D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

En büyük korku halk korkusu...

En büyük korku halk korkusu...

En amansız korkuları budur! Bu korkuyu, cürmlerine bakmadan Anadolu’yu işgale yeltenen Yunanlıları halkın ölümüne desteği ile yendikten sonra kaçan düşman askerlerine bakarak İsmet Paşa ikrar etmiştir: Asıl düşmanımız halktır!
Peki neden partilerinin adı “Halk Partisi”dir?
Saltanatın nimetleriyle büyüyen, mekteplerinde okuyan ve her sabah “padişahım çok yaşa!” diye bağıran, bürokratik kademelerinde yetişen, ama tarihin kritik bir anında, saltanatın gücünü üstlenmeye yürüyen bir zümre elbette en çok halktan korkar!
Saltanatın kötülüklerinden, monarşinin fenalıklarından, rezaletlerinden, kepazeliklerinden bahsedeceksin ama, saltanatın gücünü ele geçirip, tahtına kurulacaksın!
Soru şu: Abdülhamid mi, Vahidetdin mi sultan olarak daha güçlü yetkiler kullandılar, Türkiye’nin tek parti devri cumhurbaşkanları mı? İttihatçı oyuncağı Sultan Reşat’ı tasnif dışı tutuyoruz, dikkat edilirse.
Bu soruya biz cevap vermeyelim!
En doğrusu bu soruya, kemalizm edebiyatını “Sarızeybek”le tecdid eden “sulugöz”, yetmez “salya-sümük” kemaliste soralım. Ne de olsa aynı mevzuda içinde hamasetle birlikte bir miktar insaniyet de bulunan bir film yaptığında fikirdaşlarının aforozundan kurtulamamış ve hakikati bir nebze de olsa görmüştür.
Fakat o ne? Bakın ne diyor, her zaman özgürlükçü, ebediyen cumhuriyetçi ve kesinlikle demokrat ve elbette ve şiddetle halkçı sulugöz efendi:
Halk en âdil yargıç olabilir miymiş! Halk oyu zorbalığa, tahakküme yol açarmış! “Çünkü bilirim ki, halka sorsan ne cumhuriyet olurdu, ne demokrasi...
Ne idam cezası kalkardı, ne düşünce suçu...”
İşte zurnanın zırt dediği yer.
Her fırsatta kayıtsız ve şartsız halk hâkimiyetinden bahsedeceksin, sonra TBMM’yi tayinle gelen ve seni oybirliği ile seçen, kanunlarını oybirliği ile kabul eden bir “cumhuriyet” kuracaksın. Elbette cumhuriyet halka sorularak kurulsa idi, baştan demokratik olurdu. Tek partinin oligarşik idaresine gerçek cumhuriyet demek için Saddam’ı, Esed’i, Kaddafi’yi ve bilcümle benzerlerini şahit göstermen gerekir.
Halk neden demokrasiyi istemesin? Mazoşist mi? Kendine zulmetmekten mi hoşlanır?
Mevzu halkoylaması... Ankara’da halk oylaması yapılacak yer, CHP’nin %80 oy aldığı Bahçelievler. Yani senin hayat tarzından vatandaşlar orada kahir ekseriyeti teşkil ediyor.
Fakat kim ister sokağında sabahlara kadar sarhoş naraları yükselsin, evine 24 saat alkol kokuları tecavüz etsin? İsteyenler çoğunlukta olursa, “nasılsanız öyle idare edilirsiniz” fehvasınca, aç önünü... Hayat tarzının nimetlerinden doya doya müstefid olsun!
Bir daha görülüyor ki, işin başı ahlâk. Dürüst olalım. Hiç ilgimiz olmadığı halde halkçı, demokrat, cumhuriyetçi tafrası satmayalım. Azınlığın tahakkümünden, oligarşik yönetimden yana olduğumuzu mertçe söyleyelim. “Benim hayat tarzım esastır, diğerlerine hayat hakkı tanımam” diyelim. Dürüstlük gibi erdem var mı?
“Örgütlülük ve bilinç olmadığı sürece “halk”, bir kalabalığın adıdır” buyuruyorsunuz. Örgüt var: CHP. Örgütü destekleyenler de var: Halkoylaması yapılacak caddenin halkı. İtiraz niye?
Hem büyük Meclis’te hem Ankara Belediye Meclisi’nde safdirik konumuna düşen CHP’lilere gelince...
Halkoylamasına rey veren CHP temsilcileri, biz farkına varamadık diyesiymiş! AK Partililer mi çok cingöz, CHP’liler mi çok aptal?
İkisi de değil! CHP’liler önce dişlerine göre bir halkoylaması olacağını düşündüler. Yüzde seksen oyumuz var; öyleyse sonuç belli! Bastır kahraman halkımız!
Fakat bir de fıtrat var. Ailenin huzurlu bir çevre içinde yaşama hassasiyeti var. Çocukların yetişmesi meselesi var. İçen içer, kendi meselesi. Şu açık ki, içkili bölgeler mesken niteliğini kısa sürede yitiriyor. Tepeden tırnağa alkolizme teslim oluyor. Bahçelievler eğer bu oylamada içkiyi seçerse, orada yaşayan normal insanlar kendilerine yaşanacak yeni huzurlu yerler arayacaklar demektir!
Samimiyet testi: Yazarımız “İçkili mekânlar okullardan, camilerden uzak tutulacaktır” buyuruyor. Samimiyse, dünkü yazımıza baksın. Ankara’da mukim olduğuna göre, Ankara’nın göbeğinde SSK İşhanına gitsin. İçkili mekânların caminin neresinde olduğunu gözleriyle görsün! Bir ibadethanenin alkolizm tasallutundan kurtulması için kalemini oynatsın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi