İsrail’in ecelini inşaallah biz görürüz

İsrail’in ecelini inşaallah biz görürüz

30.12.2008 tarihli gazetelerin çoğunluğu eski bir KGB analisti olan, şimdilerde Rusya Dışişleri Bakanlığının diplomatlarını yetiştiren akademinin başkanlığını yapan, 50 yaşlarında olan Prof. Dr. Panarin'in 2010'da Amerika'nın altı devlete bölüneceği haberini ABD'de yayımlanan Wall Street Journal gazetesinden naklederek iştahla verdiler.

Sayın Profesör sekiz yıllık bir gecikmeyle benim 17.09.2001 tarihinde Millî Gazete'de yazdığım "AMERİKA AYRIŞIK DEVLETLERİ" simli makalemi desteklemiş oldu.

O makalemin bir yerinde:

"Afganistan'ı 1878 yılında işgal eden İngilizler, gün batmayan İmparatorluğa sahip iken daha sonra gün doğmayan bir adacığın içinde sıkışıp kaldılar.

Afganistan'ı 1979 yılının sonlarında işgal eden Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, on sene sonra birliğini kaybetti, on beş parçaya bölündü, paramparça oldu.

Her halde bir kısım Amerikalı yöneticiler, "Amerika Ayrışık Devletleri" ile onun üzerinde devlet oluşturmaya çalışıyorlar." demiştim.

İsrail, işgal ettiği topraklardan eninde sonunda çekilecek diyorum.

Bu konuda hiç tereddüdümüz yok bizim.

Bizim istediğimiz, Yahudilerden yemlenenlerin, bu gözü dönmüş insanlara bir iyilik yapsınlar da yuvalarını dağıtarak dünyaya dağıttıkları Filistinli çocukların, yine dünyaya dağılan Yahudilere zarar vermemesi için Yahudilerin zulümlerine son vermesini sağlasınlar.

Rabbimiz, Maide süresinin 32'nci ayetinde "Haksız yere bir adamı öldüren bütün insanları öldürmüş gibidir" buyurur. Sevgili Peygamberimiz de "Müslüman bir insanın öldürülmesinden, (insansız) bir dünyanın yok olması Allah katında daha ehvendir" buyurmuş.(Tirmizi, Diyat 5, İbni Mace, Diyat, 1)

Bu imanla büyüyen İmamı Gazali'nin hocası, İmam-ül Harameyn-el Cüveyni (H.419-478) "Bir damla kanla bir dünya tartılsa kan ağır gelir" der. (el-Ğıyasi s:256)

Aynı ma'nayı İmam Gazali de el-Müstasfa 1/314'de tekrarlamış. Aynı kültürden sulanan Mehmet Akif Merhum da:

"Bütün dünya için bir damla kan çoktur" diyorlar, sen,

Şu ma'sum ümmetin seller akıttın hûn-i pâkinden" deyivermiş.

Her gün için on can alarak elli yıldır cinayetini sürdüren İsrail, bu günlerde işi daha da azıttı. Galiba eceli yaklaştı ki, şuursuzca saldırmaya kendini tutanların bile tutan ellerini gevşetmeye başladı.

Öldürdükleri her çocuğun başında feryat eden yedi yaşındaki diğer kardeşinin intikam alacağını hesap edemez hale geldi ve işgal ettiği evin etrafını öldürdüğü ev sahiplerinin çocuklarıyla kuşatılmış olarak görünce sağa sola saldırmaya, kurşun sıkmaya başladı.

Bir Dışişleri yetkilisinin haber verdiğine göre İsrail'de on sekiz yaşını dolduran ve sinagog eğitiminden geçmeyen gençlerin çoğunluğu ülkeyi terk ediyormuş.

Sayıları yüzde beşi geçmeyen aşırı dindar Yahudiler hariç diğer Yahudi kadınlar güzelliklerinin bozulmaması için çocuk doğurmadıklarından, on sekiz yaşını bulanların da yurt dışına kaçmalarından dolayı 25 yıl sonra askere alacak insan kalmayacağını, bu günlerde geberemeyen, yaptıklarını bu dünyada da çeken Şaron, Başbakan iken söylemişti.

Çizgileri hep güldüren karikatüristler, öldüren çizgiler de çiziyorlar. Kimin çizdiğini, ne zaman nerede çizdiğini hatırlayamadığım bir karikatür vardı. Bir kadın, karnında bir çocuk, sırtında bir çocuk, elinden tuttuğu bir çocukla yürüyor. Sağ eliyle hem yürüyen çocuğunu tutuyor, hem arkada bir tabutu tekerlekli araba üzerine koymuş onu çekiyor. Sol eliyle de kabir kazmak için bir kazma ve kürek taşıyor.

Filistinliler ise cenaze defnini Cennete yolcu gönderir gibi coşkuyla göndermeye başladılar.

Akif Merhum ne güzel söylemiş:

"Sanıyorlar ki, kafa kesmekle beyin ezmekle,

Fikri hürriyet ölür. Hey gidi şaşkın hazele.

Daha münbit oluyor kanla sulanan toprak.

Ekilen gövdelerin hepsi yarın fışkıracak." (Süleymaniye kürsüsünde-Safahat)

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi