D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Şu yaylada yaylayamadım!

Şu yaylada yaylayamadım!

Çıkıp şu yaylada yaylayamadım.
Divane gönlümü eyleyemedim.
Bu halk türküsünün ne demek istediğini tam mânasıyla anlayabilmek için ille de bir yaylada yaylamış olmak gerekir!
“Yayla” ya da “yaylak”ın türkçenin eski çağlarından miras bir kelime olduğunu belirtelim. Şimdi bizim yaz dediğimiz mevsime atalarımız “yay” diyorlardı. Âşık Paşa’mız sekiz asır önce, “Yay gününün böyle olur hâleti” diyor.
Anadolu lehçesi dışındaki Türk lehçelerinden bazılarında hâlâ “yaz”a “yay” denilip duruyor. İşte bir Âzeri türkü:
Kış gelmezse yay olmaz.
“Yazmak”la “yaymak”ın aynı anlama gelmesine ne demeli?
Yaymak, “açıp uzatmak, genişletmek, büyütmek, sermek, dağıtmak saçmak… demek”. Yazmak da öyle!
Siyah zülfü ay yüzüne/Tarayıp yazanım gitmiş-Türkü
Ya “yaylamak”la “yazlamak”ın aynı şey olduğu dikkatinizi çekti mi?
Bir kimseye emir sigasıyla “yay!” demekle, “yaz!” demek arasında pek fark yok! “Yazı” da, yayılan, açılan bir şey anlayacağınız! İşte şimdi yazıyoruz, yani konuyu açıyoruz, yayıyoruz!
Evet “yay”, “yaz” olunca “yayla” ya da “yaylak” da “yaz geçirilen yer, yazlık” oluyor.
“Yazla”nın “dağ yazlığı” demek olduğunu çok fazla bilen yoktur!
Çıkıp şu yaylada yaylayamadım.
Bu şairi bilinmeyen halk türküsünün meçhul kahramanı yaylaya çıkıp yazı geçirememiştir. Soğuk sularından içememiş, yeşil düzlüklerinde dolaşamamış, serin rüzgarlarına bağrını açamamıştır. O zaman elbette “divane gönlünü eyleyemez”. Hele işin içinde bir de aşk u sevda varsa!
Bahaeddin Karakoç üstadımız gibi, “Hangi yayla yeşil, nerde keklik çok” sorusunun cevabını bulmak için dolaşıp duracaksın!
Şüphesiz yayla tatili artık bildiğimiz anlamda yaylada yaylamak, yani yaz geçirmek değildir. O yüzden önceki nesillerin duyduğu hazzı aynen duymamız her ne kadar mümkün değilse de, onlar için alışılmış olan durumların biz şehirliler yönünden inkâr edilemez cazibesini de ihmâl etmemek lâzımdır.
“Yanma” esasına dayanan plaj tatillerinin yerine, serinleme esasına istinad eden dağ dinlenmeleri! Doğrusu insan sağlığına da, tabiatına da, ahlâkına da çok uygun böylesi… Bir tehlike var: Dağ, yayla tatillerinin de yozlaşma tehlikesi. Kışlık dağ tatilleri mahiyet itibarıyla plajlardan farklı değil. Bereket ki henüz yazları dağlar bizim!
Böyle düşünürken, uzun zamandır gidemediğimiz bir yaylaya fırsat bulup gittiğimizde, inşaat faaliyetlerinin hız kazandığını gördük. Daha önce de tek tük yeni binalar yapıldığını görürdük, bu sefer hemen girişte yaygın inşaat dikkati çekiyordu. Meğer bir “kooperatif”miş. Yaylaların da turistik kültür istilasına açılması devresi başlıyor olmasın?
Doğrusu şimdiye kadar muhteşem bir dağlı olan Köroğlu gibi.
Arkam sensin, kal’am sensin dağlar hey!
Diyorduk. Bakalım beş on yıl sonra da böyle haykırabilecek miyiz?
Başta iki mısraını okuduğunuz türkü şöyle devam eder:
Diyecek sözümü söyleyemedim!
Bu da sıcaktan, siyasetten, aşırı ciddiyetten bunalanlara serinletici bir yaz yazısı!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi