Mustafa Erdoğan

Mustafa Erdoğan

CHP ne kadar açılabilir?

CHP ne kadar açılabilir?

Bir süredir herkes Cumhuriyet Halk Partisi’nin başörtülü ve çarşaflı kadınları bir gösteri havası içinde partisine üye kaydetmesini tartışıyor. Bu ‘açılım’ı, láikliğe aykırı olduğu ve ‘Atatürk’ün partisi’ne yakışmadığı gerekçesiyle eleştirenler de var, başörtüsü sorununda ülkenin önünü açacağını düşünerek destekleyenler de...

Ben CHP’nin bu tutumuna çok fazla önem atfedilmesinde isabet olmadığını düşünmekle beraber, ciddiyetle takip edilmesi halinde bunun Türkiye’nin önünü açabileceğini sanıyorum.

Şimdi, CHP’yi karakterize eden her ne kadar onun Kemalist bir parti olması ise de, o aynı zamanda bir kitle partisidir. Nitekim bu partinin tabanında öteden beri dindar-muhafazakár seçmenler veya sempatizanlar da var olagelmiştir. İktidar olmak isteyen bir siyasi partinin, dürüst davranmak kaydıyla, tabanını her kesimden yurttaşı kapsayacak şekilde genişletmek istemesinde de şaşılacak bir şey yoktur.

Bu durum, sadece seçmen olarak kaldıkları ve kamusal-siyasal rollerle talip olmadıkları sürece, CHP’nin láiklik anlayışı açısından da bir problem teşkil etmez, etmemiştir de. Çünkü, CHP’nin láiklik anlayışı, kişilerin özel alanında kaldığı ve kamu hayatına yansımadığı sürece dini tercihlere karşı çıkılmasını zorunlu kılmıyor. Aynen kurulu düzenin ideolojik haklılaştırmasında olduğu ve Anayasada öngörüldüğü gibi...

Nitekim, Deniz Baykal bu yeni hareket tarzının, başörtülülerin yüksek öğrenim görme ve kamu hizmetine girme hakkına karşı çıkma yönündeki geleneksel politikalarından vaz geçtikleri anlamına gelmediğini ısrarla dile getirmektedir. Bu ‘açılım’ı destekleyen bir argüman olarak da, kendi partisine üye olan çarşaflı kadınların -meselá AKP’li olanlardan farklı olarak- ‘içlerinin aydınlık’ olduğunu ve kıyafetlerinin siyasi amaçlı olmadığını ileri sürmektedir.

Buna rağmen, CHP sempatizanı aydınların bir kısmının bu sınırlı ‘açılım’ı bile eleştirmesi, onların CHP’nin -fundamentalist diyebileceğim- daha da katı bir ‘láiklik’ anlayışının temsilcisi olmasını istemeleridir. Bunlar dinin sadece kamu hayatından ve siyasetten değil, özel ve sivil alanlardan bile sürgün edilmesini istemektedirler. Çünkü, bunların yazıp çizdiklerinde, her türlü dini tezahürü -ve tabii, dini inancın kendisini- geri ve çağımızda var olmaması gereken bir batıl inanç olarak gördüklerini dışa vuran çokça işaret var.

Öte yandan, CHP’nin başörtülü ve çarşaflı kadınları partiye üye kaydetmesi onun genel tutumuyla yine de çelişiktir. Çünkü, bir siyasi partiye -özellikle de iktidara aday olan bir partiye- üye olmak özel değil basbayağı kamusal bir iştir. Ayrıca, parti üyeliği, partinin üst yönetimine yükselme ve iktidar olunması halinde üst düzey kamu makamlarına gelme yolunu da açacak bir başlangıştır. Onun için, bir yurttaşa hem ‘partimize üye olabilirsin’, hem de ‘milletvekili ve bakan olamazsın’ veya ‘yüksek öğrenim göremezsin’ denemez. Bunu yapmak, o kişileri iktidar yolunda basit birer araç olarak kullanmaktan farklı değildir. Başka bir açıdan bu, gerçek anlamda ‘dinin siyasi amaçlarla kullanılması’, ‘din istismarı’ demektir.

Bundan dolayı, bu yeni yöneliminin samimi bir açılım olduğuna inanmamız için, CHP’nin genel politikasını da buna uygun olarak değiştirmesi gerekir. Aksi halde, bunun da Baykal’ın yeni bir oportünist çıkışı olduğuna hükmetmemiz gerekecektir. Zayıf bir ihtimal olarak, CHP bu değişimi gerçekleştirir de, Türkiye’nin kılık-kıyafeti bir hak mahrumiyeti gerekçesi yapan çağdışı imajının düzeltilmesine katkıda bulunursa, bu kamu için olduğu kadar CHP’nin kendisi için de bir kazanç olur. Tabii, böyle bir durumda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının bu sefer CHP’ye bir kapatma davası açmaması ve Anayasa Mahkemesi’nin de bu yeni duruma uygun olarak içtihadını değiştirmesi gerekecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Erdoğan Arşivi

Alarm

31 Temmuz 2010 Cumartesi 09:16