‘ÖZEL HAREKÂTÇININ BIÇAĞINI SÜREKLİ BİLEMESİ GEREKİR’
Özel Harekâtçılar, kendilerinin diğer polislerle karıştırılmasından yakınarak şöyle diyor: “Özel Harekât, operasyonel bir birim. İstihbarat birimleri çalışmalarını yapar. Eğer silahlı bir mücadele olacaksa Özel Harekât’a iletirler, biz gider operasyonu yapar, yuvaya döneriz. Kamuoyunda yanlış bir algı var. Normal polisin önleme hizmetleri kapsamında yapması gereken görevleri bile Özel Harekât’la yapmaya çalışıyorlar. Bir yerlerde rutin bekleyen bir birim gibi çalışmamız bekleniyor, bu durum Özel Harekâtçıların ruhuna aykırı. Operasyon dışında sene başından itibaren yapmamız gereken periyodik atışlar ve eğitimlerimiz var, bizim bıçağımızı sürekli bilememiz gerekiyor.”
UÇAKSAVARLA KORUNMAYA BAŞLANDI
Darbe girişiminde roketlerin hedefi olan Özel Harekât Daire Başkanlığı’nda bulunanlar, o gece yaşananları ise şöyle anlattı: “Her gün yan yana çalıştığımız mesai arkadaşlarımızın cansız bedenleriyle karşılaştık. Bir yandan şehit arkadaşlarımızı araçlarla tahliye etmeye çalışırken, diğer yandan TRT, TÜRKSAT, Genelkurmay, Jandarma Genel Komutanlığı gibi kritik binalara ekip göndermemiz gerekiyordu. İlk kez Mehmetçik ile karşı karşıya geldik. Bizim herhangi bir tereddüdümüz olmadı, ortada Türk milletine karşı işlenmiş suç vardı. Sorumlusu kim olursa olsun gerekeni yaptık. Gözaltına aldığımız askerlerin ilk önce üniformalarını çıkarttırdık. Türk ordusu o üniformaları yüzyıllardır şerefle omuzlarında taşıdı, o hainlere yakıştıramadık. Bizler Türk askerinin her zaman yanındayız, onlar biziz, biz onlarız. Ama bu hainlerin askerlikle alakası yoktu. Darbe girişiminden sonra Gölbaşı Özel Harekât Daire Başkanlığı’nın hava savunmasına yönelik yeni tedbirler aldık. Alan içerisinde 3-4 yere uçaksavar kuleleri, tepelerdeki alanlara da Stinger füzeleri kurduk.”