Böyle “karı” olmaz olsun!

Böyle “karı” olmaz olsun!

Türkiye'nin İsrail'le ilişkisi Katolik nikâhı gibi bir şey mi? Bu “karı”yı boşamak imkânsız mı?

İsrail'le ilişkilerin kesilmesini isteyenlere “Bekâra karı boşamak kolaydır” diyor Başbakan Erdoğan…

Daha önce de “Bakkal dükkânı yönetmiyoruz, Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetiyoruz” demişti…

Bunlar ne anlama geliyor?

“Elimiz-kolumuz bağlı” mı demek istiyor Başbakan?

“Türkiye Cumhuriyeti İsrail'e damardan bağlıdır, İsrail'siz yapamayız” mı demek istiyor?

Yoksa Türk Silahlı Kuvvetleri'nin İsrail konusundaki ısrarlarına boyun eğmek zorunda kaldıklarını mı ima ediyor?

İsrail'le “bütün ilişkilerin hemen kesilmesi” imkânsız diyelim…

Siyonist katillere verilen ihalelerden birinin iptal edilmesi de mi imkânsız?

Diplomatik ilişkilerin kesilmesini filan geçtik; “İsrail Hava Kuvvetleri bundan böyle Konya'yı üs olarak kullanamayacak” demek de mi imkânsız?

En ufak bir somut yaptırım da mı uygulanamaz İsrail'e?

Hiçbir şey mi yapılamaz?

Öyleyse “İsrail Birleşmiş Milletler'in kapısından içeriye nasıl giriyor?” söylemi neyin nesidir?

İsrail'in uluslar arası topluluktan dışlanması gerektiğini ima edeceksiniz, ama bu terör rejimine yaptırım uygulamanız istendiğinde “biz bakkal dükkânı yönetmiyoruz”, “bekâra karı boşamak kolaydır” deyip geçeceksiniz…

Bunu gören İsrail, “Endişeye mahal yok. Katliamda ne kadar ileri gidersek gidelim, Türk hükümeti bize yaptırımın 'y'sini uygulamayacaktır. Gazze'nin canına okumaya devam!” demez mi?


* * *
Başbakan'ın İsrail aleyhindeki sert konuşmaları Türkiye'yi İslam dünyasının yıldızı yaptı ve İsrail'in yüreğine korku saldı.

İsrail, “Erdoğan'ın böyle sert konuşması somut yaptırımların habercisi olabilir” diye korkuyordu.

Bu korkuyu “bekâra karı boşamak kolaydır” gibi çıkışlarla silmenin ne âlemi var?

İsrail'i rahatlatmanın ve İslam dünyasını hayal kırıklığına uğratmanın ne alemi var?

“Hiçbir şey yapılmayacak olsa bile bir şeylerin yapılabileceği izlenimi uyandırılarak İsrail'e psikolojik baskı uygulanmalıdır” diyeceğim ama hiçbir şeyin yapılamayacağı fikrini kabul etmem mümkün değil.

Hani Türkiye büyümüş, güçlenmiş, bölgesel süper güç olmuştu?

Kardeşlerimizi göz göre göre soykırımdan geçiren İsrail'in karşısında kılını bile kıpırdatamayacak kadar aciz olan Türkiye'nin “bölgesel süper güç”lüğünü ne yapalım?

Alıp da başımıza mı çalalım?

İsrail'e demediğini bırakmayan, ama iş somut adım atmaya gelince 'Orada durun!' diyen Başbakan'ın millete bir açıklama borcu var.

Orada niye durmak gerekiyor?

İsrail'e dokunan çarpılır mı?

Askeri darbe filan mı olur?

Bildiği neyse söylesin, biz de bilelim.

Bilelim ve “Geçiniz!” diyelim.

Allah, bütün risklerden büyüktür.


* * *
“Bekâra karı boşamak kolay”, evet.

Kolay olanı herkes yapar.

Yüzde 47'lik muazzam bir halk desteğiyle iktidara gelen AK Parti'den zor olanı yapmasını beklemek hakkımız değil mi?


* * *
NOT: İsrail'in ilan ettiği “tek taraflı ateşkes”e güvenip de rehavete kapılmayalım. İşgal ordusu Gazze'den çıkmaya yanaşmıyor ve HAMAS direnişe devam edeceğini söylüyor. Savaş bitmedi. İsrail'e lanet / Filistin'e destek eylemlerine devam!


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi