D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Yıl 2009 Mayısın 16’sı...

Yıl 2009 Mayısın 16’sı...

19 Mayıs 1919’un 90. yıldönümüne şunun şurasında ne kaldı? Bir hafta bile değil. Eğer 19 Mayıs 1919 önemliyse, 90. yıldönümü de önemlidir, ciddi olarak hatırlanmalıdır. Fakat ortalıkta öyle fazla gürültü patırtı havası hissedilmiyor. Umulurdu ki bu yıldönümü büyük şamatalarla kutlansın.
19 Mayıs’ın “millî bayram” olması için ikna edici dayanaklar bulamıyoruz. Çünkü bu gün kutlanması gereken bir zaferin, büyük bir başarının yıldönümü değildir. Bir harekatın başlaması sözkonusuysa, neden başlangıç 19 Mayıs olsun? Mustafa Kemal Paşa kendi başına, hiç bir emir ve buyruk tanımadan Samsun’a çıkmış olsaydı, 19 Mayıs’ı bayram ilan etmek kendi mantığı içinde doğru bulunabilirdi.
Eğer Millî Mücadele’ye başlangıcı için Mustafa Kemal Paşa eksenli bir tarih belirlemek gerekiyorsa, bize göre bu 30 Nisan olmalıdır. Çünkü o gün Sultan Vahidetdin’in Mustafa Kemal Paşa’yı 9. Ordu kıtaatı müfettişliğine tayin ettiğine dair iradesi (buyruğu) çıkmıştır. Bu itibarla, harekatın başlangıç tarihi, 30 Nisan 1919’dur.
Mustafa Kemal Paşa’nın Sultan Vahidetdin tarafından tayin edilmesini içine sindiremeyen “Çılgın Türk”çü yazar, kronolojisinde, 30 Nisan için “Atatürk’ün 9. Ordu müfettişliğine (komutanlığına) atanması” deyip geçmektedir. Bu tayini kim yapmıştır? Elbette ömrünün son dört yılını “Atatürk” olarak geçiren, Mustafa Kemal yapmamıştır! Osmanlı Devleti’nin tabiî işleyişi ile işin içinde Harbiye Nezareti ve Sadrazamlık vardır ve nihayet Padişah iradesi ortaya çıkmıştır. Bugünkü tabirle, ortada bir “devlet kararı” vardır.
Osmanlı Hükümeti, Mustafa Kemal Paşa’dan önce 20. Kolordu komutanı olarak Ali Fuat Paşa’yı (Cebesoy), daha sonra da 15. Kolordu komutanı Kâzım Karabekir Paşa’yı Anadolu’ya göndermiştir. Bunlar dönemin genç ve istikbal vaad eden paşalarıdır. Erzurum’daki 15. Kolordu komutanlığına tayin edilen Kâzım Karabekir, Millî Mücadele’de Şark (Doğu) Cephesi kumandanı olarak büyük başarılar kazanmıştır. Ali Fuat Paşa, Konya’da bulunan kolordu merkezini Ankara’ya taşımış, Garp (Batı) cephesinin kuruluşunda komutanlığını üstlenmiştir.
1919 yılı başından itibaren, Millî Mücadele’nin zeminini oluşturan bazı kurumlaşmalar, hareketler ortaya çıkmaya başlamıştır. 12 Şubat’ta Trabzon’da Trabzon Müdafaa Hukuk-ı Milliye Cemiyeti kurulmuş, 23 Şubat’ta Birinci Trabzon Kongresi toplanmıştır. Ondan bir hafta sonra Samsun’da Karadeniz Türkleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulmuştur. 3 Mart’ta Vilayat-ı Şarkiya Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti Erzurum Şubesi açılmıştır. 17 Mart’ta İzmir Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye Cemiyeti Büyük Redd-i İlhak Kongresi tertiplemiştir. Delegeler arasında 37 belediye reisi ve 37 müftü bulunuyordu. 19 Nisan’da Kâzım Karabekir Paşa Trabzon’a çıkmıştır!
Bu arada, geniş yetkilerle Anadolu’ya görevlendirilecek olan Mustafa Kemal Paşa ile ilgili süreçler işlemektedir. 28 Nisan’da Damat Ferit Paşa, İngiliz sefareti baştercümanı Ryan’a Mustafa Kemal Paşa’ya güvendiğini ve sadakatından emin olduğunu ifade eden yazıyı yazmıştır. 6 Mayıs’ta Mustafa Kemal Paşa’ya vazifesi hakkında talimat verilmiş ve acele hareket etmesi istenmiştir.
İzmir’in işgalinden bir gün önce, Mustafa Kemal Paşa Damat Ferit Paşa’nın evinde akşam yemeği yemiş, Ferit Paşa M. Kemal Paşa’ya “bir isteğiniz olursa, doğrudan bana bildirin. Hiç gecikmeden yerine getireceğimden emin olabilirsiniz” demiştir.
15 Mayıs’da İzmir Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir. Bu gün Mustafa Kemal Paşa’nın Padişah tarafından kabul edildiği gündür. Çılgın Türk’çü bu görüşmeyi, “Atatürk’ün Vahdettin’le uzun görüşmesi” olarak nitelemektedir, fakat neler konuşulduğunu yazmamaktadır! Padişah, Paşa’yı Yıldız Sarayı’nın çok küçük bir odasında kabul eder. Muhtemelen gözden uzak, gizli bir görüşme yapmak istemiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın anlatımıyla Padişah’la âdeta diz dizedirler.
Padişah Paşa’ya bir altın saat, altın bir kordon ve altın bir kalem hediye eder. Onu överek yüreklendirir ve “devleti düştüğü bu felaketten kurtarabilirsiniz” der. Padişah’ın, Paşa’ya bir nevi padişah vekili gibi hareket etmesini temin edecek bir ferman verdiği de iddia edilir. Böyle bir ferman verilmemişse bile, kendisine verilen yetkiler, son sadrazamlardan Ali İzzet Paşa’nın ifadesiyle “şimdiye kadar hiç bir faniye nasip olmamış genişlikte”dir.
Mustafa Kemal Paşa, 16 Mayıs cuma günü, cuma selâmlığından sonra Padişah’la son defa görüşür, Padişahın fahrî yaveri sıfatına da sahip olarak aynı gün yola çıkar. Kendisine ve kalabalık maiyetine bir vapur tahsis edilmiştir. Kalabalık maiyeti arasında 18 subay bulunmaktadır...
12 Eylül darbesinden sonra adı “Atatürk’ü anma, gençlik ve spor bayramı”na dönüştürülen gün, ancak 1938’de, Atatürk’ün ölümünden yaklaşık altı ay önce, resmî tatil ve bayram günleri arasına alınmıştır. O zamana kadar, mayıs ortalarında “jimnastik” veya “idman bayramı” yapılırdı. Bu bayram, 19 Mayısla birleştirilerek, Atatürk’ün ölümüne yakın “Atatürk kültü” oluşturulması yönünde bir adım atılmıştır.
Bu o sırada hasta olan Atatürk’ün iradesi ile olmamıştır. Mustafa Kemal Paşa istese idi, 19 Mayıs’ı çok önceden bayram ilan ederdi! Bize kalırsa, 19 Mayıs, Türkiye’nin sahte millî bayramlarından biridir!
Bu yazı, Mustafa Kemal Paşa’nın cuma selâmlığından sonra yola çıktığı günün 90. yıldönümünde yayınlanıyor: 16 Mayıs 2009
Peki, 19 Mayıs nasıl kutlanacak?
Tahminlerimizi sıralayalım: Stadyumlar yine müstehcenlik gösterilerine sahne olacak!
Milli Eğitim “Hadise” kopyalamada büyük başarı kaydedecek!
Model “Hadise” olduktan sonra, gençlik adına neyi kutlarsan kutla!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi