Mustafa Selçuk

Mustafa Selçuk

Stratejik derinlik ve ulusalcı sığlık

Stratejik derinlik ve ulusalcı sığlık

Dün Dışişleri Bakanı’nın NTV’deki mülakatını dinledim. “Her tarafımız düşmanlarla çevrili; biz de etliye sütlüye karışmayız; statüko ne ise onu devam ettiririz” diye özetleyebileceğimiz geleneksel -nasıl bir gelenek ise- dış politikamızın paradigmasını değiştiren, proaktif bir politikayı işaret eden bir konuşma...
Ahmet Davutoğlu, ülkemizin çevresindeki 3 bölgenin (Balkanlar, Kafkasya ve Orta Doğu) çatışma ve etnik gerilim ile anıldığını ve bu bölgelerin ortasındaki Türkiye’nin, en büyük coğrafi, iktisadi ve siyasi güce sahip devlet olduğunu hatırlattı. “Düzen koyucu ülke ancak biz olabiliriz” derken, buna hazır olduğumuzu da hissettirdi aslında...
***
Kürt meselesi, Ermeni meselesi, Kıbrıs (Rum) meselesi...
Bu ülkenin enerjsini tüketen, vizyonunu daraltan, kavga ve korku üreten 3 kronik problem...
AK Parti hükümeti 3 konunun da mevcut statüko ile sürdürülemeyeceğinin farkında...
Sürdürülse bile en büyük zararı yine bu ülke görecek... Görüyor da...
Halbuki, bu 3 meselenin prangasından kurtulmuş bir Türkiye dışarıda saygın ve güçlü, içeride huzurlu ve müreffeh olacak.
O halde çözelim, değil mi?
Hayır... Zinhar çözmeyelim!
Kahrolsun Kürtler, hain Ermeniler, düşman Rumlar diye bağırmaya devam edelim!
Kürt açılımı diyenin burnuna “ne mutlu Türküm diyene”yi dayayalım!
Ermenistan sınırını açalım,diasporanın kara propagandasını boşa çıkaralım diyene “bir millet iki devlet, yaşasın Türklük” diye haykıralım!
Kıbrıs’ta kalıcı federatif çözüm diyene “Kıbrıs Türk’tür Türk kalacak” diye diklenelim!
Her şey olduğu gibi kalsın, statüko korunsun!
***
Bu ülkenin ulusalcı coşkunluklarla kaybedecek zamanı kalmadı.
Her vatandaşı anayasal olarak Türk kabul eden, Türk’ün Türk’ten başka dostu yok saçmalamasını rehber edinen ama herkesi, kendi vatandaşlarını bile düşman gören, seçimle gelen hükümeti işgalci yönetim sayan hastalıklı zihniyet bu ülkenin yakasından düşsün artık...
Bu ülkeyi prangalayan statükonun değişmesi için yapılan her açılımı, her projeyi yabancı güçlerin oyunu sanan milliyetçi hezeyanlar da...Dün Dışişleri Bakanı’nın NTV’deki mülakatını dinledim. “Her tarafımız düşmanlarla çevrili; biz de etliye sütlüye karışmayız; statüko ne ise onu devam ettiririz” diye özetleyebileceğimiz geleneksel -nasıl bir gelenek ise- dış politikamızın paradigmasını değiştiren, proaktif bir politikayı işaret eden bir konuşma...
Ahmet Davutoğlu, ülkemizin çevresindeki 3 bölgenin (Balkanlar, Kafkasya ve Orta Doğu) çatışma ve etnik gerilim ile anıldığını ve bu bölgelerin ortasındaki Türkiye’nin, en büyük coğrafi, iktisadi ve siyasi güce sahip devlet olduğunu hatırlattı. “Düzen koyucu ülke ancak biz olabiliriz” derken, buna hazır olduğumuzu da hissettirdi aslında...
***
Kürt meselesi, Ermeni meselesi, Kıbrıs (Rum) meselesi...
Bu ülkenin enerjsini tüketen, vizyonunu daraltan, kavga ve korku üreten 3 kronik problem...
AK Parti hükümeti 3 konunun da mevcut statüko ile sürdürülemeyeceğinin farkında...
Sürdürülse bile en büyük zararı yine bu ülke görecek... Görüyor da...
Halbuki, bu 3 meselenin prangasından kurtulmuş bir Türkiye dışarıda saygın ve güçlü, içeride huzurlu ve müreffeh olacak.
O halde çözelim, değil mi?
Hayır... Zinhar çözmeyelim!
Kahrolsun Kürtler, hain Ermeniler, düşman Rumlar diye bağırmaya devam edelim!
Kürt açılımı diyenin burnuna “ne mutlu Türküm diyene”yi dayayalım!
Ermenistan sınırını açalım,diasporanın kara propagandasını boşa çıkaralım diyene “bir millet iki devlet, yaşasın Türklük” diye haykıralım!
Kıbrıs’ta kalıcı federatif çözüm diyene “Kıbrıs Türk’tür Türk kalacak” diye diklenelim!
Her şey olduğu gibi kalsın, statüko korunsun!
***
Bu ülkenin ulusalcı coşkunluklarla kaybedecek zamanı kalmadı.
Her vatandaşı anayasal olarak Türk kabul eden, Türk’ün Türk’ten başka dostu yok saçmalamasını rehber edinen ama herkesi, kendi vatandaşlarını bile düşman gören, seçimle gelen hükümeti işgalci yönetim sayan hastalıklı zihniyet bu ülkenin yakasından düşsün artık...
Bu ülkeyi prangalayan statükonun değişmesi için yapılan her açılımı, her projeyi yabancı güçlerin oyunu sanan milliyetçi hezeyanlar da...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Selçuk Arşivi