüm Kürtleri doldurup, o partiyle özdeşleştirmemeliyiz.

HDP tabanında, ona oy verenler arasında bu vatanı sevenler, bu bayrağa hürmet edenler, bu ezana saygı duyanların olduğunu da hatırlamalıyız.

Afrin’de, Mehmetçiğe kuruşun sıkan Türkiye’den gitme Kürt gençleri olsa bile, şehit olan Mehmetçiğimizin içinde de Kürt gençleri olduğunu hatırlamalı, ona göre konuşmalıyız.

Kürtlerin hepsi terörist değildir.

HDP’lilerin hepsi PKK hayranı değildir.

Tabanla, parti yönetimini ayırmalıyız.

CHP YÖNETİMİ İLE TABANI AYNI DEĞİLDİR

CHP yöneticileri, ‘ÖSO El Kaide’den doğmuştur’ dediğinde, ‘Afrin’e girmeyin’ dediğinde, açıktan ve gür sesle, ‘PKK/PYD terör örgütüdür’ demediğinde, ‘bu darbe kontrollü darbedir’ dediğinde, isyan edesimiz geliyor. O yöneticiler şehitlerle, şehit cenazeleriyle, ezanla, dinle dalga geçtiğinde, saygısızlık yaptığında küfretmek istiyoruz.

İşte tam bu esnada aklımızı kullanmak zorundayız. CHP tabanı ile parti yöneticileri arasındaki uçurumu görmeliyiz. CHP tabanında Zeytin Dalı Operasyonu’na canı gönülden destek veren, onlar için dua eden, yardım yapmaya çalışan on binlerce insanın var olduğunu unutmamalıyız.

CHP tabanında, ‘PKK/PYD/DHKP-C terör örgütüdür’ diyen, her gün tekrarlayan ve devletinin, milletinin yanında on binlerce insan olduğunu ve onları ayırmamız gerektiğini bilmeliyiz.

Genellemeden kaçınmalıyız. Bir torba açıp, tüm CHP’lileri onun içine dolduramayız. O partinin yöneticileriyle, tabanını ayırmalı, insanları aydınlatmalıyız.

K. IRAKLI PARTİLERİN İHANETİ

Kuzey Irak yönetiminde 5 partiyi temsil eden milletvekilleri Afrin’e gidip, Türkiye aleyhine açıklama yaptı, PKK/PYD’ye destek verdi. İsyan edesimiz geldi. ‘K. Irak Kürtlerine kucak açmış, her daim onları korumuş Türkiye’ye bu yapılır mi?’ diye haykırmak istiyoruz.

O PKK ki, Kandil’de 500 Kürt köyünü boşaltıp insanları sürdüğünde bu beş parti birlikte ses çıkarmadı. O PKK ki, Kuzey Suriye’de on binlerce Kürdü Türkiye’ye, K. Irak’a sürdüğünde, malına mülküne el koyduğunda, bu beş parti bir araya gelip ses vermedi.

Şimdi bize karşı birleşmelerine isyan edesimiz, canlarını yakasımız geliyor.

İşte tam burada sakin olmak zorundayız. Çünkü K. Irak’ta yaşayan tüm Kürtler böyle düşünmüyor. Çünkü orada kardeşimiz Türkmenler, Araplar var. O kapıları kapatmak, o insanları cezalandırmak, orayı toptan yok saymak akla da, siyasete de, çıkarlarımıza da uygun değil.

BİZ İSYAN ETSEK DE DEVLETİ YÖNETENLERE AKLISELİM YAKIŞIR

Yani diyeceğim, zor bir durumdayız. Kimsenin bunları düşünecek hali olmayabilir. Ben bile artık ‘aklı selimin canı cehenneme’ diyesim geliyor.

Dayanılacak şeyler değil yaşadıklarımız. Ama dayanmak zorundayız. En çok da devletimizi yönetenlerin dayanması gerekir.

Belki bize isyan etmek, bağırmak, yakıp yıkmak düşer ama onlara aklıselimi korumak yakışır. Yoksa haklıyken haksız duruma düşer, düşmanlarımızın iç savaş çıkarmasına yardım etmiş oluruz Allah korusun.

Dünkü grup toplantısında Cumhurbaşkanımız Erdoğan ne güzel söyledi:

‘Eğer Türkiye’nin sivillere, mazlumlara zarar vermeme hassasiyeti olmasaydı, Afrin’i tek bir şehit vermeden, taş üstünde taş, omuz üzerinde baş bırakmadan şimdiye kadar çoktan almıştık.

Ne olursa olsun, onların arkasına saklanarak kirli bir savaş asla yürütmeyeceğiz. Her şey bittiğinde de düşmanlarımızın alçaklıkları yanında kendi içimizdekilerin ihanetlerini hatırlayacak, evlatlarımıza bunları da anlatacağız”.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Öztürk Arşivi