Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Alevi açılımı...

Alevi açılımı...

İnsanların birtakım mahrumiyetlere uğratılıyor olmaları kötü bir şey.

Kendisi için istediğini başkaları için de istemek ve tabii ki, kendisi için istemediğini başkaları için de istememek, insan olmanın temel gereklerinden birisi.

Belki tam olarak bu şekilde değil ama Peygamber Efendimiz'in (sav) de bu mealde bir hadisi şerifi olduğunu hatırlıyorum...

Bu bakış açısı, Türkiye'nin özellikle toplumsal planda karşı karşıya bulunduğu problemlerin halledilmesi için temel esas olarak alınabilse, belki de çözülmedik hiç bir mesele kalmayabilirdi...

80'li yılların ortalarında, tanıdığım bir genç yanıma gelerek benimle bir konu konuşmak istediğini söylemiş ve: 'Alevilik nedir?' diye sormuştu.

Bu soruyu niçin sorduğunu merak ettiğimi belirtince genç, 'askere gideceğini' söylemiş ve 'ne alaka?' soruma karşılık da: 'Ben Alevi'yim' şeklinde cevap verince, iyice şaşkın bir hale gelmiştim.

"Madem ki Alevisin, o halde senin bana Aleviliği öğretmen gerekmez mi?" dediğimde, gencin söyledikleri hâlâ kulaklarımdadır: "Biz askere gidene kadar bize bir şey anlatmazlar. Yalnız, askerde bize ne anlatılırsa anlatılsın inanmamamız gerektiğini; askerlikten dönüşte bize gereken her şeyi anlatacaklarını söylerler."

Tahmin edebileceğiniz gibi, askerliğini yapmış birisine sormayı deneyip denemediğini sordum. Aldığım cevap şu şekildeydi: "Birçok tanıdığıma sordum. Ama anlaşılan askerden dönenlere de pek bir şey anlatıldığı yok..."

Delikanlıya neler söylediğimi pek hatırlamıyorum ama bu olaydan sonra Alevilik'le alakalı bildiklerimi geliştirmek için gayret ettiğimi hatırlıyorum...

Ancak itiraf etmeliyim ki, bu konuda birşey bildiğimi söyleyebilmem hala pek mümkün değil ve bu konuda yalnız olmadığımı anladığım geçtiğimiz Çarşamba gününe kadar da, bu benim için bir üzüntü vesilesi idi.

Devlet Bakanı Faruk Çelik koordinatörlüğünde yürütülen Alevi Çalıştayı'nın 'Alevilik ve Medya' başlıklı 5. toplantısı, geçtiğimiz Çarşamba günü İstanbul'da yapıldı.

Ülkemizdeki Alevi kesimin karşı karşıya bulunduğuna inanılan sıkıntılar ve bunların nasıl olup da giderilebileceği hususunda, 40'ın üzerinde medya mensubunun görüşlerinin alındığı, bir tür beyin fırtınası idi toplantı.

Necdet Subaşı moderatörlüğünde gün boyu süren toplantıda belki de en çok dikkat çeken husus, Alevilik konusunda bilinen şeylerin ne kadar az olduğu idi.

Medyanın genelinde var olan İslamiyet'le alakalı bilgi eksikliği olgusunun, aynı şekilde ve daha da fazla olarak Alevilik için de geçerli olduğu, açık bir şekilde anlaşılıyordu.

Bu sebeple olacak, katılanlardan bazıları medya kuruluşlarında Alevilikle ilgili bilgi sahibi olan editörler istihdam edilmesi teklifini gündeme getirdiler.

Ama asıl çarpıcı olan, kendilerini tanımlama konusunda Alevilerin bile sıkıntı çekiyor olması...

Alevileri kimin temsil ettiği/etmesi gerektiği hususunda epeydir süren tartışma bir yana, bu kesimin sıkıntıları cümlesinden zikredilen hususların farklılığı da, muhtemelen tanımla ilgili sıkıntıdan kaynaklanıyor.

Ülkemizdeki hemen her kesimin olduğu gibi, Alevilerin de şikayetlerini mucip durumlar sözkonusu. İlgi çekici olan bu şikayetler hususunda henüz bir fikir birliğine varılmamış olması.

Temsil hususundaki karışıklık, tabii olarak talepler konusunda da sözkonusu. Mesela bir kesim, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kaldırılmasını isterken, diğer bir kesim, Diyanet'te Alevilere de yer verilsin istiyor.

Yine Mecburi Din Dersleri'nin kaldırılmasını isteyenler de var, bu derslerde Aleviliğe de yer verilmesini isteyenler de...

Bu konuya yarın da devam edeceğiz inşaallah...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi