Hasan Karakaya

Hasan Karakaya

Ergenekon... Veli mi Küçük, İskender mi Büyük?

Ergenekon... Veli mi Küçük, İskender mi Büyük?

Her zaman söylerim... “Bilgi” sahibi olmadan “kanaat” sahibi olanların verdikleri “hüküm” ve “karar”lar, hiçbir zaman “doğru” olmaz... Bu kararlar “bâtıl”dır, “sakat”tır... Bu; böyle olmasına böyledir de, “kanaat” açıklamaya vesile olacak “bilgi”yi, yani “bilginin kaynağı”nı hiç arşatırmayacak mıyız?.. Öyle ya, Kur’an-ı Kerim açık açık uyarıyor, “Fasıktan gelen haberleri araştırın” diyor... Elimizde böyle bir “ölçü” varken, “bilginin kaynağı”nı araştırmaya, “doğruluğunu teyid edinceye” kadar da, her bilgiden “şüphe” duymaya devam edeceğiz... Şahsen benim ölçüm bu... Tavsiye ederim, siz de öyle yapın!..
VELİ KÜÇÜK’E 17 AYRI SUÇLAMA!
Bu “girizgâh”tan sonra, “Veli Küçük’ün sorgusu”na gelmek istiyorum... Malûm, Veli Küçük adlı emekli Tuğgeneral, “Ergenekon Terör Örgütü Dâvâsı’nın kilit isimlerinden biri” olarak biliniyor... Veli Küçük'ün ağzından çıkacak her sözün “dâvâya yol gösterici” olacağı ve birçok “karanlık olayı” aydınlatacağı söyleniyor!..
Ancak, görünen o ki;
Veli Küçük; önceki günkü ve dünkü sorgularında “üç maymunlar”ı oynamayı tercih etti.
“Görmedim!.. Duymadım!.. Bilmiyorum!”
Daha doğrusu, “işine gelmeyen” konularda “susmayı” ve sorulan sorulara “Cevap vermiyorum” demeyi tercih etti.
Oysa, kendisinden beklenen, “her soruya cevap” vermesiydi... Çünkü Veli Küçük, “tam 17 ayrı suç”tan yargılanıyor!..
Buyurun, o “suçlama”lara bir bakalım:
¥ 1- ‘Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek’
¥ 2- ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek’
¥ 3- ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı isyana tahrik etmek’...
¥ 4- ‘Korku ve panik yaratacak şekilde patlayıcı madde atılmasına azmettirmek’
¥ 5- ‘Açıklanması yasak belgeleri temin etmek, açıklamak’
¥ 6- ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’
¥ 7- ‘Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet etmek’
¥ 8- ‘Telsiz Kanunu’na muhalefet etmek’
¥ 9- ‘Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi’
¥ 10- ‘Tutuklu, hükümlü veya suç delillerini bildirmeme’
¥ 11- ‘Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs’
¥ 12- ‘Askerleri itaatsizliğe teşvik’
¥ 13- ‘Yasaklanan bilgileri temin’
¥ 14- ‘Silah sağlama’
¥ 15- ‘Mala zarar verme’
¥ 16- ‘Kişisel verilerin kaydedilmesi’
¥ 17- ‘Kasten öldürmeye azmettirmek.’
400 YIL NE Kİ... HEMEN GEÇER!
Bunlar, suçlamaların konu başlıkları... “Ayrıntı”lara girildiğinde, tam bir “dehşet tablosu” çıkıyor karşımıza...
“Susurluk Dâvâsı”ndan tutun da “JİTEM’in kurucusu” olmaya ve Yeşil'e de “tetikçilik” görevi vermesine kadar!.. Azerbaycan'da giriştiği “kontrgerilla örgütlemesi”nden tutun da, İstanbul-İzmir-Adapazarı üçgeninde işlenen “faili meçhul(!) cinayetler”e kadar!.. “Danıştay Cinayeti”nden tutun da, “Güneydoğu’da Kürtlerin öldürülüp atıldığı asit kuyuları”na ve “darbe girişimleri”ne kadar!..
Hasılı kelâm;
Bu olaylardan bir teki bile bir adamı “ömür boyu hapis” yatırmaya yeter!..
Ama, Veli Küçük rahat!..
O kadar rahat ki;
“Hakkımda 400 yıl hapis isteniyor... 400 yıl ne ki?.. Göz açıp kapayıncaya kadar geçer” diye ironi yapacak kadar!..
“Veli Küçük’ün bu kadar rahat olması”nda, medyanın tavrı acaba ne kadar etkili?..
Dünkü “kartel gazeteleri”ni görmüş olmalısınız...
Düşünebiliyor musunuz;
“Ergenekon Dâvâsı’nın kilit ismi” mahkemede ifade veriyor, “çapraz sorgu”ya alınıp “çelişki”leri ortaya çıkarılıyor ama, her ne hikmettir bilinmez, “kartel gazeteleri”nde yer alan haberler, ancak “büyüteç”le görülebilecek kadar küçük!..
Hatırlıyorum da;
Aynı gazeteler, meselâ “Susurluk sanıkları”nı, meselâ “Hizbullah sanıkları”nı ve meselâ sözde “Anadolu Federe İslâm Devleti sanıkları”nı hemen her gün manşetlere taşımışlar; “pire”lerini de “deve”leştirmişlerdi!..
TAHTADAN TÜFEK VE TÜPGAZ!
Neydi o günler!..
Hemen her gün, Hizbullah tarafından “domuzbağı” ile bağlanmış ve bodrumlara atılmış “ceset”ler, “mezar evler” ortaya çıkıyordu!..
Ve yine hemen her gün; Cemalettin Kaplan ile oğlu Metin Kaplan'ın bir eylemi(!) fâş ediliyordu!..
Neymiş;
“Anadolu Federe İslâm Devleti”ni kurma peşindeki Cemalettin Kaplan, Almanya'da “militan”larını eğitiyormuş!..
Neyle?..
“Tahtadan tüfekler”le!.
Neyle?..
“İçi saman doldurulmuş maket”lerle!..
Ya oğlu?.. Ya, Metin Kaplan?..
O da, “kiraladığı bir uçak” ile “Anıtkabir’i tüplemeyi” ve “havaya uçurmayı” plânlıyormuş!..
Evet, tüplemeyi... Çünkü Metin Kaplan ve militan(!)ları, “uçak” kiralayacaklar, uçağa “tüpgaz”ları yükleyecekler ve tam Anıtkabir'in üzerine geldiklerinde bu “tüpgaz”ları aşağı bırakacaklar, patlayan “tüpgaz”lar da Anıtkabir'i havaya uçuracaktı!..
Lütfen katıla katıla gülmeyin!..
Bunlar, kartel gazetelerinde “ciddi haberler” olarak manşetlere taşındı... Bu haberlerle, hem “toplum”u inandırdılar hem de “yargı”yı!..
Peki sonuç ne oldu?.. Cemalettin Kaplan'ın ömrü vefa etmedi ama oğlu Metin Kaplan, halen “hapiste”dir efendim!..
Hem de, “ömür boyu hapis”te!..
SHOW TV’Yİ TIRSTIRDILAR MI?
Bu “tiyatro”ları, bu “komedi”leri, bu “saçmalık”ları manşetlere taşıyıp, kamuoyunu ve yargıyı yönlendiren “karteloz”lar, Ergenekon Terör Örgütü Dâvâsı’na gelince, her ne hikmetse “dut yemiş bülbül”leri oynamaya başladı!..
Hem de ortada; hepsi de sahici “bomba”lar, “silah”lar, “C-4”ler ve “darbe planları” olmasına rağmen!..
Dahası; yığınla “faili meçhul” cinayet ve “asit kuyuları” bulunmasına rağmen!..
Acaba niye susuyorlar?.. Acaba niye “dut yemiş bülbül” rolüne soyundular?..
Her zamanki gibi; “Benim teröristim iyidir” kuralını mı uyguluyorlar, yoksa “tırstılar” mı?!?..
“Tırsmak” dedim de, aklıma geldi...
M. Emin Karamehmet’in sahibi olduğu Show TV de mi tırstı acaba?.. Onun da mı gözünü korkuttular?..
Hemen her hafta; “Kendi gününde, kendi saatinde ve kendi kanalında” diyerek anons ettiği “Kurtlar Vadisi”ne niye ara verdi ya da niye yayından kaldırdı?..
Bir “Ergenekon baskısı” mı var?..
Efendim, sizlerin de gayet iyi bildiği gibi, “Kurtlar Vadisi Pusu” adlı dizi iki haftadır yayınlanmıyor... Bu “sürpriz” gelişme, gazetelerde şöyle yer almıştı:
“Show TV, aldığı ani bir kararla dizinin yayınına ara verdi... Polat, daha İskender’i yakalamadı. Muro’nun akıbeti belli olmadı. Memati ile Abdulhey hesaplaşmadı. Vadi hayranları şokta... Peki şimdi ne olacak? Show TV’nin içinde bulunduğu ekonomik sebeplerden dolayı Pana Film’in yapımcılıklarını yaptığı Kurtlar Vadisi ve Eşref Saati dizileri yayını askıya alındı... Ocak ayında Pana Film ile Show TV tekrar masaya oturacak...
Dizilerin kaldırılmasının ekonomik nedenlerden olduğu söylenirken, Show TV’nin Pana Film’e uzun zamandır ödeme yapmadığı da ortaya çıktı. Taraflar konu ile ilgili net bir açıklama yapmaktan kaçınırken, kararın alınmasında Pana Film’in geciken ödemelerinin yattığı gelen bilgiler arasında. Benzer olaylar ekonomik krizin yeni başladığı dönemde de yaşanmış, Show TV, bölüm başına 750 bin YTL’yi bulan ödemeden indirim yapılmasını istemişti.”
Yine bildiğiniz gibi; Kurtlar Vadisi Pusu dizisiyle ilgili yayınlanan haberlere ilişkin Pana Film’in resmî açıklaması da şöyle olmuştu:
“Pana Film’in Show TV ile ekonomik sorunları olduğu doğrudur. Show TV buna kalıcı bir çözüm bulamazsa yollarımız ayrılacaktır. Kurtlar Vadisi Pusu ve Eşref Saati’nin hangi kanalda yayınlanacağı, sorunlar çözüldükten sonra belli olacaktır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
EKONOMİK Mİ, ERGENEKONİK Mİ?
Ancak, yazının en başında da ifade ettiğim gibi, her “bilgi”ye güvenmemek gerekir!.. Çünkü, yapılan “resmî açıklama”lar, her zaman gerçekleri yansıtmayabilir!..
Şahsen ben, bu “diziye ara verme” kararının altında, “Ekonomik” değil, “Ergenekonik” sebepler olduğunu düşünüyorum!..
Niye böyle düşünüyorum?.. Çünkü, “Ergenekon Terör Örgütü Dâvâsı”nın sanık avukatları, son zamanlarda “Kurtlar Vadisi aleyhinde” konuşmaya ve dizinin “Ergenekon Dâvâsı’nı yönlendirdiğini” söylemeye başlamışlardı!..
Ne gariptir ki;
Diziye ara verme kararı, bu “cayırtı”ların hemen arkasından geldi!.. Eğer böyle bir durum varsa, şunu söyleyebiliriz: “Birileri Karamehmet’in kulağını çekti!”
Eğer böyle bir durum yoksa, sormak gerekir;
Show TV gibi bir televizyonun altından kalkamayacağı bir yükü, Kanaltürk gibi, yeni bir televizyon nasıl kaldıracak?
Duydum ki; Pana Film ile Kanaltürk arasında görüşmeler devam ediyormuş!.. Kurtlar Vadisi, büyük bir ihtimalle Kanaltürk’e transfer olacakmış!..
Peki, bu ne demek?
Ergenekon Terör Örgütü’nün, birilerinin gözlerini hâlâ korkutuyor olması demek!..
Baksanıza... Kartel medyası, “Ergenekon Dâvâsı”na ilgi göstermiyor, Show TV de, tam da “Veli Küçük’ün sorgulanacağı” günlerde diziye ara veriyor!..
Hele söyleyin;
Veli mi Küçük, İskender mi Büyük?
Gelişmeleri, ilgiyle izliyoruz!..
===================
Bu çabalar boşuna!
Hani bir söz vardır ya... Elâlem “deli”ye hasret, biz “akıllı”ya... Aynen, bunun gibi... Elâlem “yabancı”ya hasret, biz “yerli”ye!.. Şu aydın(!)lar bir defacık olsun “yerli” düşünseler, bir defacık olsun “yerli” davransalar, dişimi kıracağım!..
Duymuşsunuzdur... Kendilerine “Aydın” diyen ama aslında “Erivan” nüfusuna kayıtlı oldukları şüphesiz bir grup insan, “kampanya” başlatmış!.. “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeni’yiz” bağırtılarının ardından, şimdi de “Ermenilerden özür diliyorum” kampanyası başlatılmış ki; bu adamlar kimin ekmeğine yağ sürmek istiyor, anlayabilmiş değilim...
Söyleyin Allah aşkına; “İttihat-Terakki”nin dün yaptıklarından dolayı özür dileyip de, bugün Ergenekon'a sahip çıkmak, neyin nesidir?..
Bu arkadaşlara hatırlatmak istiyorum: Orhan Pamuk denilen adam, “bu işlerin edebiyatı”nı yaparak, iyi ekmek yedi!.. Sakın ola size de “mama” vereceklerini ummayın!.. Bence, boşa kürek sallıyorsunuz!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Karakaya Arşivi