İbrahim Karagül

İbrahim Karagül

Böyle bir mucize gerçek olur mu?

Böyle bir mucize gerçek olur mu?

Amerikan seçimlerine sadece bir hafta kaldı. 2000 yılında tartışmalı bir şekilde iktidara gelen George Bush yönetimi, bir sonraki seçimleri izlediği savaş politikası ve “Amerika savaşta” söylemiyle bir kez daha almayı başardı. Amerikan halkı o gün, dünyanın yarısını istilaya girişen bir zihniyetin doğurduğu heyecana kapılarak tercih yaptı. Hem de yüz binlerce insanın ölümünü hiçe sayarak…

4 Kasım seçimlerinde ise, Cumhuriyetçilerin elinde hiçbir ciddi argüman yok. Hala kibirliler, hala Amerikan yüzyılı rüyalarına sahipler, hala dünyanın yarısını istila etmek istiyorlar, hala gezegenin tek hakimi olmak istiyorlar, hala yeryüzünün bütün zenginliklerini talan etmeye niyetliler.

Bu açgözlülük yüzünden ABD'yi utanç verici bir duruma düşürdüler. Siyasi kredisini tükettiler. Askeri gururunu kırdılar. Ulaşılamaz sanılan ekonomik refahını perişan ettiler. Seçime bir gün kala dünya neleri tartışıyor bir bakın!

Ekonomi batmış durumda. Hiçbir ülke ABD ekonomisine kaynak aktarmıyor. Yüz binlerce insan haciz sırasında. Bankalar batıyor, dev şirketler çöküyor, ABD bütün dünyadan para dileniyor. Bir günde borsalarda 1 trilyon dolar kaybediliyor. Dış borç 10 trilyonu aşmış. 21. yüzyılı maddi refah içinde geçireceğini sanan ABD halkının refah düzeyi hızla geriliyor. Dünya, “Amerika nasıl kurtulur”u tartışırken o, kendisiyle beraber Asya'yı, Avrupa'yı, Latin Amerika'yı çökertiyor. Çöküşünün faturasını dünyaya fatura etmeye çalışıyor. Tehdit ve şantajlara başvuruyor.

Zaten bu yüzden kaybetti. Kibri yüzünden, başkalarını aşağılaması yüzünden, paylaşmaması yüzünden, aç gözlülüğü yüzünden, yağmacı siyasi kültürü yüzünden, adaletsizlikleri yüzünden, insanlığın ortak kaderini hiçe sayması yüzünden, insanlık tarihinde olanları küçümsemesi yüzünden, yeryüzünden tanrısal bir role soyunması yüzünden kaybetti. Değişmemekte direniyor. Paylaşmamakta direniyor. Sınırsız güce inanmakta direniyor. Böyle direnmeye devam ederse kaybetmeye de devam edecek.

Bu güce iman edenler, bu gücün kıyamete kadar süreceğine inanan, tarihe bakmayıp hayal dünyasına dalanlar şimdi susuyor. Söyleyebilecek hiçbir şeyleri olmadığından. Tarihin sonunun Amerika olduğunu söyleyenler susuyor şimdi ya da sözlerini geveleyip duruyor, ne dediklerini kendileri bile bilmiyor.

Barack Obama tek kurtuluş olarak pazarlanıyor şimdi. Beyaz Amerika'nın, ırkçı Anglo Amerikan zihnin bile kurtuluşu geçmişi Müslüman bir zenciyi iktidara getirmek oluşu başlı başına büyük bir dönüşüm. Aynı zamandan çaresizliğin göstergesi. Ama acaba öyle olacak mı? Acaba Amerika Obama yönetiminde kurtulacak mı? Bankalar, emlak sektörü, finans sistemi, sosyal güvenlik sistemi ayağa kalkabilecek mi? ABD'nin istilacı, açgözlü, yağmacı tavrı son bulacak mı?

Obama Sürprizi! O kazanacak Amerika kurtulacak. Ekonomi kurtulacak. Bütün bu krizlerin sebebi zaten Bush yönetimiydi, bu yönetim devrilince işler yoluna girecek…. Ne büyük hayal!

Krizin sebebi Cumhuriyetçiler değil. Kurtuluşu da Demokratlar olmayacak. “Amerika son süper güç”, artık bu gerçekle yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Geleceğin dünyasında hiçbir ülkenin bu kadar güç edinmesine izin verilmeyecek. Obama iktidara gelse de temelde hiçbir değişiklik olmayacak. ABD'nin zaafları aynen kalacağı gibi, ihtirasları da sönmeyecek.

Öncelikle çekişmeli, tartışmalı bir seçim izleyeceğiz. Cumhuriyetçiler iktidarı bırakmamak için ellerinden geleni yapacak. Alışık olmadığımız, çok anormal gelişmelere bile tanık olabiliriz.

11 Eylül'den bu yana artan gel-gitlerin daha belirgin, daha derin olacağı günler başlıyor. Obama yönetiminin ekonomide ciddi bir değişime gidemeyeceğini, krizin üstesinden kolay kolay gelemeyeceğini göreceğiz. Siyasi açıdan bir çok alanda Cumhuriyetçileri aratmayacak. Ama ekonomik krizi çözmekte aciz kalacağını şimdiden söyleyebiliriz.

1973'ten bu yana endüstriyel ekonomiden finansal ekonomiye geçen ABD'nin yeniden eski haline dönmesi zor. Sermaye buna izin vermeyecek. 1973'ten bu yana ne olmuş bakalım: Yaklaşık 17 bin ABD şirketi yabancılara satılmış. Demir-çelik, tekstil, otomotiv, elektronik sanayi hızla gerilemiş. Sadece 2007'de Çin'den 321 milyar dolarlık mal alınmış, 62 milyar dolarlık satış yapılmış. 2000 ile 2005 arası 3 milyon yüksek ücretli iş kaybı yaşanmış. Sadece bu yılın Şubat ayında 63 bin kişi işini kaybetmiş. İhracatının yüzde 20'sini ABD içinde üretim yapan yabancılar yapıyor. 2004'te Çin ve Hindistan 950 bin mühendis yetiştirirken ABD sadece 70 bin tane yetiştirebilmiş. Bu veriler böyle devam edip gidiyor. Unutmayalım, seçim döneminde Cumhuriyetçi adayı destekleyen şirketlerle Obama'yı destekleyen şirketler hemen hemen aynı.

Goldman Sachs, Lehman Brothers, JP Morgan, Citigroup, Citadel Investments, Credit Suisse, Morgan Stanley ve benzerleri.. Obama'yı destekliyorlar. Şu anki krizin mimarları da onlar değil mi? Peki Obama onları yok sayabilir mi?

Bu kolay bir seçim olmayacak. Bu, basit bir kriz değil. Bu, bir seçimle üstesinden gelinebilecek bir durum da değil. Krizi küçümsemek büyük bir hataydı. Obama'nın çözeceğine inanmak ikinci büyük hata olacak. Gerçekle yüzleşmek istemeyenler, böyle küçük istasyonlarda oyalanıp duruyor. Hem kendilerini hem de milyonlarca insanı kandırıyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Karagül Arşivi