Resul Tosun

Resul Tosun

Atanan adaylar ve atılan rozetler

Atanan adaylar ve atılan rozetler

Demokrasiyi içselleştiremeyen Türk siyaseti, tarihe geçecek ilginç gelişmelere sahne oluyor. Bir demokrasicilik oyunudur tutturmuş gidiyoruz.

Aslında bu konuya girmeyecektim ama iktidar ve ana muhalefet partisinin İstanbul Eyup ilçesinde sergiledikleri parti içi demokrasi örneğine sadece bir fotoğraf çekmek ve tarihe bir not düşmek için temas etmek istiyorum.

Belediye başkan adaylarını tespit ederken her parti kendisinin daha demokratik davrandığını iddia ediyordu. Oysa şu anda siyaset yapan hiçbir parti aday belirlemede demokratik bir yol izlememiştir. Örnekler sayılayamayacak kadar çoktur.

CHP'nin çarşaf açılımını hepiniz hatırlayacaksınız. CHP Eyüp ilçe teşkilatına katılımlar münasebetiyle Baykal, çarşaflı ve başörtülü hanımlara rozet takmıştı da, birden bire CHP'nin bu açılımı gündemimize oturmuştu.

Yakasına rozet takılan başörtülü ve çarşaflı hanımların ve yakınlarının aslında CHP'li olmadıklarını CHP yönetimi de pek ala biliyordu. Eyüp ilçesinde belediye başkan adayı olmak için perde arkasında yapılan pazarlıklar sonucu, CHP bir şov yapmıştı. CHP'nin bu şovu, ülkenin en önemli sorununda makul çizgiye yöneldiği için bizi de memnun etmişti.

Fakat bu hafta başında, yakasına rozet takılan çarşaflı ve başörtülü hanımlar bir basın toplantısında rozetlerini "Aldatıldık" diyerek çıkarıp attılar. Çünkü CHP, yakınları Emin Atmaca'yı belediye başkan adayı yapmamıştı. Ve aday olacak şahıs basın toplantısında perde arkasındaki gizli pazarlığı ve çirkin oyunu kamuoyuna açıkladı!

AK Parti'de ise daha farklı bir gelişme yaşandı. Bir dizi temayül yoklaması ve anketten sonra AK Parti Eyüp ilçesinde önce Deniz Köken'i aday ilan etti. Çok geçmedi bir hafta sonra AK Parti Eyüp ilçesi adayını değiştirdi ve İsmail Kavuncu'yu aday ilan etti.

Bu iki olay da Eyüp ilçesinde yaşandı. İkisi de hafızlarımıza kazındı. Her iki olay da parti içi demokrasinin nasıl işlediğini göstermesi açısından manidardır.

Aday belirlemede -milletvekili olsun, belediye başkanı olsun ya da meclis üyesi olsun fark etmez- parti içi demokrasinin en sağlıklı işlediği yöntem önseçimdir. Partinin kayıtlı üyelerinin katılacağı ilçe seçim kurulunun huzurunda yapılan resmi önseçim.

Sözgelimi AK Parti'nin Eyüp ilçesinde bildiğim kadarıyla 40.000 civarında kayıtlı üyesi var. AK Parti'den yanlış hatırlamıyorsam 16 kişi belediye başkanlığı için aday adayı oldu. Parti adayını önseçimle belirleseydi bu aday adayları içinden bir eleme yaparak önseçime katılacakları tespit edecek (böylece partisine yakışmadığı düşünülen aday adayı, o aşamada devre dışı bırakılacaktı) ve ilçe seçim kuruluna bildirecekti. İlçe seçim kurulu da kayıtlı üye listesini esas alarak kırk bin kişinin katılacağı bir önseçim yapacak en çok oyu alan aday adayı, resmen aday olacaktı.

Bunun anlamı şuydu temayül yoklamasına katılanlar zaten üye olduğu için hem onlar görüşlerini bildirmiş olacaklardı yani temayül yoklaması yapılmış olacaktı, hem de on binlerce üye oy kullanacağı için gerçek bir anket yapılmış olacaktı. Kazanamayan aday suçu genel merkezde değil kendinde arayacaktı. Genel merkez de her türlü şaibeden uzak kalmış olacaktı.

Oysa ne oldu 16 Ocak 2009 tarihinde AK Parti Deniz Köken'i aday ilan etti. Aradan bir hafta geçti 22 Ocak 2009 günü AK Parti, Eyüp'te İsmail Kavuncu'nun adaylığını duyurdu. Böylece temayül ve anketlerin aslında hiçbir anlam taşımadığı da ilan edilmiş oldu. "Madem temayül ve anketten Köken çıktı neden değiştirdiniz, çıkmadı neden ilan ettiniz?" sorusunun cevabı yoktur.

Bunları birilerini karalamak için yazmıyorum sadece fotoğraf çekiyorum. Aslında bütün partilerde durum aynı ve bütün adayların belirlenmesinde benzer yanlışlar yapılıyor. İnsanların çoğu bu uygulamayı sineye çektiği için pek su yüzüne çıkmıyor.

Oysa partiler kayıtlı üyelerinin katıldığı ön seçimle aday belirlemiş olsalardı, ne o çarşaflı kadınlar CHP'ye gidecekti, ne de AK Parti'deki aday değişikliği yaşanacaktı.

Önseçim, siyasete kaliteyi ve ilkeyi getirir. Bugünkü genel merkez atamasıyla aday belirleme yöntemi ise siyasete olan güveni temelden sarsar ve genel merkezlerde iş pişiren politika cambazlarını öne çıkarır.

Bu sistem adaylığı hak etmiş insanları da maalesef şaibe altında bırakır/bırakmaktadır.

Genel merkezler, partililer arasında rekabet yaşanır fitne girer gibi gerekçelerle önseçime itiraz ederler. Oysa aday adayları, önseçimde yapacakları çalışmayı, anketleri ve temayülü etkilemek için zaten yapıyorlar! Önseçim, temayül ve anketleri şeffaf biçimde birleştiren siyaseti tabana yayan bir sistemdir. Hem partiyi güçlendirir, hem de genel merkezleri yıpranmaktan kurtarır!

Aday olamayanları bir dinleyin ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Resul Tosun Arşivi