M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Haram Yiyenlere Uyarı

Haram Yiyenlere Uyarı

EVET, sizlere hitap ediyorum: Hem Müslüman geçiniyorsunuz, hem İslâm’a taraftar olduğunuzu iddia ediyorsunuz; hem de bu dinin yasakladığı, kötü gördüğü bir sürü haramı, münkeri, azgınlığı irtikâb ediyorsunuz (kötü bir işi yapmak).

Allah diyorsunuz, O’nun razı olmadığı, gazab ettiği, yasakladığı büyük günahları mütecahiren (açıkça, küstahça) işliyorsunuz.

Cennete, Cehennem’e inandık diyorsunuz ve sizi Cehennem’e sokacak işler yapıyorsunuz.

İlâhî adalete, Mahkeme-i Rûz-i Ceza’ya (Büyük Hesap Günü’ndeki Ulu Mahkemeye) inandık diyorsunuz ve yine de bildiğinizi okuyorsunuz.

Gözlerinizin içine bakarak sizi suçluyorum:

Saçı bitmedik yetimlerin hakkını yiyorsunuz.

Halkın bütçelerinden, meşru olmayan yollarla para apartıyor ve kara zengin oluyorsunuz.

Şu soruyu yöneltiyorum: Sizler nasıl Müslümanlarsınız?

Yine soruyorum:

Müslüman haram yer mi?

Müslüman kara para zengini olur mu?

Müslüman yolsuzluk, talan, hırsızlık, suiistimal yapar mı?

Müslüman ahlâka ve hukuka aykırı rantlar peşinde koşar mı?

Ey namus, ey şeref, ey temizlik ve şeffaflık (saydamlık), ey doğruluk ve dürüstlük, ey fazilet nerdesiniz?

Ey haram yiyiciler!.. Dünyanın çeşitli yerlerinde villalar, köşkler, konaklar almışsınız, gerekirse oralara kaçıp mutluluk ve güven içinde yaşayacakmışsınız.

Boş hayaller, aldatıcı kuruntulardır bunlar.

Sizi bekleyen dünyada rezillik, ahirette rezilliktir.

İslâm’ın temel emirlerinden biri doğruluk ve dürüstlüktür.

Allah ile barışık olmak istiyorsanız, doğru ve dürüst olmaya, harama bulaşmamaya mecbursunuz. Riba ve haram yerseniz Allah’ın gazabına müstahak olursunuz (hakkeder ve layık olursunuz) ve Cehennem’de yanarsınız.

Allah zulmü ve zalimleri sevmez.

Allah yeryüzünde fesat çıkartılmasını, rüşvet alınıp verilmesini, haram rantlar ve komisyonlar devşirilmesini, azgınlık yapılmasını istemez.

Peygamber de (salat ve selam olsun O’na) istemez.

Salih ve doğru Müslümanlar da istemez.

Ey haram yiyenler, ey gayr-i meşru yollarla zengin olanlar! Şeytanlardan aldığınız fetvalar sizi kurtarmaz. İslâm’a, Kur’ân’a, Sünnete taban tabana zıt öyle aykırı fetva ve ruhsatların geçerliliği ve kıymeti yoktur.

Bir Müslüman burjuva sınıfı oluşturmak için bu kötü düzende bazı kötülükleri yapmak, çalıp çırpmak, soymak, talan etmek, haram yemek caizdir...

Böyle bir fetvaya inanan ve mucibince amel eden kimsenin kâfir olmasından korkulur.

Bir Müslüman Allah ile olan işlerinde ihlâsa, halk ile olan işlerinde adalete ve istikamete (doğruluğa dürüstlüğe) uygun hareket etmelidir...

Hırsızlıkla, haramla, soygunla Müslümanlık bağdaşmaz, uyuşmaz, bir arada olmaz. Haram yiyerek İslâm’a, Ümmete, ülkeye hizmet edilmez.

Sizi uyarıyorum: Yaptıklarınız ilâhî gazabı ve azabı celb eder (getirir) ve sonunda perişan olursunuz.

Bana Söven Birine

BİR Müslümana: Sen, bazılarının (veya birilerinin) din anlayışında taqiyye ve kitmanın ne mânâya geldiğini biliyor musun? Bilmiyorsan bunu mutlaka öğrenmelisin. Bazılarını/birilerini anlamak için taqiyye ve kitman ne demektir, çok iyi bilmek gerekir.

Bendenize, tenkitin ötesinde hakaret etmiş, sövüp saymışsın. Bunları cahillikten yapmışsan hakkım sana helâl olsun; bilerek yapmışsan hakkımı helâl etmiyorum.

Fıkhı inkâr etmek, İslâm’a yapılabilecek en büyük üç kötülükten biridir.

Fıkıh, Müslüman âlimlerin 1400 yıl boyunca ortaya koydukları bir din, hukuk, şerî hükümler âbidesidir.

Fıkhın yıkılmasında Müslümanların hiçbir yararı yoktur. Zararı ise büyüktür, korkunçtur.

Kur’ân’a inanıyorum diyorsun, fıkıh Kur’ân’dan çıkartılmış hükümlerdir, niçin karşısın?

Peygambere ve Sünnetine bağlı isen, fıkıh Sünnet’ten çıkartılmıştır, niçin karşısın?

Fıkhı ve fıkıh mezheplerini yıkmaya çalışmak bir tarafa, fıkhı geliştirmek, ilerletmek için gayret sarfetmek gerekmez mi?

Terziler, fabrikatörler, doktorlar, mühendisler, gazeteciler, müctehid derecesinde fakih olmadıklarına göre fıkıh ve fıkıh mezheplerini inkâr edemezler. Bir fıkıh sistemini kabul etmeli ve onu uygulamalıdırlar.

Adam Ehl-i Sünnet’e karşı. Ashabın büyük kısmının din konusunda adil ve doğru olduğunu kabul etmiyor... İlk üç râşid halifeye düşmanlık ediyor, sövüp sayıyor... Onun hadis kitabında “Hz. Fatıma’nın Kur’ân’ı sizin bugünkü Kur’ân’ın üç misliydi” diye yazılı...

Siz şöyle bir kitap ismi duydunuz mu?.. “Faslü’l-hitab fî isbati tahrifi Kitabi Rabbi’l-Erbab...li Nuri et-Tabarsî (1838-1902)....” Bu kitabı bir Ehl-i Sünnet alimi yazmamıştır. Bendenize küfr edenlerin mezhebine mensup biri yazmıştır. (Fitne fesat çıkmasın diye konuyu açmıyorum...)

Lütfen böylelerinin tuzaklarına düşmeyiniz.

Herkes mertçe açık bir şekilde hüviyetini ortaya koysun, ondan sonra ipe sapa gelir delillerle tartışsın. Edeb ve terbiye dahilinde.

Ben kendimi nasıl Sünnî olarak açıkça tanıtıyorsam, karşıtlarım da hangi fırkadan iseler açıkça, mertçe yazsınlar.

Müslüman Müslümana taqiyye ve kitman uygulamasın. Birileri mü’min kardeşlerine karşı taqiyye yaparsa kardeşliğe aykırı bir iş etmiş olmazlar mı?

Ben Sünnî kardeşlerime hitap ediyorum:

Mezhep her Müslümana lazımdır.

Mezhepsizlik İslâm Şeriatını tehdit eden en tehlikeli bid’attir. (Prof. Ramazan el-Bûtî)

Mezhepsizlik dinsizliğe köprüdür. (Düzceli Muhammed Zahid el-Kevserî)

Fıkıh yıkılırsa Şeriat de yıkılır.

Fıkıh yıkılırsa Sünnet tatil edilmiş olur.

Böylece dinsizlerin, Siyonistlerin, Haçlıların, Evangelistlerin, Dr. Moon’cuların, Farmasonların, ateistlerin, münafıkların istedikleri ılımlı, light, aslından uzaklaşmış, indirilmiş din olmaktan çıkıp uydurulmuş bir din haline getirilmiş yeni bir sistem ortaya çıkar.

Fıkha karşı olmayalım, fıkha taraftar olalım. Doğru olan budur.

(Prof. Dr. Muhsin Demirci, KUR’ÂN TARİHİ, Ensar Neşriyat... kitabını okumanızı tavsiye ederim.)


Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi