Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Başı örtülüler tel örgülerin dışına atılınca laiklik mi korunuyor?

Başı örtülüler tel örgülerin dışına atılınca laiklik mi korunuyor?

Dün sabah gazeteleri önüme alıp okumaya başladığımda adeta şok yaşadım. Her gün gazeteleri okumaya Millî Gazete’yle başlarım. Ondan sonra da her gün muntazaman aldığım diğer gazeteleri gözden geçiririm. Ruh dünyamı alt üst eden haberi Millî Gazete manşet üzerinden vermişti. Haberin başlığı “Bize hiç yakışmadı” şeklindeydi. Hemen altında da “Yemin törenine giden başörtülü anne ve ablalar töreni tel örgünün arkasından izlemek zorunda bırakıldı” denilerek olayın detayı veriliyordu. Diğer gazetelerin görmediği haber Bugün Gazetesi’nde ise manşetten “Oğlun ölmeden asla” başlığı altında veriliyordu. Aslında iki gazetenin başlıkları verilmesi gerekeni vermiş, denilmesi gerekeni demişti. Demişti ama doğrusunu söylemek gerekirse bu işin mantığını anlayabilmiş, çözebilmiş değildim.

İlk aklıma böylesi bir uygulama ne adına yapılıyor? Neyi koruyorlar? Yoksa 40 yaşın altındaki başı örtülüler kışlaya girip evlatlarının yemin törenini izleyince düzen mi bozuluyor? Nedir bu düzen ve nedir ve tehlike arz eden laiklik? Soruları geldi.

Elbette her kurumun kendisine göre bir takım kuralları olabilir. Ama keyfilik kural olarak uygulamaya konulamaz, konulmamalı.

Biliyorum bu memlekette bir takım çevreler kendilerine laikliği korumak gibi bir görev biçmişler. Kendilerinin dışında kalan tüm ülke neredeyse laiklik karşıtı! İnsanların işi gücü yok ne olduğu da pek bilinmeyen daha doğrusu anlamı kişiden kişiye farklılık arz eden laikliği yıkmaya çalışıyorlar!

Gerçekten bazıları hanımların başlarını örtmesini bu ülke için tehlike olarak mı görüyor? O zaman birileri çıkıp bunun nasıl olacağını makul bir şekilde izah etmelidirler. Böyle yapılmayıp kendi vehimlerini tüm topluma mal etmek, olmadık tehlikeler icad etmek anlamına gelmez mi?

Haberi okudukça şaşkınlığım öylesine arttı ki kendi kendime bu işte bir yanlışlık var dedim. Ama gördüm ki ortada yanlışlık yok. Söz gelimi kışlaya her başı örtülü alınmazlık edilmemiş. Yaşı 40’ın üzerinde olanlar için yasak yokmuş. Yani 40 yaşını geçmiş hanımların başlarını örtmeleri ne rejim ne de laiklik için bir tehlike oluşturmuyor. Ama, bir hanım 40 yaşın altındaysa ve başını örtüyorsa işte o zaman o hanımın evladının ya da kardeşinin yemin törenine alınması düzeni bozuyor. Düzeni mi bozuyor yoksa bizim bilmediğimiz bir tehlike mi arz ediyor kestirmek mümkün değil. Ancak kışlaya girmelerinin sakıncalı bulunduğu kesin.

Anadolu’yu köy köy dolaşıp okuma yazma bilmeyen hanımlara okuma yazmayı öğretme kampanyalarına katılmaya çağrılan hanımların tamamına yakını başörtülü olduğu halde bu çelişkiler niçin yaşanıyor, insanımıza yaşatılıyor?

Hakikaten başlarını örten genç hanımlar bu ülke için tehlike olarak mı görülüyor, yoksa böyle bir düşünce olmadığı halde birileri kendi vehimlerinin esiri olmuşlar da kafalarından olmayan tehlikeler mi icat ediyorlar? Doğrusu bu olanlara makul bir izah bulamıyorum. Bulsam kabul etmesem bile belki biraz rahatlayacağım.

Bu arada bir anne oğlunun yemin törenine alınmazken oğlu niçin askere alınır? Eğer başörtülü anne şu ya da bu sebeple tehlike arz ediyorsa oğlu da tehlike arz etmez mi?

Hemen belirteyim ki o başörtülü analar oğullarını askere kınalar yakarak gönderiyorlar. Askere gönderdikleri yavruları şehit düşüp cenazesi geldiğinde bugün yemin törenine alınmayan annelerle cenazede saf tutmuyorlar mı? Yemin töreninde tehlike arz eden başörtüsü şehidin cenaze töreninde tehlike olmaktan çıkıyor mu? Derdim kimse ile polemiğe girmek değil. Ancak, sergilenen tavrın mantığını anlayamıyorum ve bu tür uygulamaların makul bir izahını sorumlular yapmak zorundadırlar.

Şehitlik İslâm inancının bir sonucudur. Eğer cephede hayatını kaybeden gençlerimizin şehitliğine inanıyorsak –ki inanıyoruz- o zaman İslâm inancının bir sonucu olarak başlarını örten hanımlar niçin evlatlarının yemin törenine sokulmazlar?

Artık bu tür uygulamalar son bulmalıdır. İnsanları üzmenin, iteleyip kakalamanın anlamı yoktur ve ayıptır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi