“Kötü tuzak sahibini yakalar”

“Kötü tuzak sahibini yakalar”

Kurnaları, altından yapılan on yıldızlı otellerde Yahudi işadamlarına hizmet eden bazı Arap şeyhleri, İsrail'in elindeki silahlara, arkasındaki Amerika ve İngiltere'ye bakarak ümitsizliğe düşüyorlar.

"Yazık zavallıların kimsesi yok" demeye getiriyorlar.

"Zalimin zulmü varsa mazlumun Allahı var" sözünü hatıra getirmezler.

Obur insanların gözü dönmüş hırslarıyla dereler, nehirler, ırmaklar kirleniyor.

Göllerde ve denizlerde canlılar can çekişiyor. Böyle giderse bir damla temiz su bulamayacağımız zannına kapılırken Allah, güneş ile gölleri, denizleri, bataklıkları ısıtıyor, kirli suları buharlaştırıyor, hava imbiğinden geçiriyor ve gökyüzünden tertemiz olarak tekrar üzerimize rahmet olarak yağdırıyor.

İsrail'de materyalist Sinagog eğitiminden geçen, kendilerinden başka insan ve din tanımayan, bütün milletleri sağmal inek gibi gören, sağamadıklarını acımasızca öldürmeye teşebbüs eden, dünya insanının ahlakını bozan yayınları yapan, paralarını borsa yoluyla pul eden bir kısım insanların insafsızlığına bakarak ümitsizliğe düşenler şunu bilsinler ki, bunların ataları da böyle idi ve iki bin yıl sürgün hayatı yaşadılar.

Yine de merhameti, şu anda öldürdükleri insanların atalarında gördüler.

İngiltere'de bir tek Yahudi kalmadı diye krala rapor verildiği günler oldu.

En son olarak Hıristiyan Hitlerin beş milyon Yahudi'yi öldürmesinin ardından acısını kendilerini koruyan Müslümanlardan almaya başladılar.

Gökyüzünden düşen her damla nehirleri ve denizleri kirletenlere "Siz bunu başaramayacaksınız" diye bir uyarı olduğu gibi her doğan çocukta saf tertemiz dünyaya geldiği için gâvurun işini zorlaştırıyor. Yağmur yağarken üzerindeki elbiseleri çıkarıp yağmurun doğrudan göğsüne ve omuzlarına değmesini sağlayan Peygamber efendimize bunun sebebi sorulduğunda "O Rabbinden yeni gelmektedir" buyurmuş. (Müslim, İstiska, bab 2, hadis: 898)

Dünyanın her tarafında İsrail'i telin mitinglerini yapanların çoğunluğunun gençler olduğunu televizyonlardan görüyoruz.

Bu genlerin doğuştan getirdikleri dürüstlük henüz kaybolmamış.

Rabbimiz Bakara suresinin 204 ve 205. ayetlerinde dine karşı en azılı düşman olanlar iş başına geçtiklerinde yeryüzünde bozgunculuk çıkaracaklarını, ekini ve nesli bozacaklarını haber verir.

Kabil, Karun, Firavun, Ebu Cehil ve çağdaş Firavunlar bozmaya devam ediyorlar. Ama dünyanın her tarafında çocuklar ana rahminden tertemiz gelmeye, yağmurlar bulutlardan tertemiz yağmaya, yıldızlar karanlıkları delmeye devam ediyorlar.

Yağan her yağmur, doğan her çocuk, parlayan her yıldız kafirin küfrünü ve karanlığını yok ediyor. İşini zorlaştırıyor.

Akif'in "Bir gece" başlığı altında Efendimizin doğumunu anlatırken güçsüz ve dişsiz insanların kardeşleri tarafından yendiği, insanların yırtıcılıkta sırtlanları geçtiği, anarşinin bütün ufukları kapladığı bir zamanda kumdan ayın on dördü gibi bir öksüzün çıkıvermesiyle Kayserler, ve Kisraların saltanatına son verdiğini, zorba zalimlerin geberdiğini, alemleri rahmetle doldurduğunu haber verir.

Küfrün karanlığına lanet okumakla emrolunmadık.

Müslüman olarak doğan bizler, insanları aydınlatmak, çölde, denizde, havada, yolunu yitirenlere yol göstermek, dünyamızı süslemek, kan, barut, gözyaşı, çığlıklarla kirleten zalimlerin zulmüne son vermekle emrolunduk.

Bir kötü olay üzerine binlerce komplo teorisi üretmekle, bu teorileri öğrenmekle dinlemekle "Vay beee" demekle emrolunmadık.

Yağmur gibi yağıp güllüğü yeşertmek, küllüğü temizleyip kurutmakla emrolunduk.

Güneşle aydınlatan, yağmurla hayat veren, doğumlarla dünyaya temiz insanlar getiren Allah (c.c.) iyiyle kötüyü, hakla batılı birbirinden ayırt edecek kitabı Kur'an-ı indirmiştir.

Rahmet damlaları yağarken güle de, dikene de, bülbüle de, akrebe de rahmet olduğu gibi Rabbimiz'in ayetleri de rahmet damlaları gibi gönüllere yağarsa mü'minin gönlünde güller açtırır. Kafirin dikenini de yumuşatır.

Hiçbir kafir kurum veya kuruluşun İslam'a yönelik planlarından endişe etmeyin.

Rabbimiz: "Kötü tuzak sahibini yakalar" buyurur. (Fatır 42)

Tarih boyunca kafirlerin kurduğu her tuzağa kendilerini düşürmüştür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi