Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Düşünce ve davranış arasındaki ilişki

Düşünce ve davranış arasındaki ilişki

Olaylar hakkındaki düşüncelerimiz duygularımızı duygularımız ise davranışlarımızı doğrudan etkiler. O nedenle bir davranışı değiştirmek istiyorsak önce o davranışı tetikleyen düşünceyi değiştirmek zorundayız. Mesela iş görüşmesine giderken “ya işe kabul edilmezsem” deyip olayı felaketleştirirseniz, görüşme esnasında panik yapmanız kaçınılmaz olacaktır. Ortaya çıkan kaygıyı sağaltmak için bunun bir ölüm kalım meselesi olmadığını, aksine sizin için bir deneyim olabileceğini düşünmeniz yeterli olacaktır.

Eğer verdiğimiz sözü yerine getirmiyor ve bu davranışı kalıcı hale getiriyorsak, sözünde durmanın bir sorumluluk olduğunu göz ardı ediyor ve bu konuda hassasiyet taşımıyoruz demektir. Bu davranışı tetikleyen düşüncemizi değiştirmedikçe, davranışlarımız üzerinde etkili olamayız. Yani önce, değiştirmek istediğimiz davranışın kökenine inmeli ve bu konudaki çarpık düşüncemizi değiştirmeliyiz. Eğer verilen sözde durmamanın inandığımız değerlerle örtüşmediğine kuvvetle inanır ve bu inancı düşüncelerimize yerleştirebilirsek davranışlarımız kendiliğinden değişecektir.

İnsani ilişkilerimizde yaşadığımız sorunlardan biri de düşünce ve davranışlarımız arasındaki çelişkidir. Bu çelişki sadece karşımızdaki kişiyi değil, ruh halimizi ve moral durumumuzu da doğrudan etkiler. İnandığımız şeyle davranışlarımız arasındaki çelişki zihnimizi yorar, böyle durumlarda kendimizi kötü hisseder ve geriliriz.

Ne yazık ki toplumumuzda özgün irademizle hareket etmemize izin verilmez sonucu ne olursa olsun çevrenin dayattığı normlara uyum sağlamamız istenir. Bu durum düşüncemizle duygularımız arasındaki uyumu ortadan kaldırır ve gerginliğe sebebiyet verir. Peki, ne yapabiliriz? İlk evvela tutum ve davranışlarımızla düşüncelerimiz arasındaki çelişkiyi ortadan kaldırmak ve tutarlı bir yol bulmak zorundayız. Yani inandığımız gibi yaşamalı ve bunu kalıcı hale getirmeliyiz. Ve değişime giderken kendimize şu soruları mutlaka sormalıyız:

Biz gerçekten olmak istediğimiz gibi miyiz yoksa taktığımız maskelerin esiri miyiz?

Kendimiz olabildik mi yoksak olmak istediğimiz kişinin rolünü mü oynuyoruz? Kendimizle yüzleşmekten kaçınmamalı ve yaşadığımız bilişsel çelişkiyi özgün irademizle ortadan kaldırmalıyız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi