Bizde televizyon ekranları fal merkezleri gibi çalışıyor. Hava raporları tamamen fal söylemleri formatında icra ediliyor:

“Bugün batıda hava yağışlı geçecek. Doğuda öğleden sonra kar yağacak. Yarın yağmur yağan yerlerde yağmur yerini kara bırakacak. Bir ara hava açacak. Ama arkasından şiddetli fırtına olacak. Üç gün sonra sıcaklık 2 derece daha düşecek. Buzlanmalar görülecek. Doğuda havalar daha da soğuyacak...” Bu ifadeler hava raporlarında spikerlerin ağzından çok sıklıkla duyduğumuz sözler. İnsan ilk anda köşe başlarında fal bakan bohçacı kadınların fal seans programı sunduğunu zannediyor.

Zaten programın adı üstünde: Hava tahmin raporu. Veriler, tamamen bir tahminden ibarettir. Bir takım verilerden hareketle bilgi ve tecrübelerden de faydalanarak bir rapor hazırlanır. Bu, hava tahmin raporudur. Efkâr-ı umumiyeye duyurulan da budur.Bu raporlarda geçen cümlelerin sonunda hep, “... tahmin ediliyor” ifadesi geçer.

Günümüzde oldukça gelişen füturoloji bilimi vardır. Bu bilim dalı ilmi “done’lere göre, geleceğin tahminidir. Asla geleceğin bilinmesi değildir. Doneler, değerler, dengeler, stratejik ve maddî unsurlar değiştikçe netice de değişir. Tahminler de bu doğrultuda rapor olarak düzenlenmiş olur.

Meteoroloji, hayatımızın olmazsa olmazı durumunda. Modacılardan sigortacılara, yola çıkacaklardan inşaatına beton dökeceklere kadar herkesin gözü kulağı hava tahmin raporlarında. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün açıklayacağı hava tahmin raporları büyük önem taşıyor.

Televizyon ekranlarında özellikle sabah kuşaklarında hava ve yol durumu raporlarını meteoroloji mühendisleri sunuyor. Onların sunumunda sunumlar fal formatından çıkıyor ilmi bir hüviyet kazanıyor. Mankenlerin sunduğu programlarda görüntü ön plana çıkarıldığı için kalblerden ziyade nefislere hitab ediyor. Bu da maksadı hasıl edemiyor.

Bu arada antiparentez şu cümleyi de araya sıkıştıralım: Televizyon ekranlarında yüzde yetmişbeş kadınlar görüntüde. Bunun yüzde yetmişi de facia. Bilgilerinize...

Dönelim hava tahmin raporlarına.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, hava tahminlerini yüzde 90 oranında tutturuyor. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü 2007 yılında yağış tahminlerinde yüzde 90, hava sıcaklığı tahminlerinde ise yüzde 85 oranında tutarlılık sağlamış. 50 civarında meteorolojik uyarı ve değerlendirmede de, yüzde 94 civarında isabetli olmuş.

Eskiden büyüklerimizin tecrübeleriyle yapılan hava tahminlerinde de yüzde yüze ulaşan isabetli raporlar vardı. Büyüklerimiz derlerdi ki:

* Keçiler kuyruklarını kısarlarsa yağmur yağacak demektir.

* Kurbağalar vırak vırak öterlerse bu yağmurun geleceğinin işaretidir.

* Yalanan kedi yağmuru haber verir.

* Sincap çok ceviz toplarsa, kış da sert olacak demektir.

* Horoz ötüp su içerse yağmur yakında yağacaktır.

* Kırlangıçlar yüksekten uçarsa hava iyi olacaktır, alçaktan uçarlarsa yağmurun yağacağına işarettir.

* Örümcek ağını sabah yaparsa hava açık olacak demektir.

* Mantarlar fazla ise karın çok yağacağının habercisi olur, mantar yoksa kar da yağmaz.

Bunlar köylü kardeşlerimizin tecrübelerinden çıkan hava tahmin raporlarıdır.

Burada bizim dikkat çektiğimiz husus, hava raporlarının tahminden ibaret olduğudur. Bunları “olacak” haline çevirip efkar-ı umumiyeye nakletmek fala bakmak gibi bir durum meydana getiriyor. Bu nahoş durumdan vazgeçmek ilgililere irtifa kazandırır. Arz edelim dedik.