Abdullah Yıldız

Abdullah Yıldız

Takvâyı kuşananlara beş müjde

Takvâyı kuşananlara beş müjde

Kur’an-ı Kerim’in odak kavramlarından “takvâ”nın ne olduğunu ve “muttaki: takvâ sahibi”nin kime dendiğini doğru anlama noktasında, üstad Muhammed Esed’in Kur’ân Mesajı’nda bu kavrama getirdiği “Allah’a karşı sorumluluk bilinci” şeklindeki açılım son derece önemlidir: Merhum Esed, muttaki kavramının geçtiği ilk âyetin (Bakara 2/2) dipnotunda şu açıklamayı yapar: “Muttakî'nin ‘Allah'tan korkan’ şeklindeki alışılagelen çevirisi, bu ibarenin olumlu içeriğini yeterli biçimde yansıtmaz -yani, O'nun her zaman ve her yerde hazır olduğunun farkında olmayı ve kişinin bu farkında oluşun ışığı altında kendi varlığını biçimlendirme arzusunu... Öte yandan, bazı çevirmenlerce benimsenen “kötülükten sakınan” veya “sorumluluğu konusunda dikkatli olan” şeklindeki çeviri ise, İlahî sorumluluk bilinci kavramının sadece belirli bir yönünü yansıtır.”
Bugünkü yazımda, Talak Sûresi’nde, takva sahiplerine yani “Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşıyan ve bu bilinçle hareket edenlere” vadedilen 5 müjdeyi sizlerle paylaşmak istiyorum:
Kur’ân’da, genel anlamda insanların ve inananların titizlikle uymaları veya sakınmaları emredilen davranış kalıplarının zikredildiği ayet gruplarının sonunda bazen şu tür uyarılar yer alır:
“İşte bunlar Allah’ın sınırlarıdır; sakın onlara yaklaşmayın.” (Bakara 2/187)
“İşte bunlar Allah’ın sınırlarıdır; sakın o sınırları aşmayın. Kim Allah’ın sınırlarını aşarsa, onlar zalimlerin ta kendileridir.” (Bakara 2/229)
“İşte bunlar Allah’ın sınırlarıdır; bilen bir topluluk için Allah bunları böyle açıklar.” (Bakara 2/230)
“İşte bunlar Allah’ın sınırlarıdır; kim Allah’a ve elçisine itaat ederse, onu altından ırmaklar akan cennetlere koyar. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.” (Nisa 4/13)
“İşte bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Kâfirler içinse acı bir azap vardır..” (Mücadele 58/4)
Bu ayetlerde titizlikle gözetilmesi istenen oruçla, mirasla, evlilik hukuku ile ilgili Allah’ın çizdiği helâl-haram sınırlarına yaklaşmamak, o sınırları çiğnememek, böylece nefsimizi günaha, zulme, isyana, inkâra düşmekten korumak da “takvâ”nın gereğidir.
Boşanma hukukunun sınırlarının belirlendiği Talak Sûresi’nin ilk ayeti de böyle bir ikazla başlar:
“İşte bunlar, Allah'ın koyduğu sınırlardır ve kim Allah tarafından konulan sınırları aşarsa, aslında kendisine karşı zulüm/haksızlık etmiş olur.” (Talak 65/1)
Sınırları aşmamak, hatta o sınırlara yaklaşmamak için çaba sarfeden, Allah’a ve O’nun kullarına karşı nefsini her türlü kötülüklerden koruyan muttakilere ise beş müjde sıralanır, Talak Sûresi’nde:
“Kim Allah'a karşı sorumluluklarını kuşanır / korkup-sakınırsa, Allah ona bir çıkış yolu gösterir.” (Talak 65/2) Yani, insanı mutsuzluğa düşüren her türlü sıkıntıdan çıkışın yollarını gösterir. Nitekim, bir başka ayette şöyle buyurulur: “Bizim uğrumuzda gerekli cehdi gösterenlere, mutlaka Biz de yollarımızı gösteririz. Gerçekten Allah ihsan edenlerle beraberdir.” (Ankebût 29/69) Birinci müjde budur.
Talak Sûresi’nin üçüncü ayeti şöyle başlar: “Ve ona hiç hesaba katmadığı bir yönden de rızk verir. Kim de Allah'a tevekkül ederse, Allah ona yeter.” Rızk (“geçim aracı”), insan için faydalı olan bütün maddî (gıda, mal, çocuk gibi) veya manevî (bilgi, erdem gibi) şeyleri ifade eder. Bu da ikinci müjdedir.
Üçüncü müjde ise, Talak 4. ayette yer alır: “Kim Allah'tan korkar, O’na karşı sorumluluk bilinci taşırsa, (Allah da) onun işine kolaylık verir.” Talak 7’de de “Allah zorluktan sonra kolaylık verecektir” denir. “Açmak, rahatlatmak” anlamına gelen İnşirah Sûresi’nde ise, “Elbette her zorluğun yanı başında bir kolaylık vardır” ifadesi iki kez tekrarlanır. Sınırları gözetmek zor gibi görünse de, sonu kolaylıktır.
Talak Sûresi’nin beşinci ayetinde ise, birbirine bağlı iki müjde ardı ardına sıralanır: “İşte bu, Allah'ın size indirdiği buyruğudur. Ve Allah, kendisine karşı sorumluluğunun bilincinde olan herkesin kötülüklerini örter ve onun ecrini büyütür.” Kullarını çok bağışlayan ve çok esirgeyen Yüce Rabbimiz, Furkan Sûresi’nin 70. ayetinde ise, “muttaki” olmanın gereği olarak tevbe eden, imanını pekiştiren ve salih amellerde bulunanların “kötülüklerini iyiliklere tebdil edeceğini” vaad ediyor.
Özetle; takvayı kuşandığımız ölçüde bu müjdeler bizi bekliyor.
DAVET: 8 MAYIS Cuma akşamı, saat 20.30’da Umran Çamlıca Kültürevi’ndeki (Bulgurlu cad. No: 70) sohbetimize katılabilirsiniz.
9 MAYIS Cumartesi akşamı, saat 18.00’de Ahmet Bulut ile birlikte Araştırma ve Kültür Vakfı’ndaki (Fatih, Horhor cad. girişi) “Hayatları Namazla Değişenler” panelimize davetlisiniz.
Tel: (0212) 533 72 02



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Yıldız Arşivi