Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Bir zamanlar Başbakanlar pijamayla karşılanırdı

Bir zamanlar Başbakanlar pijamayla karşılanırdı

Dengeler değişirken çıkan gürültü

Bayram öncesi Ekrem Dumanlı, İskele Sancak'ta önemli bir noktaya işaret etti. Ki o konu hep kafamı kurcalamıştır ve “Nasıl oluyor da oluyor” sorusu üzerine düşünmeye sevketmiştir.

Dünyanın başka ülkelerindeki sağ ve sol tanımlarını bir yana bırakalım...

Ve bizdeki seçmenin genel eğiliminin tasnif edilmiş halini, basit bir tablo şeklinde ifade etmeye çalışalım. Şu sonucu görürüz:

Yüzde 70 civarı sağ partiler... Yüzde 30 civarı sol partiler oy alır.

***

Ancak, basın sektörüne baktığımızda, tam tersi bir manzara ile karşılaşırız.

Medyada çoğunlukla sol zihniyet hâkimdir.

Aslında 'dir' yerine 'di' demek daha uygun.

Çünkü denge nihayet yavaş yavaş kırıpdayıp değişim göstermeye başladı.

***

Medyadaki sağ-sol dengesi yıllar itibariyle yavaşça kıpırdamış, değişme hafiften olmuş diye düşünüp, güneşin usulca yükselmesini andırdığını sanmayın.

Sancılı bir süreç bu.

Üstelik epey gürültülü.

***

Gürültü derken başkanım...

Sokaktaki çöp varilinin yuvarlanmasından epeyce farklı sesler çıkardığını da belirtmemiz gerekir.

Can yakan, keyif kaçıran, moral bozan, etik değerleri alt üst etmekten çekinmeyen, çıkar hesabından başka kaygı gütmeyen...

Daha sayalım mı? Gerek yok.

İşte böyle bir yapının çoğunlukta olduğu ortamdaki dengeler sarsılmaya başladığında, zuhur eden gürültüden bahsediyoruz.

***

Kendi kendinin gazına gelerek, medyanın “birinci güç” olduğunu açıkça söyleyenleri unutmayın.

Ne demek birinci güç?

Millî iradenin tecelli ettiği TBMM'den...

Seçilmişlerin iktidar olduğu hükümetten...

Bağımsızlığı kaçınılmaz olan yargıdan bile daha önce geldiğini ifade etmişlerdi basının.

Patron öyle söyleyince, medyanın leşkerleri de “Vay anasını, biz neymişiz be abi!” diyerek “self servis” gaz alıp vermeye devam ettiler.

***

Hükümet devirme çabası, başbakanı pijamayla karşılamak falan sıradan işlerdi bir zamanlar.

İstediğini yargısız infazla yok etmek, istediğinin üstünü örtmek, istediğinin altını oymak... Kimini allayıp pullayıp parlatmak, kimini karalayıp yerin dibine batırmak...

Bir gün ak dediğine bir gün kara demek...

Kendilerini yasama, yürütme ve yargının önünde görürken, askerden geride görmek...

Buna rağmen demokratlık taslamak...

***

Omzu kalabalık apoletli abilerden gelen talimatları sektirmeden uygulamak...

Seçimde manipülasyon yapmak. “Şu kazanır bu kaybeder” tahminleriyle seçmenin kafasını kurcalamak. İsabetli tahminde bulunanlarla da dalga geçmek...

Sonra da sonuçları görünce şapa oturmak... Şapın üstündeyken milleti hakir görmek, “Bu aşağılık herifler bir şeyden anlamıyor” diye yakınmak...

İşte, değişen dengelerin yapısını anlamakta zorlananlar için, manzaranın bir bölümüydü bu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi