Serdar Arseven

Serdar Arseven

Karını karıştırma Uğur!..

Karını karıştırma Uğur!..

“Benim eşim evlendikten sonra hiçbir zaman tek başına yurtdışına çıkmadığı gibi hayatında Brezilya'ya gitmedi.”

“...Birisi çıksın ispat etsin, ben şu dakikada görevimi bırakacağım. Hatta intihar bile ederim. Bu namus meselesi sevgili seyirciler!..”

Bunları söyleyen Uğur Dündar...
Bugüne kadar bu zâtın bir dolu haberinin “asılsız” olduğunu ortaya çıkarttık.
Ve hatta, Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, ısrarlı takiplerimiz üzerine Uğur Dündar'ın “asılsız” haberinden dolayı sütunundan özür dilemek mecburiyetinde kaldı!..
Bunlar, “yokluk dönemlerinde” ortaya çıkmış ve bir şekilde şöhrete erişmiş gazeteciler.
Bir zamanların “kudretli” adamları!..
Şimdi zaman değişti...
Eskisi gibi esip gürleyerek, tehdit ederek sonuç almaları mümkün değil...
İşte, “Karım tek başına yurtdışına çıkmadı, aksini ispat etsinler intihar ederim” “dayılanmasından” kısa bir süre sonra...
VAKİT bir liste bastı.
Uğur'un -karısı- Yasemin Baradan'ın -yanında kocası olmaksızın- “17 ay, 5 ay, yaklaşık iki hafta” gibi sürelerle -defalarca- yurtdışına çıktığına dair kayıtlar.

Şimdi, bunlar böyleyken ve neyin ne olduğu mutlaka ortaya çıkacakken; “bu namus meselesi, intihar ederim” filan...
“Hatalı” tavırlar!..
Uğur Dündar büyük bir strateji hatası yaptı!..
Böylesine abuk sabuk laflar etmek yerine; “Karım yurtdışına yalnız çıkmış ya da çıkmamış kime ne!.. Özel hayatımı niçin kurcalıyorsunuz, ayıp değil mi? Bunların asıl konuyla ne alakası var!..” filan diyerek meseleyi çok daha “kolay” bir alana çekebilirdi...
Şimdi...
Uğur Dündar'ın karısı, yanında kocası olmaksızın yurtdışına kaç kere çıktı?..
Ve de niye çıktı?..
Bir kadının yurtdışına kocasız çıkması, Uğur Dündar'ın bağırıp çağırırken dile getirdiği gibi “namus” meselesi midir?
Karısı yurtdışına -yalnız- çıkanın intihar etmesi gerekir mi gerekmez mi?..
Uğur Dündar'ın ağzından çıkanı kulağının duymaması yüzünden bunlar tartışılacak...
Ve bu tartışmaların ortasına da, Uğur Dündar'ın “özel meseleleri” için kullanmayı alışkanlık haline getirdiği Star ekranında tartışmaya açtığı karısı oturmuş olacak!..
Bunlar “ayıp” şeyler!..
Delikanlı adam; karısını “kaç defa gidip, kaç defa geldi; yalnız mıydı yoksa yanında birileri var mıydı; kocasız gittiği yerde kaç gün kaldı ve niçin o kadar kaldı?” türünden mevzuların içine atmaz!..
Ben böyle düşünüyorum...
Ve Uğur Dündar'ın bu noktadan sonra hiç de öyle “kendimi asarım, enginlere sığmaz taşarım” havalarına girecek durumda olmadığını belirtiyorum.
Kadın meseleleri hassas meselelerdir, öyle ortaya saçılmaz!..
Neyse;
Uğur Dündar'a değilse de, Yasemin hanıma “geçmiş olsun” dileğimizi iletmiş olalım.
VE BİR ERTUĞRUL ÖZKÖK YAZISI!
Bu zât, “kadın” “namus”, “sadakat” meselelerini tartışmaya açtı ya...
O yoldan devam edelim!..
Ben, bir erkeğin ya da kadının (hiç fark etmez) eşine sonuna kadar sadakat göstermesinden yanayım...
Başta Uğur Dündar'ın “Başkanı” Ertuğrul Özkök olmak üzere o çevreden bazıları ise benden farklı düşünüyor!..
Bu bazılarına göre evliliğin devam etmesi, eşlerin “farklı bireylerle beraber olmasını” engellememeli!..
Hayır, iftira değil...
Bunu Özkök yazdı.
İnanmayan arşive girsin ve 19.07.2007 tarihli köşe yazısını bulsun...
Ben baktım,
Orada; kocası Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'i aldatan Cecilia Maria Sara Isabel'den bahsediyor Özkök...
Cecilla, boynuzlamış ya!..
Özkök bu pisliğin failini “Ahlak denilen, moral adı verilen kaidelerle sınırlanmayan özgür kadın” olarak göklere çıkartıyor!..
Bu yazıdaki anlayışa göre, bir kadın “Platonik aşkına ihanet etmemek ve unutmamak kaydıyla” cinselliğini kocasından başkalarıyla da yaşayabilir!..
Hatta, yaşaması onun “özgür” kadın olduğunu gösterir!..
O;
“Aurasını, ruhunu, farklılığını, isyanını ve aldatmasını bavula koyarak kocasına gelebilen” çağdaş kadındır, bizim için “model” alınması gereken kadındır!...

Evet, oralarda böyle bir “ahlâk” ve “namus” anlayışı da var.
Uğur Dündar, öyle “intihar” edebiyatını filan bıraksın da bu “anlayış” hakkında ne düşündüğünü söylesin...
Benim bu konuda bir tahminim var ama; dile getirmeyeyim...
Star ekranını kullanarak anlatabilir Uğur!..
CUMHURBAŞKANI'NIN SURİYE PROGRAMI
Bugün Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül'le Suriye'nin Başkenti Şam'a geçiyoruz.
Sayın Gül'ün, “Kürt meselesi”ne dair “güzel şeyler olacak” mesajını vermesinin ardından, “ne gibi güzellikler yaşayacağımıza” dair tartışmalar öne çıktı.
Bizim bu güzellikler hakkında bir “takım” tespit ve değerlendirmelerimiz var.
Bunları bir “yazı dizisi” halinde ele almak istiyordum.
Bu seyahat iyi geldi,
Güzellikleri daha yakından görelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi