M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Aykırılar

Aykırılar

Onları nasıl teşhis edebiliriz? Bu konuda birtakım ölçüler, kıstaslar, kriterler vardır. Kısaca arz ediyorum:

1. Tesettüre, kadınların başlarını örtmesine karşıdırlar. İslâm’da böyle şey yoktur derler. (Başını örtmeyen Müslüman hanımefendiler üzerlerine alınmasınlar. Ben inkarcıları kasdediyorum.)

2. Namaz kılmazlar veya namazı hafife alırlar. Bu devirde beş vakit çoktur, günde iki kere kılınsın diyenleri vardır.

3. Biz Müslümanız derler ama Şeriattan, fıkıhtan nefret ederler.

4. Yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerim’i kendi kafalarından, r’ey ve heva ile yorumlar, İslâm dininin bütününe aykırı hükümler çıkartırlar; böylece hem kendileri sapıtır, hem de cahilleri saptırırlar.

5. Sünneti, açıkça veya sinsice yıkmaya çalışırlar.

6. Sahih hadîslerin mevzu olduğunu iddia ederler.

7. Şazz ve marjinal fikir ve görüşleri esas alırlar. Muhkemi bırakıp kıyıda köşede kalmış, kabul görmemiş geçersiz re’yleri din hükmü gibi gösterirler.

8. Onlarda takva yoktur.

9. Dinihüm dinarihüm...

10. Ashabın büyüklerini karalarlar. Başta Ebû Hureyre radiyallahu anh olmak üzere.

11. Kendilerini dev aynasında görüp işkembeden ictihad yaparlar. Halbuki fetva verecek kadar bile ilimleri yoktur.

12. Ehl-i sünneti sinsice baltalarlar.

13. İslâm düşmanı agresif, harbî kafirlerle sıkı işbirliği yaparlar, onların emri altına girmişlerdir.

14. Onları kazara bir gün bir vakitte bile camide göremezsiniz.

15. Büyük din imamlarını, büyük ulema ve fukahayı bırakıp Efganî, Fazlurrahman ve benzeri bozukları baş tacı ederler.

16. Ehl-i Sünnet İslâmlığına sımsıkı bağlı olan tasavvuf büyüklerini inkar ederler.

17. Buharî’de bile mevzu hadîs olduğunu iddia ederler.

18. On dört asırdan beri tahrife uğramadan, herhangi bir kopukluk olmadan sahih din kitaplarıyla günümüze kadar gelmiş olan Ehl-i Sünnet Müslümanlığına cephe almışlardır; onun yerine kendi hevalarına uygun, reforme ve deforme edilmiş bir din koymak isterler.

Sevgili Müslümanlar!.. Bu gibi adamların peşlerinden gitmeyiniz. Sapıtır ve ebedî saadetinizi kaybedersiniz.

Zamanımızda yaşamış Ömer Nasuhi Bilmen, Ahmed Davudoğlu (Ezherî) ve benzeri hoca ve fakihlerin güvenilir kitaplarını okuyun İslâm’ı, onların anlattığı ve öğrettiği gibi anlayıp öğrenin.

İslâm dinini İmamı Gazalî, İmamı Süyutî, İmamü’l-Haremeyn el-Cüveynî, İmamı Birgivî, İmamı Şaranî, İmamı Rabbanî ve benzeri büyüklerden öğrenin.

İtikatta ehl-i sünnetten olun, ibadet, fıkıh ve muamelatta ehl-i sünnet yolundan kıl kadar ayrılmayın.

Beş vakit namazı kılın. İhlaslı ve takvalı olun. Dinimizi tahrip etmek isteyenlerin hilelerine aldanmayın.

Peygamberin (salat ve selam olsun ona) ve onun yolundan ve izinden giden gerçek İslam büyüklerinin yüksek ahlakı ile ahlaklı olun. Yalancıların, kezzabların, dâl ve mudil olanların, hokkabaz ve soytarıların, arivistlerin, aktivistlerin, din sömürücülerinin, maceraperestlerin, taqiyyecilerin, iki yüzlülerin, kendilerinde münafıklığın bütün alametleri bulunanların sakın peşinden gitmeyin.

Cahillerin, bozuk itikadlıların, kötü niyetlilerin, reformcuların, Diyalogçuların yazdığı meal, tercüme ve tefsirleri, sözde din kitaplarını alıp okumayın.

Cumhur-i ulemaya tabi olun, Ehl-i Sünnet’in ana caddesinde yürüyün, sakın çıkmaz sokaklara, dar patikalara sapmayın.

Kur’ân’ı baş tacı edin. Onu düstur olarak kabul edin, lakin ilminiz yoksa onu kendi heva ve re’yinizle tefsir etmeyin. Büyük Ehl-i Sünnet ulemasının ve müfessirlerinin yazdığı tefsirleri okuyun.

Mezhepsizlerden uzak durun. Mezhepsizliğin bozuk bir mezhep olduğunu iyi bilin. İslâm’ı hayata, dört hak mezhepten birine bağlanarak uygulayın.

Din hakkında kendinizden konuşmayın, tartışmayın, Peygamberimizin vekili, vârisi, halifesi durumunda olan icazetli Sünnî ulemaya tâbi olun.

İngiltere ve Türkiye

İNGİLTERE bir krallık, orada yüzde yüz, gerçek bir hukuk devleti var, hukukun üstünlüğü var, derin merin devlet yok.

İngiltere demokrasinin beşiği. Orada laiklik yok, din ile devlet birliği var. Hükümdar aynı zamanda millî Anglikan kilisesinin başı.

İngiltere’de yaşayan Müslüman kadınlar ve kızlar başlarını örtebiliyor, hattâ isteyenler peçe bile takıyor.

İngiltere’de, “Kamusal alana başörtülüler giremez” diye bir kural yok.

İngiltere’de, isteyen Müslümanlar Şeriat hukukuna tâbi oluyor.

İngiltere’de, eski şarkıcı Cat Stevens’in (Yeni ismiyle Yusuf İslâm) açtığı İslâm okulunda kız çocukları başörtülü. Buna kimse karışmıyor.

Orada din, inanç ve inandığı gibi yaşamak hürriyeti var.

İngiltere’nin bir kısmında, okullarda sabahleyin öğrenciler toplanıp kilisede ibadet ve ayin yapıyor.

İngiltere’de bir Müslümanın veya bir mühtedinin başına fes, sarık geçirmesi, İslâmî elbiselerle gezmesi serbest. Kimse karışmıyor, karışamıyor. Karışmak çok ayıp, hattâ suç.

İngiltere’de yaşayan Müslüman Türkler, isterlerse Arap harfleriyle Osmanlıca bir gazete, dergi veya kitap yayınlayabilirler.

İngiltere’de tasavvuf tarikatleri açmak serbest, zikrullah yapmak serbest.

İngiltere Veliahdı Prens Charles Londra İslâmKültür Merkezi’nin temel atma törenine başında bir İslâm serpuşu, sırtında bir İslâm elbisesi olduğu halde geldi. Eşi de başörtülü olarak törende bulundu.

İngiltere’de Şeriat ve Hilafet propagandası yapmak serbesttir.

Bu yazdıklarım, övgü edebiyatı değildir, gerçekleri dile getirdim.

İngiltere ve Türkiye...

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi