Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Diyarbakır'a pasaportla gitmek mi?

Diyarbakır'a pasaportla gitmek mi?

Müziksiz bir film yapılsa, seyredenler arasından beğenen çıkmaz. Noksanlık hemen hissedilir. Hayatın içinde yer alan müziğin, bir an için olmadığını düşünmeye çalışsak, nasıl bir tablo çıkacağını tam anlamıyla kestiremeyiz.

Çiçekleri renksiz düşünmek gibi bir şey...

* * *

Erkan Oğur, ihtiyaç duyduğu sesleri yakalamak için gitardan perdeleri kaldırmış, perdesiz gitar yapmış, otuz küsur yıl önce.

Herhangi bir şeye eklenecek veya noksanlaştırılacak olanların da bir mantığı vardır.

Sırf orijinallik olsun diye, biri de çıkıp “telsiz gitar yaptım” dese, millet neresiyle güleceğini şaşırır.

* * *

Biz müziği sevsek de sevmesek de hayatımızın içinde öylesine yerini almıştır ki, faraza kabilinden yok saymak bile imkân dışıdır.

Her duygumuzun müzikte karşılığı bulunur.

Sevinir, üzülür, hüzünleniriz; hepsinde de duruma uygun bir şarkı türkü vardır.

* * *

Karanfil eken bilir, bu aşkı çeken bilir...

Başındaki tellere, bak şu esen yellere... Kıymet verip kim bakar, sen var iken ellere...

Suya gider su destisi elinde...

Makaram sarı bağlar, kız söyler gelin ağlar...

Hapishane çeşmesi yandan akıyor yandan... Aç kapıyı gardiyan ben usandım bu candan...

Sallana sallana suya gidersin, meramın su değil seyran edersin...

Odasına girdim fincan elinde...

Kırklar dağının düzü...

Dağda duman yeri var...

Vardım yârin bahçesine...

Bir ceket isterem, kolu dar ola...

Fincanın etrafı yeşil...

Esti baharın nesimi...

* * *

Celal Güzelses, Bedri Ayseli, İzzet Altınmeşe, Ramazan Şenses ve diğer ustaların imzasını taşıyan bu eserler Diyarbakır'a ait.

Özellikle seçtim bunları.

Çizdikleri uyduruk haritalarla bizden koparmak istedikleri Diyarbakır'dan...

Kimi yüzümüze gülüp arkamızdan kuyu kazıyor, kimi yekten silah çekip koparmak istiyor.

Bu türkülerin topraklarına, ileri zamanlarda pasaportla gitmemiz için planlar yapıyorlar.

Benim Diyarbakır'a pasaportla gitmem, Diyarbakır'daki Mehmet'in de buraya pasaportla gelmesi demek.

* * *

Hâlbuki biz Bağdat'a, Şam'a, Kahire'ye, Musul'a, Kerkük'e pasaportsuz gitmek istiyoruz.

Bakü'ye, Aşkabat'a, Saraybosna'ya, Kudüs'e giderken de vizeyi pasaportu düşünmeden gitmeliyiz.

Sivastopol'a, Üsküp'e, İslamabad'a, Amman'a, Bişkek'e giderken de tek mesele yola çıkmaya karar vermek olmalı. Yol parasını denkleştirmek yetebilmeli.

* * *

Ortadoğu'da, Afrika'da haritalar neden cetvelle çizilmiş gibidir?

Çünkü cetvelle çizilmiştir.

Atalarımızın ortaklaşa kurdukları, yücelttikleri, eserleriyle süsledikleri şehirleri ve oradaki kardeşlerimizi bizden ayıranlar, gelip sarışın sırıtışlarla karşımıza dikilseler de asıl niyetlerini biliyoruz artık.

Karanfil eken bilir, bu aşkı çeken bilir; onun için biliyoruz.

Bu türküler de birleştirecek bizi; inancımızla beraber harç olacak yine. Ayrılık ne kelime!

Öğretmenler! Gününüz kutlu olsun. Çocuklara bunları da öğretin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi