Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

İzzet-ü ikbal ile...

İzzet-ü ikbal ile...

“Mahkeme kadıya mülk değildir”.. Siyaset de öyle! İnsanlar, vakti geldiğinde çekilmesini bilmeli.. Kendinden sonra gelenlere yer açabilmeli..
Bir yandan da korkuyor insan tabii, ya gelen gideni aratırsa.. Oysa iki günü birbirine eş olmadan insanların geleceğe yürümesi gerekmez mi idi?
Ama olmuyor işte, bazen “İyi insanlar iyi atlara binip gittiler” diyor insan..
Hem zaten bu ölümlü dünyada sonu olmayan ne var ki!
Ama giderken küsüp gitmemek de önemli. “Bana ne” dememeli insan. Tecrübelerini, bilgi birikimini gelenlerla paylaşmalı. Baksanıza Obama seçildi, Bush'la birlikte ortak mesaj yapıyorlar.. Bizde devir teslim törenleri bile zor yapılıyor..
Keşke yeni seçilenler, geçmiş belediye başkanlarını yılda dört kez davet edip, biraz öğüt alsalar, istişare etseler, görüş sorsalar.. Ama nerdeee..
Gelen oturur oturmaz koltuğa “kral benim” der. Giden gider, gelen yeni kraldır.. Kral gitti.. Yaşasın yeni kral..
Halkın vekaletini üstlenip de halka tepeden bakanlar yok mu?
Herkes yeni gelecekleri merak ediyor. Peki kendi rızası ile koltuğundan ayrılmayı düşünen kimse yok mu?
Neyse ki bir kişi çıktı. Erol Kaya. Pendik Belediye Başkanı.
Bana göre o, bir İlçe Belediye Başkanı'ndan daha fazlası idi.. Oraya mıhlanıp kalmasının da bir anlamı yoktu.. “Elveda” dedi..
Johannes Rau'yu hatırlıyorum.. Kuzey Ren Westefelya Eyaleti Başbakanı idi. Bir gün istifa etti. “Neden” dediler. Başarılı idi ve seviliyordu. Almanya'nın en önemli eyaleti. Kolay terk edilecek bir yer değil.. “Ben” dedi. “Burada durduğum sürece Clement, benim yardımcım olarak kalacak. O iyi bir insan ve Almanya'nın, hatta Avrupa'nın ona ihtiyacı var. Onun önünde bir engel olmak istemiyorum. Onun önünü açmak için istifa ediyorum..”
Ve istifa etti..
Söyler misiniz; bunu yapacak bizde kim var..
Ardından Sosyal demokratlar oy patlaması yaptı.. Rau da bir danışmanlık şirketi kurdu, herkese danışmanlık yapmaya, konferanslar vermeye başladı.. Arkadaşına yardımcı olmak için yine tam mesai çalışıyordı.. SDP seçimi kazandı kazanmasına da, yine ilginç bir şey oldu. Parti genel başkanı olan La Fonten “Ben başbakan olmayacağım” dedi. Niye? Çünkü sağ bir hükümetten sonra Sol/Sosyal demokrat bir iktidar Alman sanayıcısını, iş dünyasını tedirgin edebilirdi. Ama Partilerinde sağın tanıdığı, güvendiği, eskiden birlikte çalıştıkları Schoreder diye biri vardı. O Başbakan olmalıydı ve kendisi de Maliye Bakanı olarak onun yardımcısı olabilirdi..
Öyle yaptı.
Bu bizde de olur mu bir gün?
Ardından Rau, Almanya Cumhurbaşkanı oldu, bir tevazuun, vefakârlığın, diyergamlığın ödülü olarak..
Erol Kaya belediye başkanlığına aday olmayacakmış. Basın toplantısı yapmış ve başkanlık öncesi ve son malvarlığını da açıklamış..
Siyasette çok uzun süre kalmanın bu günkü şartlarda ben insanın ruh sağlığı açısından riskli olduğunu düşünüyorum..
Umarım bundan sonra bilgi ve tecrübelerini gençlerle paylaşır, bu konuda bir vakıf çatısı altında toplanıp, eski ve yeni dostları ile ülkesi için bir şeyler yapmaya devam eder..
Kaya, Türk Dünyası Belediyeler Birliği'nin kurucu başkanı.. Dahası, belediyelerle ilgili yasanın hazırlığı aşamasında ciddi çalışmaların yapıldığı, uygulama açısından pilot belediye olarak seçilen bir belediye.. Kaya'nın önemli bir siyasi geçmişi var.. Pendik de önemli deneyimler için büyüyen İstanbul'un en dikkat çekici ilçelerinden biri..
Keşke politikacılar başarılı olamayınca gitmesini bilseler.. Görev süresini tamamlamadan “Başarılı olamadım” diye kendi rızası ile giden var mı bizde.. “Ayrılsalar dükkan bile idare edemeyecek adamlar” (Hadi 312 başkan adayı bir araya gelip, 312 General davasını örnek alıp dava açsınlar) kocaman şehirleri yönetiyorlar.. Bir de belli bir süre kaldıktan sonra başarılı olsa da, arkadan gelenlere yer açmak gerek.. O insanlar dışarıda da başarılı ve saygın olurlarsa, yarın daha önemli mevkilerde yeniden görevler üstlenebilirler..
Siyasette 24 saat uzun bir zaman.. Bakalım adaylar açıklandığında durum ne olacak.. Erol Kaya giderken başka spekülasyonlar da yok değil.. Kaya'nın başka bir yerden siyasete devam edeceğini söyleyenler de var.. Göreceğiz.. Pendik'te Kaya’nın yerine kim gelecek? Salih Kenan Şahin diyen de var, Nurettin Beşinci, Rüstem Kabil diyen de.. Davut Çakır adı da geçiyor, Atilla İpek adı da.. Belki başka isimler de var gündemde..
Pendik hem zor, hem kolay bir yer.. Kolay çünkü, işleyen bir düzen var, zor, çünkü çıtanın düşürülmemesi gerekiyor..
İstanbul; Türkiye'nin özeti ise, Pendik de İstanbul'un özeti gibi bir şey.. Seçmenin nabzını tutmadan Pendik'i yönetmek kolay değil..
Seçime doğru adım adım yaklaşırken, AK Parti'de kim nereden aday, henüz tam belli değil, ama en azından kesin olan bir şey varsa, o da Erol Kaya Pendik'ten aday değil.. SP, MHP, CHP ise adaylarını açıklamaya başladı.. Ocak ayının ilk yarısında da AK Parti, adaylarının tamamını açıklama sözü verdi..
Aslında Büyükşehir adayları bayramdan önce açıklanacaktı ama açıklanamadı.. Taban yoklaması, teşkilat yoklaması, mülâkatlar, milletvekillerinin nabız yoklaması derken, açıklama gecikiyor.. Son sözü Erdoğan söyleyecek söylemesine de, o da havayı kokluyor.. Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi